• Turkhane Logo

"Türkiye’yi Tayyip Erdoğan değil ‘siyah gözlüklüler’ yönetiyor"

Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, "Türkiye’yi Tayyip Erdoğan değil ‘siyah gözlüklüler’ yönetiyor" dedi.

19:04 07 Aralık 2020 Pazartesi
Furkan Vakfı Başkanı Alparslan Kuytul, "Türkiye’yi Tayyip Erdoğan değil ‘siyah gözlüklüler’ yönetiyor" dedi.


Türkiye kamuoyu, Alparslan Kuytul ismini ilk kez 2018 Ocak ayında duydu. Olaylı bir şekilde gözaltına alındığında kendisi de kamuoyu da tam olarak bilmiyordu neden gözaltına alındığını ve suçlamanın ne olduğunu… Sevenleri, takipçileri sosyal medyada  ‘Alparslan Kuytul’a özgürlük’ ‘Tag’ları açtı günlerce… Sonrasında Türkiye’nin bugünlerinde susmayan bir kanaat önderine dönüştü Kuytul Hoca. Biraz dikkatli bakınca, bildiğimiz, aşina olduğumuz cemaat/tarikat liderlerinden farklı bir profili vardı çünkü. Otoriter yönetime ‘Susmayacağım’ diye bağırıyordu, sohbetlerinde ‘KHK’lılar masumdur’ diyordu, 15 Temmuz’da köprüde askerleri katledenlere ‘caniler’ diye çıkışıyordu. Bu devirde böyle bir cemaat önderine alışık olmadığımız için gidip ‘derdini’ soralım dedik. Kimdir, neden tutuklandı, İslam anlayışı ne, herkesin sustuğu bu dönemde neden ısrarla muhalif bir tutum izliyor, bugünün Türkiye’sini yarını nasıl görüyor? Adana’da mütevazı Furkan Nesli Dergisi ofisinde ağırladı bizi. Ergenekon’dan hükümete, Diyanet’ten MHP’ye kadar ne sorduysak açık açık cevap verdi.

Kronostan Fikri Doğanın, Furkan Vakfi Başkanı Alpaslan Kuytul ile yaptığı röportajın bir bölümü şöyle:


15 TEMMUZ’UN SİYASİ AYAĞI’ SÖYLEMİ TAYYİP ERDOĞAN’A ‘BAK AÇIKLARIM HA’ DİYE GÖZDAĞI

15 Temmuz’la ilgili fikriniz nedir. Kim yaptı 15 Temmuz’u?

15 Temmuz’la ilgili birilerinin bir yanlışı var, birilerinin günahı var. Ama onların dışında bir de derin kısmı var bu işin. Bir görünen var, tankın içindekiler var, silah sıkanlar var bir de bir derin ayağı var bu 15 Temmuz’un. Ben mahkemede de anlattım. Dedim, ‘Hakim bey herkes 15 Temmuz’un siyasi ayağını konuşuyor. Aslında AKP’ye siyasi gözdağı verenler bu konuyu gündeme getiriyor. MHP özellikle kaç defa bunu gündeme getirdi. Herhalde araları bozulduğu an bunu gündeme getiriyorlar gözdağı veriyorlar. Sonra herhalde isteklerini yerine getiriyor AKP, konu kapanıyor. 6 ay sonra bir daha AKP’liler MHP’nin kafasını bozarsa tekrar gündeme getiriyor Devlet Bahçeli. Tekrar bir gözdağı veriyor. Ben öyle görüyorum. Herkes fe.ö’nün siyasi ayağı deyip duruyor. Ben başka bir şey söylüyorum. Bir de bu 15 Temmuz’un derin ayağı var. Ergenekon ayağı var. Onlar neden hiç gündemde değil? Dediğim gibi aslında fe.ö’nün siyasi ayağı derken AKP’ye gözdağı veriyorlar ‘Sizi de içeri attırırız bak biliyoruz’ demeye getiriyorlar. Normal şartlarda AKP’nin ‘Tamam bizim içimizden de birileri darbeye karışmış ya da her neyse olabilir. Bir de derin ayağı var’ demesi gerekir. Söyleyemiyorlar. O derin ayaklarla beraber oldukları için söyleyemezler zaten. O zaman onlar da konuşmaya başlar. Her şey ortaya dökülür.

HERKESİN ÖDÜ KOPSUN, KİMSE KİMSEYE SELAM BİLE VERMESİN İSTİYORLAR

15 Temmuz’la ilgili açıklamalarınıza da dava açıldı sanıyorum? 

Çünkü binlerce mağdur var ama ortada bir delil yok. Harbiyeli çocuklar otobüslerle alınıp köprüye bırakıldıkları için hükümeti devirmeye teşebbüsten müebbet yediler. O askerlerin kafasını kesenlere ben ‘cani’ dedim. Sen biliyor musun bu adamın gerçekten darbeci olduğunu. Sen yakala götür yargı karar versin dedim. Bu sözlerimi her yargı mensubunun ayakta alkışlaması gerekmez mi? Her insanın, insanım diyen herkesin ayakta alkışlaması gerekir. Neden sen bunu söylüyorsun diye yargılandım. Hepsinden de beraat ettim. Aslında biliyorlar, örgüt propagandası olmadığını. Bana ‘Sen konuşma’ diyorlar. ‘Biliyoruz sen onlardan değilsin. Ama biz böyle yaparız işte. Seni onlardanmış gibi gösteririz, aynı torbaya koyarız.’ Böyle bir ortam meydana getirmişiz. Konjüktör buna müsait. Seni de o torbaya koyarız hapse atarız. Sen bu konuşmalarınla bizim projemizi bozuyorsun. Biz istiyoruz ki yüzbinlerce insanı hapse atalım veyahut da bir emniyete gitsin gelsin, gitsin gelsin mahkemelere çıksın ödü kopsun daha da kimseye selam vermesin. Cemaatçi cemaate gitmesin. Hatta işyerinde namaz kılmaya korksun.

CEMAAT KADROLARI POLİSE, ASKERE, ADLİYEYE GİRDİ, MİT’E GELİNCE DEVLET ‘İZİN VERMEYİZ’ DEDİ

Gülen cemaatine yönelik baskılarla diğer cemaatlere gözdağı mı veriyorlar?

Ben bunu zaten kaç defa söyledim. Evet. Yani bu sadece onlar değil sadece. 600 bin kişi. Onlardan olmayanlar da var bu işin içinde. Ve hiçbir darbeyle alakası olmayan insanlar var. Bu işin normali neydi? Darbeye karışanlar suçludur, darbeyi destekleyenler suçludur. Böyle bir mantık olmalıydı. Şimdi bunlar tutup Bank Asya’ya para koyan, bilmem ne yapan! Yahu böyle saçmalık mı olur? Şu anda içeride yatanların sayısı 25 bin civarında. Toplam giren-çıkan sayısı 80-90 bin civarı. Aslında bir güç hem çözüm sürecini bitirmek için hem de cemaat-hükümet birlikteliğini bozmak için harekete geçti. Çünkü Gülen grubunun devlete yaklaştığını gördüler. Sıra MİT’e geldi buna izin vermeyiz dediler. Askeriyeye girdi, emniyet teşkilatına girdi, adalete girdi. Hadi neyse ama MİT’i vermeyiz dediler. Devlet aklı buna müsaade etmedi. Bunu nasıl bozarız dediler. Hükümetle onların arasını bozmayı planladılar. Ve bozdular. Ondan sonra da 15 Temmuz’a doğru kademe kademe ilerledi Türkiye.

BEN ‘SİYAH GÖZLÜKLÜLER’ DİYORUM İÇİNDE MİT’TEN OLAN VAR OLMAYAN VAR

Son zamanlarda çok fazla MİT vurgusu yapıyorsunuz. Özellikle son iki konuşmanızda. ‘MİT’ten gelen belgeler, MİT versin kararı’ cümleleri kullandınız. Bildiğiniz bir şey mi var?

Valla aslında görünen bir şey. Birilerinin ‘Kral Çıplak’ demesi lazım. Türkiye’deki gerçek gücü ortaya çıkarması lazım. Sürekli hükümeti suçluyoruz ya. Aslında hükümetin de üzerinde bir güç var. Aslında hükümet günah keçisi olmuş  durumda. Kendi yapmadığından da hesap veriyor şu anda. Başkaları hiç gündemimizde yok. Biraz onların da ortaya konulması lazım. Hakim hiç bilmediği halde beni nasıl tutukluyor. Bu listeyi kim verdi hakime?

Kim verdi?

Siyah gözlüklüler verdi başka kim verecek.

Siyah gözlüklülerden kastınız MİT mi?

Ben siyah gözlüklüler diyorum. İçinde öyle olan var olmayan var. Bunlar kendine devlet diyenler. ‘Devlet benim’ diyenler, ‘Beni eleştiremezsin’ diyenler. Siyah gözlüklüler dediğim sadece MİT değil. MİT’ten olmayanlar da vardır. MİT’in içinde olup bunlar gibi düşünmeyenler de vardır. Bir kurumun hepsini aynı kefeye koymak doğru olmaz. Bence bu yapılanlardan rahatsız olan bir sürü MİT elemanı da vardır. Çünkü yapılan şeyler vicdana sığmayan şeyler.

Röportajın tamamını okumak için tıklayın

Son güncelleme: 19:04 07.12.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı