Azerbeycanlı üst düzey bir IŞİD komutanı olan Razik Radik Maksimo Kurdistan 24’e verdiği özel mülakatta, Amerikalılar tarafından desteklenen Kürtlerin öncülüğündeki Suriye Demokratik Güçleri tarafından yakalanmadan evvel IŞİD’de yaşadıklarını anlattı.
Maksimo önce sadece bir kaç kontrol noktasından sorumlu olduğuğunu söyledi ama Kuzey Suriye’deki Kürt yetkililerden alınan bilgiye göre, aslında üst düzey bir komutandı ve İŞID’in Rakka’daki stratejik kurumlarının başında bulunuyordu.
Kendisi Der Zor vilayetindeki Mayadin kentinde de aynı görevi üstlenmişti. Maksimo “IŞİD hilafetine ilişkin haberler medya aracılığıyla yayıldı ve adamlarımızın çoğu Suriye’ye telefon iletişimi ile yönlendirilerek girdiler,” dedi ve ekledi:
“Ben bir arkadaşımla bağlantıya geçerek İstanbul’a gittim oradan da aynı gün Suriye’ye geçtim.”
Maksimo nerede, ne zaman ve ne şekilde yakalandığını anlatmayı reddetti. Ancak IŞİD’in yürüttüğü ticaretten ve bir defa kaçmaya çalıştığında maruz kaldığı adaletsizlikten bahsetti. Maksimo, kaçma planları yaptığı anlaşıldığında, cihatçı örgütün güvenlik teşkilatı Hisbah tarafından yakalanmış.
“IŞİD’in yönetimi altındaki insanlar çok adaletsizlik yaşadılar, çok baskı gördüler. Ben bu yüzden kaçmak istedim, ama beceremedim,” dedi ve ekledi: “daha yeni kaçmaya çalışan insanları öldürdüler.”
Maksimo, IŞİD ile Türkiye ve Suriye rejimi arasındaki ilişkilerle ilgi olarak, karmaşık olduklarını ama savaşan taraflar arasında iletişim bulunduğunu ileri sürdü:
“IŞİD’in ele geçirdiği petrol ve gazın Türkiye’ye ve Suriye rejimine satıldığını” iddia etti. “Türkiye’ye petrol satışı Özgür Suriye Ordusu (ÖSO) aracılığıyla yapılıyordu.”
Maximo Kürtlere karşı savaşmanın “aşırı zor” olduğunu söyledi ve Amerika’nın öncülüğündeki hava saldırılarının kendilerine “çok zarar” verdiğini anlattı.
Hava saldırıları olmasa IŞİD “daha fazla direnebilirdi” dedi ve ekleledi:
“En sert çatışmalar Suriyede’ki Kürt kenti Kobani’de gerçekleşti.”
Maksimo Cihatçı grubun Kürtlerle savaşırken intihar bombacılarını bir propaganda aracı olarak kullandıklarını ve bu saldırıları düzenleyenlerin beyinlerinin yıkandığını söyledi.
“İntihar bombacıları çok yoğun bir eğitime tabi tutulurlardı ve beyinleri yıkanırdı. Onlara sürekli olarak patlamaların videoları izletilir ve aynı şeyi yapmaları öğretilirdi”
SDG geçtiğimiz yıllarda onlarca ISİD komutanı ve savaşçısını yakaladı.
IŞİD, özellikle geçtiğimiz ekim ayında Rakka’yı da kaybettikten sonra yenilmeye ve zayıflamaya devam ederken, esir savaşçıların durumu belirsizliğini koruyor. Yerel makamlar, özellikle yabancı savaşçıların vantandaşı oldukları devletler tarafından yargılanmak üzere yeniden ülkelerine kabul edilip edilmeyeceklerini, ya da toptan vatandaşlıktan çıkartılıp çıkartılmayacaklarını bilmiyor.
(Ahval)
