• Turkhane Logo

Yazar Sevan Nişanyan: 'Türk adamıza geldi, cami de yaptırır bu' dediler

Yunanistan'da tutuklandıktan sonra 14 gün içinde ülkeyi terk etmesi şartıyla serbest bırakılan yazar Sevan Nişanyan, "Son yıllarda Yunan kültürüne aykırı şekilde bir yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, fırtına gibi ortalığı kapladı" dedi.

14:15 09 Ocak 2022 Pazar
Yazar Sevan Nişanyan: 'Türk adamıza geldi, cami de yaptırır bu' dediler
Yunanistan'da tutuklandıktan sonra 14 gün içinde ülkeyi terk etmesi şartıyla serbest bırakılan yazar Sevan Nişanyan, "Son yıllarda Yunan kültürüne aykırı şekilde bir yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, fırtına gibi ortalığı kapladı" dedi.


Yunanistan 9 gün gözaltında tutülduktan sonra serbest bırakılan Sevan Nişanyan, +GERÇEK TVde yayınlanan Sınırsız programında Alin Ozinanın konuğu oldu. 

Nişanyan, adada yaptığı bir takım girişimler nedeniyle ırkçıların kendisini hedef gösterdiğini ve Samos polisinin de durumdan vazife çıkarırcasına hareket ettiğini söyledi. 


Nişanyan, Samosta ve bütün Ege Adalarında çok kötü bir gelişme var son yıllarda. Yunan geleneğine ve Yunan kültürüne çok aykırı bir şekilde inanılmaz bir yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, fırtına gibi kapladı ortalığı. Bu işin kışkırtıcıları arasında öncelikle polis teşkilatı var ve öyle anlaşılıyor ki saçmasapan bir paranoya ve deikodu zincirinin sonucunda Bu adam Türktür, Türkiyeden gelmiş, geri gitsin gibi bir ruh haline girmişler ifadelerini kullandı.

14 GÜN İÇERİSİNDE ÜLKEYİ TERK ETMEM İSTENDİ

Kendisi hakkındaki son durumu anlatan Nişanyan, Sınır dışı edilmem yönündeki absürt karar geçerliliğini sürdürüyor. Hâlâ o kararın temeli olan ulusal güvenlik için tehdit oluşturduğum iddiası, ki gerçek dışı bir dünyada yaşadığımızın belirtisidir, o da devam ediyor, hukuki mücadelemiz de devam ediyor. Önümüzdeki 14 gün içerisinde ülkeyi kendi irademle ve istediğim sınır kapısından terk etmem talimat olarak verildi. Eğer bu süreçte bir sonuç alabilirsek gitmeyeceğim fakat öbür türlü bir süre başka ülkelerde sırtımı dinlendirme imkanı bulacağım dedi.

Nişanyan, sürecin nasıl başladığnıysa şöyle anlattı:

ABSÜRT, AKIL ALMAZ BİR DURUM, DEHŞETE KAPILIYORSUN

Çocuklarımla bir buluşma için Balkanlara gittik. Karadağda 15 günlük bir aile tatili yaptık. Ekim ayında oluyor bu. Dönüşte hiç beklenmedik bir şekilde pasaport kontrolünde dediler ki Arkadaş sen memlekete giremezsin, senin sınır dışı kararın var. Peki, gerekçesi neymiş? Ulusal güvenlik için tehditmiş, gerekçesi gizliymiş. Absürt, akıl almaz bir durum. Böyle şeylerle karşılaşınca insanın kafası Acaba ne olabilir, nasıl bir suç işlemiş olabilirim? diye çalışmaya başlıyor. Dehşete kapılıyorsun; acaba Türk hükümeti mi bir girşimde bulundu? Acaba Yunan hükümeti  mi bir takım davranışlarımı beğenmedi diye. Çünkü herhangi bir şekilde dosyaya ulaşma imkanı yok. 

Ondan sonra bir müddet Sırbistan ve Ermenistanda vakit geçirdikten sonra bu saçmalığın daha fazla devam edemeyeceğini idrak ettik. Bir takım dostların da vasıtasıyla Yunan emniyetinin en üst kademesine kadar gidip Şu dosyayı bir gözden geçirin, Allah aşkına içinde ne var? dedik. Bugün, yarın bakacağız derken aradan aylar geçti. Ben de bunun üzerine Sizin bir karar alacağınız yok diyerek geldim. 

SAMOSTA VE BÜTÜN YUNAN ADALARINDA ÇOK KÖTÜ BİR GELİŞME VAR SON YILLARDA

Sonra yavaş yavaş, özellikle son tutuklandığımdan sonra ortaya çıktı ki, büyük komplolar, büyük devlet meseleleri beklediğim yerde, çerden çöpten, zavallı, yerel bir dedikodu tezgahı var. Başka hiçbir şey yok diyen Nişanyan, Samosta ve bütün Ege Adalarında çok kötü bir gelişme var son yıllarda. Yunan geleneğine ve Yunan kültürüne çok aykırı bir şekilde inanılmaz bir yabancı düşmanlığı ve ırkçılık, fırtına gibi kapladı ortalığı. Bu işin kışkırtıcıları arasında öncelikle polis teşkilatı var ve öyle anlaşılıyor ki saçmasapan bir paranoya ve deikodu zincirinin sonucunda Bu adam Türktür, Türkiyeden gelmiş, geri gitsin gibi bir ruh haline girmişler diye konuştu.

ŞOKE OLDULAR ERMENİ PASAPORTUMU GÖRÜNCE

Ozinanın, Küçük bir adada yaşanan bu durum Atinanın tavrını nasıl etkileyebiliyor? sorusunu yanıtlayan Nişanyan, şöyle konuştu:

Teşkilat var arkasında, besbelli bir teşkilat var. Atinanın tavrı nedir henüz anlayabilmiş değiliz. Yani Atinada çok üst düzey görevliler dahil olmak üzere siyasi, hukuki ve idari, pek çok kişiyle görüştük. Hepsi saçını başını yoluyor, Böyle bir şey Yunanistanda mümkün müymüş? diye. Nişanyan vakasının hiçbir detayına hakim olmadıklarını görüyorsunuz. Bilgisizliğin düzeyi insanı şaşırtıyor. 4 buçuk yıl önce geldim bu ülkeye ve o zaman iltica için başvurdum. O bir buçuk yıllık bir süreçti, sonunda ilticamı geri çektim, daha doğrusu sürenin tükenmesini bekledim.

Artık bir mülteci değilim, iltica talebinde değilim çünkü o tarihte Ermenistan devleti bana vatandaşlık ve pasaport verdi. Arada İrayla evlendim, bir Yunan vatandaşıyla evlilik bağı kurdum. Bu durumda zaten mülteci olarak Yunanistana başvuramam. Farkında değiller. Şoke oldular Ermeni pasaportunu görünce. Bütün kurdukları kurgu dağıldı. 

Çünkü kafalarındaki konsept şu: Bu Türk gelmiş kafasına göre burada işler yapıyor. Kimmiş bu, adayı ele geçirmek mi istiyor? Gitsin geldiği yere. Madem Türkiyeden gelmiş, oraya dönsün. Bütün anlatı bundan ibaret. Kafalarındaki model bu. 

TAKTİK VE STRATEJİK AÇIDAN BAZI YANLIŞLAR YAPTIM

Nişanyan, ticari anlamda oradaki yerel halkı kızdıracak bir şey yapıp yapmadığına ilişkin sorulan soruya ise şu yanıtı verdi:

En azından taktik ve stratejik açıdan bazı yanlış adımlar attım. İlk geldiğimde büyük bir heyecanla, büyük bir coşkuyla bir takım projelere giriştim. Ölmek üzere olan, yarı terk edilmiş bir köy. Yüzlerce bina var, metruk halde, boş duran, 5-10 liraya satın alabileceğin. Dedim, bir sermaye bir araya getirsek, bunlardan 30-40 tanesini satın alsak, onarsak. Bu köyü kültürel, ekonomik, toplumsal, siyasi her anlamda bir çekim merkezi haline getirebiliriz. 

TÜRK GELMİŞ KÖYÜMÜZÜ ELİMİZDEN ALACAK, CAMİ DE YAPTIRIR BUNLAR

Bilmem gerekirdi fakat insanoğlu bazı dersleri öğrenmiyor. Yerel, dedikoducu teyzelerin bakış açısından bu yaptığımın anlamı Türk gelmiş, köyümüzü elimizden alacak. Bu bir dehşet öyküsü. Bu adanın ürettiği tek ürün dedikodudur. Dedikodu üzerinden beslenen ve dedikodu üzerinden yaşayan bir yer, küçük yerlerin tipik özelliği. Bu olay büyüdü ve o projeden bir buçuk yılın sonunda vazgeçtim. Buna rağmen Bu Türk adamızı satın alıyor. Ne cüret, cami de yaptırır bunlar denildi. 

BU TÜRKÜ BURADA YAŞATMAYACAĞIZ

Sizin Türkiyeden kaçmak zorunda olan bir Ermeni olduğunuzu duymamışlar mı? sorusuna ise Nişanyanın yanıtı şöyle oldu:

Biz Türk değiliz, Ermeniyiz hikayesini anlatmaktan dilimizde tüy bitti. Önyargı, yabancı düşmanlığı veya herhangi bir şekilde ırkçı duygulanım o kadar kuvvetli bir içgüdü ki bunun aşılması çok zor. Şu var, bu hadise kışkırtıldı burada. Eskiden faşist Altın Şafak örgütü vardı. Bu dağıtıldı ama şu an mülteci düşmanlıığ üzerinden metastaz yaptı, kendilerine bir varlık sebebi yaratıyor. Facebook grupları kurdular, aleyhimize tehditler, iftiralar savurmaya başladılar, Bu Türkü burada yaşatmayacağız diye. 

Son güncelleme: 14:15 09.01.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı