• Turkhane Logo

Yıldırım: Seçim geçmiş, İstanbullulara teşekkür etmenin anlaşılmayacak nesi var?

AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, sandık sonuçlarına yönelik itiraz sürecine ilişkin konuştu.

20:53 03 Nisan 2019 Çarşamba
Yıldırım: Seçim geçmiş, İstanbullulara teşekkür etmenin anlaşılmayacak nesi var?
AKP'nin İstanbul Büyükşehir Belediye Başkan adayı Binali Yıldırım, sandık sonuçlarına yönelik itiraz sürecine ilişkin konuştu.

Ekrem İmamoğlunun Anıtkabir Özel Defterini İBB Başkanı olarak imzalamasında tepki gösteren Yıldırım Atatürkü tabii ki Anıtkabiri herkes ziyaret edebilir. Ama Anıtkabirdeki deftere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diye yazmak akla ziyan bir şeydir ifadesini kullandı.

Seçim sonuçlarının belli olmadığını ve hukuki sürecin beklenmesi gerektiğini ifade eden Yıldırım Bu milletin sinirini bozmaya kimsenin hakkı yoktur dedi.

Seçim sonuçlarının netleşmemesi ve YSK verilerine göre ikinci sırada olmasına rağmen Gönül belediyeciliği kazandı, teşekkürler İstanbul afişlerinin şehre asılmasına da değinen Yıldırım Seçim geçmiş, İstanbullulara teşekkür etmenin anlaşılmayacak nesi var? ifadelerin kullandı. Yıldırım, seçim gecesi İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ile görüşmesi konusunda ise Bakanlarla görüşmek yasak mı? Ben AK Partinin genel başkanlığını, Başbakanlığını yapmış biriyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesine aday olmuşum. Gayet tabii seçimlerle ilgili süreci aramızda her an değerlendiririz açıklamasında bulundu.


Yıldırımın açıklamalarından satır başları şöyle:

Arkadaşlar kolay gelsin. Birkaç gündür burada perişan oldunuz, buna da çok üzülüyorum. Biliyorsunuz 31 Mart seçimleri İstanbulda ve Türkiyede gerçekleşti. Malatyada yaşanan olay dışında hamdolsun yurdun her tarafında sükunetle ve olgunlukla seçimleri gerçekleştirdik. Ama konuşulmaya devam ediyor. Bu da doğal bir şey. Anayasamızın maddeleri çok açık. Seçimler yargı yönetimi ve denetiminde yapılır diyor. Seçimin başlamasından bitimine kadar seçimin düzen içinde yapılması, yönetilmesiyle ilgili bütün işleri yapma, yaptırma görevi YSKya aittir. Seçim tamamlandıktan sonra yolsuzlukları, şikayetleri dinleyip karara bağlamak YSKnındır. Çok açık ki, seçim bitmiştir itiraz etme devam etmektedir. Bugün olan bir şey değil. Bugüne kadar birçok yerde olmuştur. Birçok ilde olduğu gibi İstanbulda da itiraz süreci devam ediyor. Seçimin patronu YSKdır. Seçimin sahibi ne Ekrem İmamoğlu ne de Binali Yıldırımdır.

Sayın İmamoğlunun bu gerçeği görmesi, kabul etmesi gerekir. Ben ilk gün açık bir şekilde söyledim, mazbata kime verilirse başkan odur. Şimdi soruyorum, Ekrem İmamoğlu elinde mazbatan var mı? Sağa sola gitmenin, yazı yazmanın ne anlamı var? Bu karar YSK tarafından açıklanacaktır. Bu herkese zarar verir, adayın kendisine zarar verir. İstanbul gibi bir kentte herkesin sorumlu davranması ve teenni içinde hareket etmesi gerekir. Bir sabırsızlık hali vardır. Bir an önce mazbatamı verin. Sanki benim iki katım oy almış, seçimi kazanmış da, sanki biz üç beş gün zaman kazanmak için pozisyon alıyoruz. Bunu şiddetle kınıyorum. İstanbul halkının bize oy versin, vermesin her oyun doğru yere gittiğini tespit etmek benim vicdan ve namus borcudur. Sonuç ne olursa olsun, ben kimin kazandığına bakmıyorum. Verilen oyun zayi olmaması için sorumluluk taşıyorum. Böyle bir görevim var. Oyun yerini bulduğundan emin olmamız lazım. Bu gerçeği sayın Ekrem İmamoğlunun görmesini ve bu sorumluluk içerisinde hareket etmesini İstanbullu bekliyor.

Dış ülkelerden tebrik almak, telefon etmek, bu milletin sinirini bozuyor. Bu milletin sinirini bozmaya kimsenin hakkı yoktur. Burayı Venezuela gibi göstermek isteyenlere karşı tek yumruk oluruz. Türk halkının moralini bozmayın. Hukuka saygılı olun, sürecin sonlanmasını sükunetle bekleyin. İmamoğlu ilk gün En güvendiğim yer YSKdır demiştir. Madem güveniyorsan, onun kararını bekleyip, YSKnın mazbatayı vermesini bekleyeceksin. Sokağı hareketlendireceğiz iması yapmaktan vazgeçin. Kendisinden daha tecrübeli siyasetçi ve devlet adamı olarak kendisine önerim budur. Şu aşamada başka yollara başvurmak fevkalade rahatsız edicidir, bunun ülkemize hiçbir yararı yoktur. CHPye de  yararı yoktur. Sayın Kılıçdaroğlu da bu minvalde bir açıklama yapmıştır, bu da talihsiz bir açıklamadır. Hukuk devleti herkese lazımdır. Sayın Kılıçdaroğlu da Niye bu kadar uzadı gibi anlamsız laflar etmektedir. Yarın iş bitti, mazbatasını aldı, ilk önce tebrik edecek olan benim. Bunu da bilmesini isterim. Ama tersi gerçekleşirse aynısından beklemek benim hakkımdır.

Partimizin yetkili kurulları adayın, partimizin haklarını korumak için gayet tabii sonuna kadar kullanacaklardır. Kaldı ki CHP de aynı şeyi yapmaktadır. Onlar da itiraz ediyorlar. Demek ki bu süreç sadece AK Partiyi değil aynı zamanda CHPyi bağlıyor. Bir kafa karışıklığıdır gidiyor karşı tarafta. Allah sonunu hayretsin diyorum. Gidip Atatürkü tabii ki Anıtkabiri herkes ziyaret edebilir. Ama Anıtkabirdeki deftere İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı diye yazmak akla ziyan bir şeydir. Eğer hakkınsa zaten bu ünvanı alacaksın. İstediğin yere git, istersen meydana çık Sultanahmete Ben belediye başkanı oldum diye bağır, sana kim ne diyecek? Yapılan işler talip olduğun yerin ağırlığıyla bağdaşmamaktadır. Binde 2 oydan bahsediyoruz. 8,5 milyon oyda binde 2den bahsediyoruz. Ben bunun ne anlama geldiğini İstanbulluların ferasetine bırakıyorum.

“Teşekkürler İstanbul” pankartlarının asılması

Bilgiler, değerlendirmeler geldikçe her an değişiyor. Burada sadece bizim lehimize olanlar sayılmıyor, rakibin hakkı olanlar da ortaya çıkıyor. Kimin hesabına yazılacaksa yazılıyor. Tek taraflı bir süreç değil bu. Bunun da bilinmesinde fayda var. Bugün de CHPnin pankartlarını gördüm ben. Seçim geçti. Seçimden sonra İstanbullulara teşekkür etmenin anlaşılmayacak nesi var? Şimdi kusura bakmayın 181 meclis üyesi kazanmışız ittifak olarak karşı taraf 130 kazanmış. Ezici çoğunluğumuz var. 25 ilçe kazanmışız, diğer ittifak 14 ilçe kazanmış. Bunun için teşekkür etmeyeceğiz de üzgünüz mü yazacağız, ne demek anlamadım...

Seçim gecesi Süleyman Soylu ile görüşmesi

Bakanlarla görüşmek yasak mı? Ben AK Partinin genel başkanlığını, Başbakanlığını yapmış biriyim. İstanbul Büyükşehir Belediyesine aday olmuşum. Gayet tabii seçimlerle ilgili süreci aramızda her an değerlendiririz. Bu itiraz sürecidir. İddialar var, oylar kaydırıldı deniyor. A adayına şu rakam verilecekken sıfır verildi deniyor. Bazen bizim lehimize bazen de sayın İmamoğlunun tarafına yazılıyor. Bu hataları düzeltme, usülsüzlük, yolsuzluk varsa kasıtlı yapılan işler varsa bunlara da bakılıyor. İşin özü budur; gerçeği ortaya çıkarmak, İstanbullu tatil günü evinden kalktı, gitti, zahmete katlandı, oyunu verdi. Şundan emin olması lazım, benim oyum yerini buldu. Bundan hem benim hem Ekrem İmamoğlunun emin olması lazım. Böyle iken Ben başkan oldum, ben başkan oldum, bırak kardeşim. Olursan, projelerini yaparsın, biz de memnun oluruz. Yatacağız kalkacağız, yatacağız kalkacağız sonra sonuç ortaya çıkacak.

Bir sonraki adım YSK. YSKya partimiz müracaat etti. Bu işlemin doğru olmadığı yönünde karar verdi YSK. Bugünden itibaren kaldığı yerde sayılmaya devam ediliyor. Her yanlışın bir düzeltme şekli vardır. Seçimler sonrası yapılan işlem ile normal hukuk arasındaki davalarda bir fark yoktur. İki kişi davalık oldu, biri kazandı, biri kaybetti. Bitiyor mu orada. İstinafa gidiyor, temyize gidiyor. Bütün hukuki yollar nasıl izleniyorsa, kademe kademe bugün de yapılan odur. Biz YSKnın hem geçmişte hem de bu seçimde çok başarılı şekilde bu süreçleri yönettiğini ve bütün  dünyada takdir aldığını biliyoruz. Bu süreci tenkit edenler şunu söyleyemiyor, İstanbulda şeffaflık yok, demokratik bir seçim olmadı diyemiyor. Sadece adaylardan yana taraf olmuyor. Kimse bizim işlerimize burnunu sokmasın, kendi işine baksın. Amerikan sözcüsü bize laf yetiştireceğine, sayın Trumpın son üç eyalette yeniden yapılan sayımla başkanlığı elde ettiğini unutmuş gözüküyor. Bize ders vermeye kalkıyorlar, Türkiyenin bu derslere ihtiyacı yok.

Hiç kimse artık internet çağındayız, bilişim çağındayız hiç kimsenin dosya kaçırdığı yok. Mevcut başkan yerindedir. Sayın Mevlüt Uysal bu konuyla ilgili cevabı vermiştir. Bu da yine tam bir kafa karıştırmaya, halkı galeyana getirmeye, gerginlik çıkarmaya yönelik söylemden ibarettir. Gaza gelmesin, aklı selimle hareket etmesini kendisine öneriyorum. Az bir zaman kalmıştır. Türkiye Barolar Birliği Başkanı Metin Feyzioğlu bir açıklama yaptı, herkesin itiraz hakkı vardır diye. Herkes hukukun verdiği kararlara saygı duymasını, riayet etmesini bekliyor. Ben bir kez daha değerli İstanbul ahalisine bizlere verdiği destekten güvenden dolayı teşekkür ediyorum. Seçimlerin hayırlı olmasını mevlamdan niyaz ediyorum.

Son güncelleme: 20:53 03.04.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı