Kadıköy Anadolu Lisesi, Kabataş Erkek Lisesi, Pertevniyal, Cağaloğlu Anadolu Lisesi, İzmir Atatürk Lisesi ve Çanakkale Fen Lisesi gibi Türkiyenin akademik başarısıyla öne çıkan liselerinde, öğretmen atama krizi yaşanıyor. Sorunun kaynağı, Milli Eğitim Bakanlığının (MEB) proje okul uygulaması kapsamında aldığı yeni kararlar.
DW Türkçede yer alan habere göre MEB, 8 Nisanda açıkladığı 2025 yılı Özel Program ve Proje Uygulayan Eğitim Kurumlarına Öğretmen Atama ve Yönetici Görevlendirme sonuçlarına göre, bu liselerde görev yapan birçok öğretmeni, kendi talepleri dışında görevden alarak norm fazlası statüsüne geçirdi.
Öğrenci ve mezunlardan eylem
Norm fazlası uygulamasına karşı öğrenci ve mezunlar birçok okulda protesto eylemleri düzenledi. Kadıköy Anadolu Lisesi, Sakıp Sabancı Anadolu Lisesi, Beşiktaş Atatürk Anadolu Lisesi ve Kartal Anadolu Lisesinde düzenlenen eylemlerde, uygulamanın eğitimde niteliği düşüreceği savunuldu.
Benzer durumun Küçükçekmece Gazi Anadolu, Florya Tevfik Ercan, Eyüp ve Süleyman Nazif Anadolu liselerinde de yaşandığı belirtiliyor. Ancak şu ana kadar kaç öğretmenin norm fazlası sayıldığına dair resmi bir açıklama yapılmadı.
Uygulamanın temeli 2015 yılına uzanıyor
Milli Eğitim Bakanlığı 2015 yılında özel proje okulu uygulamasını hayata geçirdi. İlk etapta İstanbul Erkek, Kabataş ve Kadıköy Anadolu gibi prestijli okulları kapsayan sistem zamanla genişletildi. 2015te sayısı 150 olan proje okullarının sayısı, 2024 yılı itibarıyla 2 bin 300e ulaştı.
Bu uygulama kapsamında görev yapan öğretmen ve yöneticiler dört yılın sonunda görevlerine devam etmek veya başka okula geçmek için başvuru yapabiliyor. Ancak bazı durumlarda talepler dikkate alınmıyor. 2025 yılı için yapılan uygulamada ise çok daha fazla öğretmen ve yöneticinin istemi dışında norm fazlası ilan edildiği belirtiliyor.
Keyfi, siyasi, adaletsiz
Eğitim ve Bilim Emekçileri Sendikası (Eğitim Sen), yapılan atamaların hiçbir objektif kritere dayanmadığını, tamamen siyasi ve idari takdirle şekillendiğini açıkladı. Eğitim Sene göre, öğretmenlerin kıdemi, hizmet puanı ya da mesleki yeterliliği dikkate alınmaksızın yapılan atamalar eğitimde liyakat ilkesini zedeliyor.
Bakanlığın objektif göstergelere bakmadan, istediği öğretmeni ya da eğitim yöneticisini proje okullarına atayabildiğine dikkat çeken sendikanın açıklamasında Eğitim kurumlarını, siyasal iktidarın arka bahçesine dönüştürmeyi hedefleyen atama politikalarından derhal vazgeçilmelidir. Eğitimde eşitlik, adalet ve bilimsellik esas alınmalıdır. Bunun için atılması gereken adımlar bellidir denildi.
Eğitim Sen Başkanı: Liyakat ortadan kaldırıldı
Eğitim Sen Genel Başkanı Kemal Irmak da yaptığı açıklamada, yüzlerce nitelikli öğretmen ve yöneticinin hak ettikleri halde görevlendirilmediğini söyledi.
Bu durumun sadece kişisel mağduriyetler yaratmadığını, aynı zamanda eğitimin de niteliğini doğrudan etkilediğini vurgulayan Irmak, Atamalarda mesleki kıdem, akademik yeterlilik gibi nesnel kriterlerin olmaması, uygulamanın keyfiyetini gözler önüne seriyor dedi.
Eğitim Sene göre hangi okulların proje okulu olacağının, illerde kurulacak bağımsız ve liyakat temelli komisyonlarca belirlenmesi gerekiyor. Öğretmen ve yönetici atamalarının ve görev uzatma kriterlerinin liyakata dayalı olması gerektiğine işaret eden sendika, görevlendirmelerin, somut ölçütlere bağlanması, mesleki deneyim, hizmet puanı gibi kriterlerin esas alınması gerektiğini ifade ediyor.
Sendika ayrıca öğretmenlerin atamalara itiraz edebilmesi için web sitesinden örnek dilekçe de paylaştı. Öğretmenlere yapılan işlemlerin dayanağı hakkında bilgi ve belge talep etmeleri çağrısında bulundu.
Yeni atama süreci başladı
MEB, proje okullarına yapılan atamalara ilişkin işlemlerin tarihlerini de duyurdu. Atanan öğretmenlerin tebligat, ayrılma ve başlama işlemleri 27 Haziran 2025te, yöneticilerin ise 11 Temmuz 2025ten itibaren gerçekleştirilecek.