• Turkhane Logo

Yargı, gücünü anayasadan değil Saray'dan alırsa...

Hitler'in Yargıçları ve Führer Devleti'nin İnşası...

12:32 18 Ekim 2020 Pazar
Yargı, gücünü anayasadan değil Saray'dan alırsa...
Hitler'in Yargıçları ve Führer Devleti'nin İnşası...

HASAN CEMAL- T24.COM 
Hitlerin Yargıçları ve Führer Devletinin İnşası...CHP lideri Kılıçdaroğlu:
Enis Berberoğlu kararını verenİstanbul 14. Ağır Ceza Mahkemesitopluma, Anayasalarbizi bağlamaz, biz gücümüzüSaraydan alıyoruz diyor. 
Gücünü anayasadan değil,Saraydan alan bir mahkeme...Kılıçdaroğlunun sözü aklımda iz bırakıyor.Twitterda bakınıyorum.Aslı Kazanın tweeti çarpıcı...Herhangi bir yoruma ihtiyaç göstermiyor.Sanki Kılıçdaroğlunun, Anayasalar bizibağlamaz, biz gücümüzü Saraydanalıyoruz sözünü açıklıyor.


İnternette dolaşıyorum.Bianette bir yazı başlığı dikkatimi çekiyor:
Hitlerin Yargıçlarıve Führer Devletininİnşası...
Türk-Alman Üniversitesi Hukuk FakültesindenDoç. Dr. Berke Özenç imzalı yazınınbazı bölümlerini aşağıya alıyorum. 
Nazi rejiminin inşasına zeminhazırlayan kanunlar değil,yargıçlardır.
Sonuç, Alman tipi başkanlığınkurumsallaşmasıve Führer Devletinin kurulmasıdır.Nazilere yakın pek çok hukukçununo dönemde gururla ifade ettiği gibiAlmanya artık sosyal bir hukukdevleti değil, Adolf Hitlerin Almanhukuk devletidir.
Yargı, hem rejimin inşa sürecindehem de rejimin bekasının korunmasındakritik bir rol üstlenir.
Özellikle Nazi devletinin inşasınazemin oluşturan konjonktürünyaratılmasında,diğer bir deyişle,tüm muhalefet kanallarınınsusturulmasında ceza kanunlarınınsınırsız yorumu belirleyicibir rol oynar.
Fakat bu sınırsız yorumun sınırınıya da daha doğru bir ifadeyle hedefinibelirleyen ise Hitlerin ve Partininsıklıkla tekrarladığı millilik kriteridir.
Millilik vurgusu öylesine ön plana çıkar ki,1936 yılında ceza kanununda yapılanbir değişiklikle yalnızca ceza kanunundaaçıkça öngörülen suçların değil,sağlıklı milli şuur uyarınca cezalandırılmayıhak eden eylemlerin de cezalandırılacağı kabul edilir.
Bu değişiklikle ceza hukukununtemel ilkesi olan kıyas yasağı,diğer bir deyişle savcıya da yargıçlarınkeyfi bir şekildesuç türetmelerineengel olan ilketamamen ortadan kaldırılır.
Böylece millilik kavramı,hali hazırda yürürlükte olantüm kanunların keyfi bir şekilde uygulanmasınaimkan tanıyan ve kanunların sağladığıasgari güvenceleri yok sayarakhukuk güvenliğini ortadan kaldıranbir kriter olarak ortaya çıkar.
Ardından yargıçlar da milli değerlerikorumak ve Nazi adaletinitesis etmek amacıylamevzuatı bir kenara koyarak,Nazi Devriminden aldıklarıilhamla gerçekleştirdiklerizihinsel inkılabı kararlarına yansıtır.
Bunun sonucundamilli olmadığınakanaat getirilen bireylerinyalnızca özgürlüklerikısıtlanmaz, yaşam hakları daellerinden alınır.
Yargının hukuku eğip bükereksiyasi iktidarın temennilerine görekarar vermesi halinde ortaya çıkan durumunya da çöküşün sonuçlarınıtüm toplum yaşar,yargıçlar da bundanmüstesna değildir. 
Bu noktada sadece tek bir örnekvermek yeterli olacaktır.Nazi Rejiminin binlerce muhalifi idama yollayanünlü Halk Mahkemesininbaşyargıcı Roland Freisler,göreve gelmesinin hemen ardındanHitlere yazdığı bir mektupta,Führerim; halk mahkemeleri bundan böylebir karar verirken, o karara konu olan olayısiz değerlendiriyor olsaydınız,nasıl karar vereceğinize inanıyorsa,o yönde bir karar vermeyeçalışacaktır diye yazıyordu.
Gerçekten de halk mahkemesinin verdiği kararlar,Führerin çizdiği yoldaNazi devletininyüce çıkarları adına,var olan hukuk kurallarınıyok sayan nitelikteydi. 
Kötü hukuk kurallarıya da hukuk kurallarınınhatalı yorumu,bireylerin adalet talebinikarşılamadığı içintoplumsal huzursuzluklaraneden olur. Fakat hukuk kurallarının,hele ki anayasanın fiilenortadan kaldırılmasıya da uygulanmaması,toplumsal çöküşe gidengeri dönülemez bir yol açar. 
İyi pazarlar!

Son güncelleme: 12:32 18.10.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı