Yolsuzluk ile suçlanan ve bir yıldan fazladır Tokyoda tutuklu bulunan Ghosn, Japon adalet sistemi tarafından daha fazla esir tutulmamak için artık Lübnandayım dedi.
Fransa, Brezilya ve Lübnan vatandaşlığı bulunan Ghosnun, Tokyodan sahte kimlik kullanarak bir özel jet ile Tokyodan Beyruta Türkiye üzerinden kaçtığı belirtilmişti.
Başlatılan soruşturma kapsamında İstanbulda yedi kişinin gözaltına alındığı ifade edildi. Sözcünün haberine göre gözaltına alınanlardan ikisinin HAVAŞ çalışanı, dördünün pilot olduğu belirtildi. MNG Kargo’nun Operasyon Müdürü’nün gözaltına alındığı belirtildi.
Airporthaber ise gözaltına alınanlardan dördünün pilot olduğunu belirtti.
Kaçışın detaylarıyla ilgili dikkat çeken iddialar ortaya atıldı. Hürriyetin dünya medyasından aktardığı iddiaya göre özel jetle İstanbul’dan Osaka’ya giden bir grup paralı asker, akşam yemeğinde sahne almak için 24 saat kameralarla takip edilen Ghosn’un evine müzik grubu üyeleri kılığında girdi.
Ghosn yaklaşık 2 metrelik kontrbas çantasına girip aynı uçağa bindirildi. Osaka’dan havalanan uçak, zikzak çizerek Rus hava sahası üzerinden İstanbul Atatürk Havalimanı’na iniş yaptı. Burada 1.5 saat bekleyen Ghosn, başka bir jetle Beyrut’taki Refik Hariri Havalimanı’na indi.
Sözcüde yer alan haberde ise Ghosnun kaçış yaptığı uçakla ilgili ortaya atılan iddialar sıralanıyor:
Tarkan Ser isimli bir Türke ait TC-TSR tescilli uçak Osaka Kansai Uluslararası Havalimanından 29 Aralık pazar günü saat 12.05te hareket etti. Saat 23.10da İstanbul Atatürk Havalimanına indi. Ünlü iş adamının işte bu uçakla İstanbul’a getirildiği iddia ediliyor.
İstanbul’da birkaç saat geçiren Ghosn’un burada uçak değiştirerek Beyrut’a uçtuğu iddia ediliyor. Uluslararası medyada, Ghosn’un Beyrut’a götürüldüğü uçağın ise TMSF’ye ait Challenger 300 tipi jet olduğu konuşuluyor.
TMSF yetkililerinden ise henüz uluslararası medyadaki bu iddialara ilişkin açıklama gelmedi. Carlos Ghosn’un kaçışında MNG’ye bağlı özel jetin kullandığı da öne sürülmüştü. TV 100’e konuşan MNG Holding’in patronu Mehmet Nazif Günal ise bu iddiayı yalanladı.
TMSF’ye ait Challenger 300 tipi uçağın ‘sahibi’ ise ABD’de gözetim altında tutulan, Türkiye’de firari konumda bulunan Reza Zarrab.
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığı’nca başlatılan soruşturma kapsamında, Reza Zarrab ve yakınlarının mal varlıklarına ‘yabancı devlet lehine siyasal ve askeri casusluk’ suçu nedeniyle 2 Aralık 2017’de el konulmuştu.
