• Turkhane Logo

Uzay misyonu mu siyasi misyon mu?

Türkiye'nin uzaya ilk defa insan gönderme projesi kapsamında pilot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) doğru yola çıkacak. Bu gece gerçekleşecek fırlatma öncesi Serbestiyet yazarı Mustafa Ali Akyol, 'gururlanırken' bilinmesi gerekenleri yazdı.

11:25 18 Ocak 2024 Perşembe
Uzay misyonu mu siyasi misyon mu?
Türkiye'nin uzaya ilk defa insan gönderme projesi kapsamında pilot Alper Gezeravcı, Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) doğru yola çıkacak. Bu gece gerçekleşecek fırlatma öncesi Serbestiyet yazarı Mustafa Ali Akyol, 'gururlanırken' bilinmesi gerekenleri yazdı.





Mustafa Ali Akyol’un ‘Türkiye için büyük, insanlık için küçük bir adım’ başlıklı yazısı şöyle;



Türkiye Uzay Programı kapsamında bu gece ilk kez bir Türk uzaya gönderilecek.



Fırlatmanın canlı izlenebilmesi için birçok şehirde platformlar kuruldu, televizyonlarda günler öncesinden geri sayımlar başlatıldı, milli coşkuyu yükseltmek üzere hazırlanmış pek çok reklam günlerdir her yerde yayınlanıyor…




TÜRKİYE BU GECE UYUMAYACAK

Gözler saat 01:11e çevrildi; hedef Türkiyenin insanlı ilk uzay misyonu///

Hazırlıklar tamam; şimdi sıra bu tarihi ve gururlu ana tanıklık etmek de! pic.twitter.com/V4pahndCKK— Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı (@TCSanayi) January 17, 2024




Uzaya gidecek olan ilk Türk Alper Gezeravcı verdiği röportajlar ve yaptığı açıklamalarla bu göreve ne kadar hazır olduğunu, ne kadar zorlu süreçlerden geçtiğini ve ne kadar gururlu olduğunu anlatıyor.




Türk Uzay Bilim Misyonu için Sayılı Saatler Kaldı!

Kalp atışını hisset, yeni çağı başlatacak o ilk adım SENİN! // pic.twitter.com/gWGzQ7gfrf— Türkiye Uzay Ajansı (@tuajans) January 16, 2024




Hatta Cumhurbaşkanı Erdoğan Bakanlar Kurulu toplantısında Alper Gezeravcı ile telekonferans yöntemiyle görüşüyor ve üstlendiği görevin ülkemiz için ne kadar büyük bir anlamı olduğundan söz ediyor.




Yarın gece saat 01.11de uzaya uğurlayacağımız ilk Türk astronotumuzu büyüyen, güçlenen ve iddia sahibi Türkiyenin yeni bir nişanesi olarak görüyoruz.

Alper Gezeravcı kardeşimize Uluslararası Uzay İstasyonunda yürüteceği bilimsel çalışmalarda şimdiden başarılar diliyorum. pic.twitter.com/SxXwe2okRS— Recep Tayyip Erdoğan (@RTErdogan) January 16, 2024




İktidara yakın gazetelerde ve televizyonlarda bugünün Türkiye açısından bir dönüm noktası olacağından, Türkiye’nin uzay programının ne kadar muhteşem olduğundan söz ediliyor.



class=wp-image-154781/



class=wp-image-154782/



class=wp-image-154783/







Elbette tüm bunlar bolca milliyetçilik sosuyla vatandaşlara sunuluyor.



Pek çok insan da gururlanmadan edemiyor.



Oysa ortada ne büyük bir başarı, ne de gururdan omuzlarımızı kabartacak bir iş var.



Çünkü Türkiye Uzay Programı bilimsel bir misyondan çok, siyasal bir misyon.



Türkiye’nin ne astronot yetiştirecek bir eğitim sistemi ne de uzaya insanını gönderebileceği bir üssü var.



Kendisi aslında bir F-16 pilotu olan Alper Gezenavcı’nın hızlandırılmış şekilde ‘astronot’ yapılıp uzaya gönderilmesinin altında iktidarın ‘Türkiye Yüzyılı’ misyonu var.



Bunu daha iyi anlamak için yakın tarihe göz atmakta fayda var.



Türkiye’nin ‘uzay misyonlarının’ hamisi Türkiye Uzay Ajansı, 13 Aralık 2018’de Sanayi ve Teknoloji Bakanlığı’na bağlı bir ajans olarak kurulmuştu.



Ajansın ilk senesinde (2019) bütçesi 38 milyon TL’ydi.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, 9 Şubat 2021’de düzenlenen bir lansman ile ajansın hazırladığı Türkiye Uzay Programı’nın hedeflerini kamuoyu ile paylaşmıştı.



Erdoğan’ın açıkladığı programdaki hedefler arasında şunlar vardı:




2023 yılında Ay’a sert iniş ve 2028 yılında yumuşak iniş yapmak



Uydu üretimini tek çatı altında toplamak



Bölgesel konumlama ve zamanlama sistemi kurmak



Uzaya bağımsız bir şekilde erişmek için uzay limanı kurmak



Bir Türk vatandaşını bilimsel misyon için uzaya göndermek



Uzay Havasına ilişkin bilimsel araştırmalar yapmak



Uzaydaki nesneleri yerden gözlemleme kabiliyetlerini arttırmak



Uzay sanayi ekosistemini geliştirmek



Toplumda uzay farkındalığı geliştirmek ve insan gücü yetiştirmek



Uzay Teknolojileri Geliştirme Bölgesi kurmak




Bu hedefler arasında somut olarak adım atılan ve ilerleme kaydedilen tek madde bir Türk vatandaşını bilimsel misyon için uzaya göndermek oldu.



Türkiye Uzay Programı’nın nasıl bir zihniyeti yansıttığını anlamak için en güzel örnek, Türkiye Uzay Ajansı Başkanı Serdar Hüseyin Yıldırım’ın Şubat 2021’de Hürriyet’e yaptığı açıklamalardı.



Yıldırım bu röportajında Türkiye Uzay Programı’nın amacını şöyle açıklıyordu:



“Bizim oraya gitmemiz teknolojik gelişmemiz anlamına gelir. Bu çalışma bize teknolojik sıçrama yaptıracak, haberleşme, nano teknoloji, robotik işler gibi alanlarda dünya seviyesini yakalamamızı sağlayacak. Benim bir sloganım var, ‘Uzayda izi olmayanın dünyada sözü olmaz.’ Sanayi devrimini kaçırdık ama uzay devrimini kaçırmamalıyız.”



Aynı röportajda Yıldırım, açıklanan hedeflere ulaşmak için gerekli bütçeyi nasıl sağlayacakları sorusuna “Herkes ‘Parayı bulacak mısınız?’ diyor. Devletimizin bütçesi yeterli olmasa bile uluslararası işbirlikleriyle para bulunabilir, çünkü uzay herkesin gündeminde. 100 milyon dolar atın desem atacak ülke çok. Para sorun değil” cevabını vermişti.



Serdar Hüseyin Yıldırım’ın bu açıklamalarından bir yıl sonra Türkiye Uzay Ajansı’nın internet sitesinden “Türk Uzay Yolcusu ve Bilim Misyonu” görevi için 2 Türk vatandaşının seçileceği açıklanarak bir başvuru açıldı.



class=wp-image-154784/



Türkiye’de tam 36 bin kişi astronot olmak için başvuruda bulundu. Bu 36 bin kişiden 30’u Ankara’ya çağırıldı.



Cumhurbaşkanı Erdoğan, Atatürk Havalimanı’nda geçen yılın nisan ayı sonunda TEKNOFEST’te yaptığı konuşmada Alper Gezeravcı’nın asil, Tuva Cihangir Atasever’in yedek uzay yolcuları olarak belirlendiğini duyurdu.



Türkiye’nin insanlı ilk uzay görevini gerçekleştirecek “uzay yolcusu”nun eğitim ve uçuş hizmeti için ABD’deki Axiom Space ile işbirliğine gidildi.



Axiom Space, merkezi Houston’da bulunan ve para karşılığında Uluslararası Uzay İstasyonu’na (ISS) astronotlar gönderen özel bir uzaycılık şirketi.



Alper Gezeravcı, Elon Musk’ın sahibi olduğu SpaceX şirketinin Falcon9 roketinin ateşleyeceği Dragon uzay aracıyla Uluslararası Uzay İstasyonu’na fırlatılacak.



4 kişilik mürettebat arasında Gezeravcı’nın yanı sıra ABD ve İspanya’yı temsilen misyon lideri Michael Lopez-Alegria, İtalyan Hava Kuvvetlerinden Pilot Walter Villadei ve Avrupa Uzay Ajansı adına katılan İsveçli Marcus Wandt yer alacak.



17 Ocak 2024 tarihi itibarıyla, uzaya giden 587 kişi var.



Bu kişilerin 257’si Amerika Birleşik Devletleri’nden, 205’i Rusya’dan, 15’i Çin’den, 10’u Japonya’dan, 9’u Avrupa Uzay Ajansı’ndan, 8’i Kanada’dan, 7’si Hindistan’dan, 6’sı Güney Kore’den, 5’i Fransa’dan, 4’ü Almanya’dan, 3’ü Birleşik Arap Emirlikleri’nden, 2’si İtalya’dan, 2’si İsrail’den ve 2’si Avusturya’dan.



Uzaya sadece tek bir insan gönderen ülkeler ise şunlar:  Polonya, Çek Cumhuriyeti, Slovakya,  Ukrayna, Bulgaristan, Macaristan, Finlandiya, İsveç, Norveç, Danimarka, İspanya, Hollanda, Belçika, Yunanistan, Brezilya, Arjantin, Küba, Kanada, Avustralya, Yeni Zelenda, Güney Afirka ve Ürdün.



Uzaya insan göndermenin -devam eden bilimsel araştırmalar doğrultusunda çalışma yapmak dışında- elle tutulu bir faydası yok. Türkiye’nin de bildiğimiz kadarıyla böyle bir araştırması yok.



Ortada ne bilimsel bir çalışma, ne aslında yetiştirilen bir astronot, ne uzay aracı ya da fırlatma üzerinde bir teknolojik gelişme ne de uzaya gitmenin elle tutular bir faydası var. Bu fırlatma için harcanan 55 milyon dolar da cabası.



Ama elbette tüm söylemini millilik üzerine kuran, Türkiye Yüzyılı tasavvurunu üreten ve milliyetçiliği kurumsallaştıran bir iktidar için önemli olan bunlar değil.



Önemli olan bu gece insanların ne kadar çok gururlanacağı ve kendilerini ‘büyük bir milletin ferdi’ hissedecekleri.

Son güncelleme: 11:25 18.01.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı