• Turkhane Logo

Yalıkavak Marina, Pandora Papers'tan da çıktı

Sedat Peker'in açıklamasıyla gündeme gelen Yalıkavak Marina ile ilgili ayrıntılar Pandora Papers belgelerine de yansıdı. Belgeler, devlet arazisindeki işletmenin offshore firmalar arasında gidip geldiğini gösteriyor.

11:21 11 Aralık 2021 Cumartesi
Yalıkavak Marina, Pandora Papers'tan da çıktı
Sedat Peker'in açıklamasıyla gündeme gelen Yalıkavak Marina ile ilgili ayrıntılar Pandora Papers belgelerine de yansıdı. Belgeler, devlet arazisindeki işletmenin offshore firmalar arasında gidip geldiğini gösteriyor.

DWden Pelin Ünker ve Serdar Vardarın  yaptığı araştırmaya göre, 2007 yılında Türkiye vatandaşlığına geçip Gurbanoğlu soyadını kullanmaya başlayan Azerbeycan asıllı iş adamı Mubariz Mansimov, Türkiyede en az 23, Maltada ise en az 67 firma kurdu. Firmaların kuruluş, satış, el değiştiriş ve kapanış hikayeleri dikkat çekici ayrıntılarla dolu. Kamuoyunun uzun bir süredir tartıştığı Yalıkavak Marinayı işleten Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırım ve Ticaret şirketinin hikayesi de bunlardan biri.

Bodrum Yalıkavak Marinanın adı, organize suç örgütü lideri olmakla suçlanan Sedat Pekerin Mayıs ve Haziran ayında yaptığı açıklamalarla gündeme gelmişti. Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağarı Gülen yapılanması davasında ceza alıp tahliye edilen Palmali Holdingin sahibi Mansimova kumpas kurmakla suçlayan Pekerin iddiasına göre Ağar, Mansimovu tehdit ederek Bodrumdaki Yalıkavak Marinaya el koymuştu. Ağar da Sözcü gazetesine Marina ile ilgili yaptığı açıklamada Ben olmasam mafya çökerdi ifadesini kullanmıştı. O sırada Ağar Bodrum Yalıkavakın Yönetim Kurulu Başkanı, oğlu AKP Millletvekili Zülfü Tolga Ağar ise Yönetim Kurulu Üyesiydi. Tolga Ağar, Temmuz 2018de milletvekili olarak göreve başlamadan beş gün önce şirketin yönetim kurulundan istifa etmiş ancak iki ay sonra, 27 Eylül 2018de görevine geri dönmüştü. Peker, daha sonra yeni bir iddia daha ortaya atarak Marinada ayrıca akaryakıt istasyonu işleten Mehmet Ağarı mazot kaçakçılığıyla suçlamıştı. İddiaları yalanlayan Mehmet Ağar ve oğlu Tolga Ağar mayıs sonunda şirket yönetiminden ayrıldı.
Mansimov marinanın hisselerini nasıl aldı?
 Bodrum Yalıkavakın hikâyesi ise aslında 1995 yılında Cefi Jozeh Kamhinin katıldığı bir ihaleye kadar gidiyor. Bir dönem DYP milletvekilliği de yapan Cefi Jozeh Kamhi, 1995 yılında kendi deyimiyle 17 bakanlıktantoplam 12 bin 208 imza alarak Bodrumun el değmemiş koylarından birini Milli Emlaktan 49 yıllığına kiralıyor. Kamhi, Akdeniz fokunun uğrak yerlerinden biri olması nedeniyle çevrecilerin karşı çıkmasına rağmen 1997 yılında Bodrum Yalıkavak Turizm Yat Limanı firması üzerinden bölgeyi büyük bir yat limanına dönüştürmeye başlıyor.

2009 yılının Mart ve Nisan aylarında ise Mubariz Mansimov ise Türkiyede iki adet şirket kurdu: Palmali Otelcilik Turizm ve Acentelik Limited (POTA) ve Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm Limited (POİYT).

POTA, 10 Mart 2009da 3 milyon TL sermaye ile İstanbulda kuruldu. Şirket hisselerinin yüzde 100ü Mansimova aitti. POİYT ise 28 Nisan 2009da RSR Holding ortaklığında kuruldu. Şirketin hisse dağılımı, 7 Mayıs 2010 tarihli sicil kayıtlarına yüzde 50 RSR Holding, yüzde 50 POTA olarak yansıdı.

Mansimov, bu şirketleri kurarken basında çıkan haberlere göre Profilo Holdingin sahibi ve PORTBODRUM firmaları ile Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı firmalarının kurucusu Cefi Jozef Kamhi iflas etmek üzereydi. O döneme kadar marinaya 52 milyon dolar yatırım yaptığını belirten Kamhi, marinanın değerinin en az 80 milyon dolar olduğunu belirtiyordu.

Fakat dönemin turizm haber sitelerinde çıkan haberlere göre marinanın hisseleri Mubariz Mansimova 13 Aralık 2010da 42 milyon dolar karşılığında satıldı.  

Alizadenin ilk ortaklığı 2010da

Pandora Papers sızıntılarında da adları geçen Kamhi Ailesinden Cefi Jozef Kamhi, Bodrumdaki Yalıkavak koyunu işletme hakkını elinde bulunduran firmadaki hisselerinin bir kısmını Mübariz Mansimova, geri kalanını da RSR Holding ile Mansimovun ortağı olduğu POİYT şirketine sattı.

DW Türkçenin incelediği belgelerde Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı firmasının satışı sonrası hisse dağılımı ile ilgili birbiriyle çelişen belgeler olsa da Ticaret Sicil Gazetesinde şirketin yüzde 90 hissesinin POİYT şirketi ve Mubariz Mansimova geçtiği görülüyor.

Pandora Papers belgelerine göre POİYTnin yüzde 50 hissesine sahip RSR Holding ise bir vergi cenneti olan Singapurda offshore servis sağlayıcısı AsiaCiti Trust üzerinden 2007 yılında kuruluyor. Sahibinin Azerbaycan vatandaşı Anar Alizade olduğu holding, aslında yine Alizadeye ait olan Birleşik Arap Emirliklerinde kurulu Sirius Consultancies FzE adlı şirketin iştiraki.  



Azerbaycan Devlet Petrol Şirketi SOCARın CEOsu Rövnek Abdullayevin kuzeni olan Alizade, üst düzey yetkililerle akrabalık ilişkisini gizlemek için Aliyev olan soyadını Alizade olarak değiştirmişti. Soyadı değişikliği sızdırılan RSR belgelerine de yansıdı. Belgelere göre 8 Ocak 2014te Alizade soyadının bankaya uygun bir şekilde bildirilme kararı alındı. Alizadenin 2013te Türk vatandaşı olduğu ve Arda Akın ismiyle bir pasaport daha aldığı da iddia ediliyor.

Şüpheli hisse devri
 DW Türkçenin incelediği belgelere göre, 17 Mart 2011de ise RSR Holding, Bodrum Yalıkavaktaki marinanın işletme hakkına sahip olmasını sağlayan POİYT hisselerini yine Mansimovun sahibi olduğu Malta merkezli firması Palmali Marina Holding Company Limited firmasına devrediyor. Alizade, yani RSR Holdingin POİYTdeki hisselerini neden Yalıkavaktaki marina devralındıktan üç ay sonra Mansimova sattığı ise meçhul.

Böylelikle POİYT şirketinin tamamı Mansimovun kontrolüne geçerken hisse dağılımı yüzde 50 İstanbul merkezli POTA, yüzde 50 Malta merkezli Palmali Marina Holding oluyor.

POİYT şirketinin hisse dağılımının önemli olmasının sebebi, Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı firmasındaki hisseleri.

Birkaç ay sonra 7 Temmuz 2011de Mansimov hisse dağılımında yeniden değişikliğe giderek POİYT şirketinin yüzde 99,997lik kesimini Palmali Otelcilik Turizm ve Acentelik Limited (POTA)ya devrederken, firma adına işlem yapabilmesi için Palmali Şirketler Grubu Finans Direktörü Nuray Nurcihan Perkere hisselerin yüzde 0.003ünü devrediyor. Böylelikle Yalıkavak Limanının kontrolü artık büyük ölçüde POTA şirketine geçmiş oluyor.

Bundan sonra Mansimov hem kendi ismiyle hem de sahibi olduğu POİYT ve POTA firmalarıyla kontrol ettiği Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı Yatırım ve Ticaret şirketinin yönetim kuruluna Fatih Berber, Alaattin Aykaç ve Mehmet Erçil gibi daha sonra kendisini Gülen yapılanması mensubu olduğu suçlamasıyla ihbar edecek Palmali Holding çalışanlarını atıyor.  

RSR Holding ortaklığa geri dönüyor
Üç hafta sonra 29 Temmuz 2011de Mansimov, bu kez Bodrum Yalıkavak limanını işleten POİYTin sahibi olan POTAnın hisse dağılımında değişiklik yapıyor.

Belgelere göre o zamanki değeri 31.400.000 TL olan POTA şirketinin hisselerinin yarısını Maltadaki şirketi Palmali Marina Holdinge devrederken yarısını da kendi üstünde tutuyor.



Tam 6 ay sonra 27 Şubat 2012de ise Mansimov, RSR Holdingden alıp Maltadaki şirketine devrettiği Yalıkavak Marinayı kontrol etmesini sağlayan POTA şirketi hisselerinin yarısını RSR Holdinge tekrar satıyor. Alizade, Singapurdaki şirketi üzerinden Yalıkavak Marinaya yeniden ortak oluyor.

Devlet arazisini offshore firma işletiyor
Böylece devlet arazisi üzerindeki işletmenin hisseleri şüpheli bir şekilde offshore firmalar arasında gidip geliyor.

Avrupa polis teşkilatı EUROPOLa göre vergi cennetlerinde açılan firmalar, genellikle vergiden kaçınmanın yanı sıra kara para aklamak için de kuruluyor. Offshore şirketler kurmak yasa dışı olmasa da etik olarak tartışmalı. Kamu malı olan devlet arazilerindeki işletmelerin offshore şirketlere aktarılması ise bu devri daha da tartışmalı hale getiriyor.

DW Türkçenin ulaştığı Pandora Papers belgelerine göre RSR Holding, POTAnın yüzde 50 hissesi için Mansimova ait olan Maltadaki Palmali Marina Holdinge 43.750.000 ABD Doları ödüyor. Bu alımı için RSR Holding adına sözleşmeye imza atan kişi ise Agshin Salimov. Azerbaycan vatandaşı Salimov aynı zamanda SOCAR Petkimin satış müdürü.

11 Nisan 2012 tarihinde Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı şirketine, Mansimovun sekiz kardeşinden biri olan ve sonradan davalık olacakları Marif Mansimov, şirketi en geniş manasıyla temsil etmesi için müdür olarak atanıyor.

Alizade 2015te tam yetki sahibi
Yaklaşık dokuz ay sonra 11 Ocak 2013 tarihinde de Mansimov, Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı şirketinin yönetim kurulundan istifa ediyor. Yerine Mehmet Sertaç Şevki Demirtaş atanıyor. 9 Nisan 2014te ise Mehmet Ağarın oğlu AKP Elazığ milletvekili Zülfü Tolga Ağar da yönetim kurulu üyesi oluyor.

28 Nisan 2015 tarihinde Bodrum Yalıkavakın hisselerini elinde bulunduran Mansimov ve RSR Holding ortaklığındaki POTA şirketinde imza yetkilerinin değiştirilmesi kararı alınıyor.



POTAya ait Palmali Otel İşletmeleri Yatırım ve Turizm (POİYT) şirketinin müdürleri ve imza yetkileri de 13 Mayıs 2015te alınan kararla değiştiriliyor. Böylece RSR Holdingin sahibi Alizade, Mansimov ile ortak olduğu iki firmada da tam yetkiye sahip oluyor.

Değeri 51 milyon Euro
Mansimovun Palmali Marina Holding şirketinin ismini andıran yine Malta merkezli Palmarina Holding Limited adında başka bir şirket, Alizadenin Bodrumdaki marinada tam yetkili olmasından yaklaşık sekiz ay sonra 14 Ocak 2016da kuruluyor.

Şirketin sahibi Mubariz Mansimov değil, Anar Alizadenin Birleşik Arap Emirliklerinde kurduğu Aspect Consultancies F.Z.E adlı şirket. Bir ay sonra, 5 Şubat 2016da ise Bodrum Yalıkavak limanındaki hisselerin sahibi POTA, bütün hisselerini yeni kurulan Palmarina Holding Limitede aktarıyor. Böylelikle Mansimovun Bodrum Yalıkavak Marina ile ilişkisi bitmiş oluyor.

Maltadaki Palmarina Holding Limited şirketi aynı hafta Mansimovun sahibi olduğu Istanbul Edition Hoteli de bünyesinde bulunduran Palmali Emlak Geliştirme Otelcilik ve Turizm şirketinin de yüzde 50sini alıyor. Geri kalan yüzde 50si ise RSR Holdinge devrediliyor.

Hisse devirlerinin ardından Malta merkezli Palmarina Holding Limited şirketinin ismi Yalıkavak Holding Limited olarak değiştiriliyor. DW Türkçenin incelediği belgelere göre 2018 yılında firmanın varlıklarının toplam değeri 51 milyon euro iken aynı tarihte RSR Holdingin varlıkları 151 milyon dolar olarak kayıtlara geçiyor.

Mubariz Mansimov ise eski çalışanları tarafından dolandırıldığını iddia ediyor. Mansimov, bunun üzerine Marinanın değerinin 220 milyon dolar olduğunu ancak 31 milyon dolar ödendiğini belirterek Palmarina Holding ve RSR Holdinge önce Bodrumda ardından İstanbulda dava açtı. İki dava da Mansimovun aleyhine sonuçlandı. Alizade, Mansimovun eski çalışanı ve CEOsu Alaattin Aykaç ile eski yöneticileri Ali Kemal Çelikten ve Mehmet Ercil beraat etti. Karar istinafa gitti.

Yıldırım Demirören döneminde Türkiye Futbol Federasyonu  Dış İlişkilerden Sorumlu Yönetim Kurulu Üyeliği de yapan Alaattin Aykaçın Palmali Holdingden ayrıldıktan sonra Ali Kemal Çelikten ile offshore firmalar kurdukları basına yansımıştı.


Eylül 2018de Yalıkavak Marinanın yönetim kurulu başkanı olan İçişleri Bakanı Mehmet Ağar ise Sözcü Gazetesine yaptığı açıklamada, Marinanın yüzde 100 hissesi için belirlenen 220 milyon dolarlık değerin brüt değer olduğu söyledi. Bu rakamdan 82 milyon dolar olan şirket borçlarının düşüldüğünü, kalan 138 milyon dolarlık değerin de yüzde 10unun Mehmet Mustafa Ergene ait olduğunu ifade eden Ağar, Mansimovdan RSR Holdinge devredilen yüzde 45lik hisselerin değerinin 62 milyon dolar olduğunu bundan Mansimovun borçlarının düşüldüğünü ve tarafların yaklaşık 33 milyon dolarlık ödeme üzerinde anlaştığını aktardı.

Aceleyle artırılan sermaye
Marina satışının yanı sıra hisse dağılımıyla ilgili yaşanan hukuki problemler de belgelere yansıdı.

Buna göre Mansimov, Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanı şirketini aldıktan sonra 15 Temmuz 2011de yapılan yönetim kurulu toplantısında firmanın ciddi bir iflas tehlikesi altında olduğunu belirterek sermaye artırımına gitmek istedi. Fakat Cefi Jozef Kamhinin eski ortaklarından ve şirketin hali hazırda hissedarlarından Mehmet Mustafa Ergenin avukatı, taraflarına yeterince bilgilendirme yapılmadığını belirterek sermaye artış talebinin azınlık hissesine sahip ortakların haklarını kullanamamalarına yönelik bir girişim olduğu gerekçesiyle sermaye artırımına muhalefet etti ve öncelikle şirketin mali verilerinin ortakların denetimine açılmasını talep etti.

Sermaye artırımı öncesi 700 milyon hissesi olan şirketin 70 milyon (yüzde 10) hissesini elinde bulunduran Mehmet Mustafa Ergen, Mansimovun yapmak istediği sermaye artırımı sonrasında 7 milyar hissenin 70 milyonuna sahip olacak, payı yüzde 1e düşecekti. DW Türkçenin incelediği evraklarda Mehmet Mustafa Ergenın bu itirazı sonrasında sermaye artırımının durdurulması için bir dava da açtığı ortaya çıktı. Fakat Pandora Papers belgelerine göre Mansimovun şirketleri, böyle bir dava yokmuş ve dava sonuçlanmadan önce sermaye artırımı yasal bir şekilde onaylanmış gibi işlem yaptılar.

Eski İçişleri Bakanı Mehmet Ağarın yaptığı açıklamalarla kamuoyunda ilk defa duyulan Mehmet Mustafa Ergen, Bodrum Yalıkavak Turizm ve Yat Limanları Yatırım A.Şnin ana hissedarı olduğu 2003 yılında Cefi Jozef Kamhi tarafından İstanbulda PortBodrum adıyla kurulan beş farklı şirkette de yönetim kurulu başkan yardımcısı görünüyordu.

Bitmeyen varlık transferleri
Mansimov her ne kadar kamuoyunda daha fazla Yalıkavak Marina ile ilişkilendirilse de dünyanın en zenginlerinin yer aldığı Forbes 500 listesine girmesini sağlayan işi gemicilik. Azerbaycan Devleti petrol şirketi SOCAR ve Rus enerji devi Lukoil ile uzun vadeli taşımacılık anlaşmaları yapan Mansimov, Hazar Denizi ve Karadenizde Azeri ve Rus petrollerinin büyük bir kısmını taşıyordu.

Ancak siyasi ilişkilerini kullanarak aldığı uzun vadeli sözleşmelerle şirketlerini hızla büyüten Mansimovun yaptığı bu anlaşmaları kaybetmesi de hızlı oldu. Rus petrol şirketi Lukoile bağlı Litasco, 2015te Palmali Denizcilik ile aralarındaki sözleşmeyi feshetti. Palmali Denizcilik, aralarındaki sözleşmeyi bitim tarihinden önce fesh ettiği için Lukoile tazminat davası açsa da dava reddedildi. Mansimov, Palmalinin yükümlülüklerini ihlal ettiği gerekçesiyle 2018de SOCAR ve SOCAR Grubuna ait şirketler tarafından açılan davalar sonucu ise 2020de 49,5, 2021de 240 milyon dolar tazminat ödemeye mahkum edildi.

Türkiyede de iktidarla iyi ilişkiler içerisinde olan Mansimov, iddiaya göre Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın isteğiyle Türk vatandaşı olmuştu. 2014te Erdoğanın kardeşi Mustafa Erdoğan, oğlu Necmettin Bilal Erdoğan ve eniştesi Ziya İlgenin ortak olduğu BMZ Group Denizcilik Şirketinin 10 adet gemi alımı için Palmaliden kredi aldığı, şirketin daha sonra bu gemileri Palmaliye kiraladığı haberlere yansımıştı.

 Avrupa araştırmacı gazetecilik ağı olan EIC tarafından 2017de yayınlanan Malta Files ise Mansimovun, Erdoğanın ailesiyle offshore şirketler üzerinden ticari ilişkileri olduğu iddialarını gündeme getirmişti.

İlk şirketini 1998de kurdu
Mansimov, Türkiyedeki ilk şirketini 27 Ekim 1998de Palmali Gemi Hizmetleri ve Acentelik adıyla kurdu. Gemicilik faaliyetlerini bu şirket üzerinden yürütüyordu. Fakat 29 Aralık 2009da Pal Gemi Hizmetleri ve Acentelik adında bir firma kurup toplam değeri 7.842.659,68 TL (o zamanki değeriyle 5 milyon 280 bin dolar) olan 12 adet mal varlığını ayni sermaye olarak bu şirkete aktardı. Bu varlıklar arasında Türkiyeden beş, Rusyadan dört, Ukrayna ve Gürcistandan da birer firma var.

Farklı ülkelerde şirketlerine dava açılırken Mansimov, Türkiyede yeni şirketler kurmaya devam etti. Belgelere göre Mansimov, Türkiyede Palmali adındaki son şirketini 28 Mayıs 2018de kurdu. Bu işlemler bitmeyen bir sermaye ve varlık transferine işaret ederken 7 Ekim 2021 tarihli kararla Mansimovun Türkiyedeki mal varlıklarına el konuldu.

Gülen yapılanmasına üyelikten yürütülen soruşturma kapsamında 15 Mart 2020de gözaltına alınan Mansimov, 17 Martta tutuklandı. Önce ev hapsine çevrilen tutukluluk hali, beş yıllık cezasının onanmasından sonra İstanbul sınırlarını terk etmemek kaydıyla adli kontrol tedbirine dönüştürüldü.

Yalıkavak Marinadan açıklama

Avukatları aracılığıyla ulaştığımız Mübariz Mansimov, DW Türkçe’nin sorularını yanıtsız bıraktı. Yalıkavak Marina ise çeşitli dallarda yatırımları bulunan özel bir uluslararası sermaye şirketinin yatırımı olduğunu belirtirken şirket politikası gereği gizli finansal bilgileri açıklamalarının mümkün olmadığına işaret etti.

Yalıkavak Marina aynı zamanda medyada yer alan haberlerin hiçbirinin gerçeği yansıtmadığını belirtip bu konularla ilgili olarak Türkiye Cumhuriyeti yargı mercilerine intikal eden davaların tamamının şirketlerinin lehine sonuçlandığını bildirdi.

Son güncelleme: 11:21 11.12.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı