Habersoldan Mehmet Kuzulugil yandaş medyanın Türkiyenin Milli Uçak gemisi haberini analiz etti.
Türk Silahlı Kuvvetlerinin en büyük savaş gemisi olacak olan TCG Anadolu 2021 yılında deniz kuvvetlerine teslim edilmek üzere Sedef Tersanesinde yapılıyor.
Gemi, Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığının (SSB) açıklamalarında Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi olarak tanımlanırken, bir süredir medyada ülkemizin ilk uçak gemisi olarak tanıtılıyor. Bir adet 12 derecelik eğimli uçuş rampasına sahip olması nedeniyle savaş uçaklarının kalkışına uygun olduğu iddiasıyla yapılan bu tanım, büyük ölçüde yanıltıcı.
TCG Anadolu, F-35 projesiyle birlikte değerlendirilmişti. Kısa kalkış ve dikey iniş yapabilen F-35ler dışında TCG Anadolunun küçük bir uçak gemisi olarak da kullanılabilmesine olanak yok. Türkiyenin F-35 projesinden çıkarılmasıyla birlikte, bu da imkansız hale gelmiş durumda.
TCG Anadolu planlandığı gibi 2021 yılında denize indirilecek olursa uçak kalkış ya da inişi için kullanılması sözkonusu olmayacak.
Yeni Şafak gazetesiyse dün manşetini İLK UÇAK GEMİMİZ DENİZDE cümlesiyle attı. Sedef Tersanesinde 1 yıl sürecek testler için denize indirilmiş olan gemi henüz deniz kuvvetlerine katılmamış olduğu gibi, zaten bir uçak gemisi de değil.
Savunma Sanayii Başkanlığı dökümanlarında Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi olarak tanımlanan TCG Anadolunun, dört mekanize çıkarma aracı, iki hava yastıklı çıkarma aracı, iki personel çıkarma aracı yanında uçak, helikopter ve insansız hava araçları da taşıyacağı söyleniyor.
Öte yandan yine SSB dökümanlarında uçak taşıma konusu şu şekilde detaylandırılıyor: F-35B gibi dikey iniş ile kısa mesafede kalkış yapabilecek taktik uçaklarında konuşlanabileceği TCG ANADOLU ile Türkiye Cumhuriyeti bölgesel güç aktarım kabiliyetini, orta ölçekli küresel güç aktarımına çevirebilecektir.
Dökümanlarda kullanılmayan uçak gemisi ifadesiyse Savunma Sanayii Başkanı İsmail Demirin Kasım ayında tersanede yapılan denetlemeler sırasında yaptığı konuşmada şu şekilde kullanılmıştı: Bir anlamda kamuoyunda uçak gemisi olarak bilinen gemimiz...
İlk projelendirildiği günden beri teknik olarak uçak gemisi olarak tanımlanmayan TCG Anadolunun F-35 taşıyabilmesi öngörülüyordu. Buna rağmen uçak gemisi sınıfında görülmeyen gemi F-35 alımının iptaliyle birlikte savaş uçaklarının kalkış ve iniş yapabileceği bir gemi niteliğini de kaybetmiş oldu. TSK envanterinde bulunan uçaklar arasında dikey iniş kalkış yeteneğine sahip başka bir uçak da bulunmuyor.
SÖZCÜ DE KERVANDA
Yeni Şafakın iktidara yakın savunma uzmanlarını dahi gülümseten başlığı ayarı kaçırmış olsa da TCG Anadoluya uçak gemisi sıfatını yakıştırma konusunda yandaşların yalnız olduğunu söyleyemiyoruz.
Sözcünün Cumartesi günü yaptığı haber şu başlığı taşıyor: Türkiye’nin ilk uçak gemisi: TCG Anadolu.
Öte yandan Sözcü haber içeriğini biraz daha farklı bir tanımlamayla hazırlamış. Sözcünün haberinde şöyle denilmiş: Savunma Sanayi Başkanlığı’ndan alınan bilgiye göre, Türkiye’nin ilk yerli ve milli savaş uçak gemisi Çok Maksatlı Amfibi Hücum Gemisi TCG Anadolunun Tuzla Sedef Tersanesi’ndeki inşası çalışmalarında sona yaklaşıldı.
GEREKMİYOR DA ZATEN!
AKPnin Yeni Osmanlı hayalleriyle fantastik boyutlar kazanmış olan mevcut askeri doktrin ve politikalar açısından bakıldığında, esasen Türkiyenin uçak gemisi sahibi olmak ve işletmek gibi bir vizyonu da bulunmuyor. AKP iktidarının deniz aşırı yegane macerası şimdilik Libya. TCG Anadolunun hizmete giriş tarihine bakıldığında bu maceranın sonuna yetişmemesi ihtimali çok yüksek. Üstelik orada da uçak gemisi kullanarak yapılacak bir operasyon ufukta görünmüyor.
Bu arada, çoğu uçak gemisinin operasyonel üstünlük kazanmasını sağlayan bir diğer özellik nükleer güçle çalışmaları. Bu sayede çok uzun süreler boyunca yakıt ikmali yapma ihtiyacı duymuyorlar. TCG Anadolunun dizel motorlu olduğu biliniyor.
F-35 GİTTİ RAMPASI KALDI YADİGAR
Öte yandan uçak gemisi goygoyu bir başka soruna istemeden dikkatleri yöneltiyor: TCG Anadolunun uçuş için hazırlanmış rampası...
Gemi, büyük olasılıkla 2021 yılında sadece helikopter iniş kalkışı için kullanılır durumda olarak deniz kuvvetlerine katılacak.
RAHAT OLUN YANDAŞLAR
Bir dizi açmaza sahip olan, Suriyede ve Libyada çıkmaza girmiş olduğu da söylenebilecek Yeni Osmanlı vizyonu, son yıllarda savaş sanayiine ciddi bir itme verdi. Teknoloji üreten, stratejik üstünlük sağlayan silahların tasarım ve imalatını gerçekleştiren bir yapıda olmasa da Osmanlının silah sanayii hem uluslararası pazarda etkinlik göstermeye hem de TSKya ciddi katkılar sağlamaya başladı.
Öte yandan iktidar çevreleri bu etkinliği bol çıkmazlı Osmanlı politikalarını aklamak için kullanmaya kalkıyor ve bunlar da zaman zaman AKP teknokratlarının bile tepki gösterdiği komik durumlar yaratıyor.
LHD: JAPONYADA ÇOK VAR
Landing Helicopter Dock - Helikopter İniş Kalkış Rampası (LHD) olarak anılan sınıftaki gemilerin savaş uçaklarının iniş ve kalkışı için kullanılabilmeleri onları uçak gemisi haline getirmiyor. Nitekim Japonya, Emperyalist Paylaşım Savaşı sonrasında yapılan anlaşmalar gereği uçak gemisine sahip olamıyor ama LHD sınıfı gemileri var!







