• Turkhane Logo

Türkiye'den Avrupa'ya iltica profili değişiyor

Türkiye 2021'de Fransa'ya iltica başvurularında dünya genelinde 5'inci, Avrupa'da 1'inci sıraya yerleşti. Orta yaş üstü bireyler de iltica başvurusunda bulunmaya başladı.

11:12 06 Temmuz 2022 Çarşamba
Türkiye'den Avrupa'ya iltica profili değişiyor
Türkiye 2021'de Fransa'ya iltica başvurularında dünya genelinde 5'inci, Avrupa'da 1'inci sıraya yerleşti. Orta yaş üstü bireyler de iltica başvurusunda bulunmaya başladı.

Türkiyeden Fransaya 2021 yılında yapılan iltica başvuruları bir yıl öncesine oranla yüzde 45,6 artış gösterdi. Fransa Mülteci ve Vatansızları Koruma Ofisi (OFPRA), 2020de kaydedilen 3 bin 104 ilk başvuruya karşılık 2021de 4 bin 519 başvuruda bulunulduğunu bildirdi. İtiraz üzerine yeniden incelenen dosyalar da eklendiğinde bu rakam 5 bin 248e çıkıyor.
İltica başvurularında 2020de 7nci sırada olan Türkiye, geçen yıl Afganistan, Fildişi Sahilleri, Bangladeş ve Ginenin ardından 5inci sıraya yerleşti. Sadece Avrupa coğrafyası ele alındığında Türkiye, Fransaya yapılan iltica başvurularında ilk sırada yer alıyor.
DW Türkçeden Kayhan Karacanın haberine göre OFPRAnın 2021 raporunda Türkiyeden gelen başvurulardaki artış büyük ölçüde 15 Temmuz darbe girişimi sonrası başlatılan kitlesel ve keyfi baskı kampanyalarına bağlanıyor; 2018den bu yana süregelen ancak pandemi sürecinde etkisi artan ekonomik krizin sosyal ve siyasal gerginliği köpürttüğü, bunun da hükümeti muhalifler üzerindeki kontrolü yoğunlaştırmaya ittiği not ediliyor.
OFPRA Türkiyeden iltica başvurularının, HDPliler, Gülen hareketi, sosyal medyada iktidarın yıkıcı bulduğu yayınlar ve askerlik hizmetinden kaçanlar ya da vicdani retçiler olmak üzere dört ana tematik etrafında gruplandığını belirtiyor.
Yenilik çeşitlilikteAncak OFPRA verileri Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı iltica başvurucularının profillerinin değiştiğini ve çeşitlendiğini de gösteriyor.
Konuyu yakında takip eden Strasbourg Üniversitesi öğretim üyesi siyaset bilimci Prof. Dr. Samim Akgönül, iltica başvurusu sayısındaki artışın Haziran 2015 seçimleri sonrasında başladığını söylüyor ve ekliyor: O seçimler sonrası HDPnin kriminalize edilmesiyle başlayan artış 2016 sonrasında hızlandı. 2016 önemli bir sene, çünkü hem darbe teşebbüsü sonrasında rejim bütün muhalif çevreleri bertaraf etmek için harekete geçti hem de Güneydoğudaki askeri operasyonlar, Barış İçin Akademisyenler Bildirisi ve üniversitelerdeki kıyım iltica taleplerini hızlandırdı.
İstanbul Sözleşmesinden çekilmenin etkileriSamim Akgönül, Fransaya iltica başvurularındaki yeniliğin iltica motivasyonlarındaki çeşitlilikte yattığına işaret ediyor ve Artık sadece HDPye yakınlık ya da Gülen hareketine ait olma suçlamaları değil, sol, öğrenci, LGBT gibi kimliklerin baskı görmesi de iltica taleplerinde dile getirilen konular diyor.
Kadın hakları ve kadına yönelik şiddet de kendi başına bir iltica gerekçesi haline gelmiş durumda. Türk hükümetinin, Türkiyenin de katkılarıyla hazırlanmış İstanbul Sözleşmesinden çekilme kararı sonrası kimi kadın ilticacı adaylarının dosyalarında Türkiyede kanunların kendilerini koruyamayacağı inancı da yer almaya başladı. Eskiden sadece Batı Afrika ve Kuzey Afrika kökenli kadın ilticacı başvurucularının dile getirdiği zorla ve/veya erken evlendirilme gerekçesi bugün Türkiye kaynaklı doyslarda da görülüyor.
Orta yaş üstü iltica başvurucularıİltica başvurucuları eskiden olduğu gibi sadece belli gruplara mensup, büyük çoğunluğu genç ve erkeklerden oluşan bireyleri kapsamıyor. Son yıllarda Fransa ve ABnin diğer ülkelerine iltica başvurusunda bulunanlar arasında çok sayıda orta/orta yaş üstü ve kadın birey de var. Geleneksel olarak iltica başvurusunda bulunanların genç olduğunu belirten Samim Akgönül, Son 5 senedir Fransada daha yaşlıları da görebiliyoruz. Yani 50-60 yaşında iltica talebinde bulunanlar var diyor.
Türkiyeden iltica başvuruları sadece Fransa ile sınırlı değil, Avrupa Birliği (AB) genelinde de artışta. Türkiye, AB sıralamasında Suriye, Afganistan, Irak ve Pakistanın ardından en fazla ilticacı adayı olan ülke konumunda.
Samim Akgönül bu artışı iki olguya bağlıyor: Birincisi, 2017 referandumundan sonra her kesime baskının gözle görülür biçimde artması ve insanların artık geleceklerini, en azından mutlu bir geleceği Türkiyede görememeleri. Baskıların gerçek olmadığı durumlarda bile herkeste bir tehlike içinde olma hissi var. Örneğin iltica taleplerinde sıkça sosyal medyada Cumhurbaşkanını eleştiren ve bu yüzden hapse girmekten korkan insanlar var. Diğer bir gerçeklik de ekonomik buhran. Bu buhran ve yoksulluk/yoksul olma korkusu her kesimden insanı (buna orta sınıf dahil) başka yere bakmaya itiyor. Ki, burada sadece mültecilerden söz ediyoruz. Avrupada binlerce gizli mülteci var. Öğrenci, memur, görevli diplomat olarak gelip dönmeyenler, dönmeyecek olanlar. Artık sadece Fetöcü ya da terörist olarak yaftalananlar değil. Entelektüeller, beyaz yakalılar, üniversite hocaları, doktorlar... Gözlerini dışarıya yöneltmiş durumdalar. 
Avrupa-Türkiye ilişkilerini etkiler mi?İltica profilinde gözlemlenen bu değişiklik Fransa-Türkiye ya da Avrupa-Türkiye ilişkilerini etkiler mi? Samim Akgönül etkisi olacağı görüşünde: Türkiye emin ülke algısından tekrar çıkabilir ve 1980 darbesi sonundaki insan haklarının sistematik olarak ihlal edildiği bir konuma gelebilir. İhlal edilen haklar belki aynı haklar değil; idam cezası yok, yapısal işkence yok, umarım yok, ama hepsi evrensel insan hakları. Yargısız infaz, adil yargılanma, ifade özgürlüğü, mülkiyet hakkı gibi konular son derece önemli. Bu durum tabii ki Fransa-Türkiye ve AB-Türkiye ilişkilerini etkiler. 

Son güncelleme: 11:12 06.07.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı