Tarsus Kadın Cezaevi’ndeki hak ihlallerini anlatan tutuklu Mücadele Birliği Dergisi muhabiri Lütfiye Burcu Kara, “Görülmüştür” ikibi tarafından kendisine gönderilen posta kartının üzerindeki “kurbağa” resminin mektup okuma komisyonunca sakıncalı görülerek kesildiğini söyledi.
İzmir’de Gezi Parkı eylemlerine katıldığı gerekçesiyle hakkında dava açılan ve “örgüt üyesi olmamak ile birlikte örgüt adına suç işlediği” iddiasıyla 2 yıl 13 ay 15 gün hapis cezası verilen Mücadele Birliği dergisi muhabiri Lütfiye Burcu Kara geçtiğimiz aylarda tutuklanmıştı. Tutulduğu Elazığ Cezaevi’nden son olarak Tarsus Kadın Cezaevi’ne sürgün edilen Kara, kaleme aldığı mektubunda yaşadığı hak ihlallerini anlattı. Kara’nın anlatımları Tarsus Kadın Cezaevi’ndeki ilginç uygulamaları da gözler önüne serdi.
‘KURBAĞA’ RESMİ SAKINCALI GÖRÜLDÜ
Mektubunda 10 kişiye göre tasarlanan koğuşlarda 2’si çocuk olmak üzere 21 kişi kaldıklarını belirten Kara, zaman zaman çeşitli gazetelerin kendilerine verilmediğini ifade etti. “Buradaki sorunlar bizi ilgilendirdiği kadarıyla dışarıyı da ilgilendirmeli” diyerek duyarlılık çağrısında bulunan Kara, öte yandan mektubunda ilginç bir uygulamaya da dikkat çekti.
Cezaevleri ile ilgili çeşitli çalışmalarda bulunan Görülmüştür ekibi tarafından geçtiğimiz aylarda tüm tutsaklara olduğu gibi Kara’ya da üzerinde “kurbağa” resmi bulunan kartlardan gönderildi. Ancak Kara’ya gönderilen kartın üzerindeki “kurbağa” resmi mektup okuma komisyonu tarafından kesilmek suretiyle yok edildi. Mektupta durumu anlatan Kara, “Yolladığınız kartın üzerindeki ‘kurbağa’ mektup okuma komisyonu tarafından infaz edilmiş” ifadelerini kullandı.
AVUKAT AKDOĞDU: HUKUKİ BİR UYGULAMA DEĞİL
Kara’nın avukatı Erdoğan Akdoğdu ise siyasi tutsaklara posta yoluyla gelen mektup, kart ve benzeri dokümanlara “örgütsel iletişim” veya güvenlik zafiyeti oluşturacak durumlarda mektup okuma komisyonunca el konulabileceğini belirterek, yaşanan durumun hukukla bir alakası olmadığını ifade etti. Kurbağa resminde örgüt bağlantısı aramanın anlamsız olduğunu ifade eden Akdoğdu, “Basit bir kurbağa resminin herhangi bir örgütün simgesi olamayacağı veya güvenlik zafiyeti oluşturamayacağı ortadadır. Baskı ve tecrit amaçlı. Bu keyfî ve absürt uygulamalarına keşke kurbağayı malzeme yapmasalar. Durumları 1970’li yılların Pinochet hapishanelerini geride bıraktı” dedi.
