• Turkhane Logo

Türkiye’deki Uygur Türklerinde Çin’e iade korkusu büyüyor

Çin ile Türkiye arasında imzalanan suçlu iadesi anlaşması sebebiyle Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri diken üstünde. Anlaşma neleri kapsıyor? Gözaltına alınan Uygur Türkleri, Çin'e gönderilecek mi? Türkiye'ye gelenler ne diyor?

17:42 26 Ocak 2021 Salı
Türkiye’deki Uygur Türklerinde Çin’e iade korkusu büyüyor
Çin ile Türkiye arasında imzalanan suçlu iadesi anlaşması sebebiyle Türkiye'de yaşayan Uygur Türkleri diken üstünde. Anlaşma neleri kapsıyor? Gözaltına alınan Uygur Türkleri, Çin'e gönderilecek mi? Türkiye'ye gelenler ne diyor?


Doğu Türkistan Uygur özerk bölgesinden Çin Halk Cumhuriyetinden zulüm gördükleri gerekçesiyle kaçan Uygur Türkleri, dünyanın dört bir yanına dağılmış durumda.

Geçen haftalara kadar ABD Dışişleri Bakanlığı görevini yürüten Mike Pompeo Çinin bölgedeki davranışlarının soykırıma vardığını söylemiş Çin ise Pompeo’nun iddialarını “ölçüsüz yalanlar” olarak tanımlamıştı.


Çinden kaçıp Türkiyeye gelen pek çok Uygur vatandaşı var. Türkiyedeki Uygurların gözü kulağı ise şu sıralar Çinle imzalanan suçlu iadesi anlaşmasında.

Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 30 Aralık 2020de yaptığı açıklamada Çinle imzalanan ‘Suçluların İadesi Anlaşmasının henüz Mecliste onaylanmadığını söylemiş ve Pekin yönetiminin Uygurlarla ilgili iade taleplerinin de Ankarada karşılık bulmadığını ifade etmişti.

Bakan Çavuşoğlunun açıklamasına göre; Çinle olan bu anlaşmayı ‘Türkiye Uygurları Çine teslim edecek diye yorumlamak yanlış.

Sözcüden Yaşar Özerin haberine göre, ancak Uygurlar yine de tedirgin. Bu tedirginliği ve anlaşmanın Mecliste onaylanma ihtimalini insan hakları ve Uygur meselesi konusunda uzman hukukçu Ankara Hacıbayram Veli Üniversitesinden (eski Gazi Üniversitesi) Profesör İlyas Doğan ve Türkiyede doktora eğitimine devam eden Uygur Türkü Yakup M. ile konuştuk.

‘ÇİN’İN TÜRKİYE ÜZERİNDEKİ ETKİSİ ARTTI’

Doğan sözlerine Çinin son yıllarda Türkiye üzerinde geçmişe nazaran daha fazla etkisi olduğunu anlatarak başlıyor. Profesör İlyas Doğan, “Çine bakarsanız doğumdan Müslüman olan, Türk halklarından birine mensup olan herkes teröristtir. Dolayısıyla bu anlaşma onaylandığı takdirde Türkiyede bulunan ve Türk vatandaşlığı alamamış bütün Doğu Türkistan Türkleri için iade riski güçlü bir şekilde mevcuttur” ifadesini kullandı.

Doğan son zamanlarda kendisine ulaşan Uygur Türkleri olduğunu anlatarak, “Evlerine polis geldiğini ve ‘senin Türkiyede başka akraban var mı? şeklinde notlar alıp gittiğini söylüyorlar. Kimi kimsesi olmayanlar, yalnız olanlar özellikle büyük risk altında” değerlendirmesinde bulundu.

İlyas Doğana göre Uygur Türkleri Türk vatandaşlığına geçse bile başka bir ülkede yakalanıp Çine geri gönderilme riskleri var.

Doğan, Türkiyede ikamet eden Uygur vatandaşlarının ağırlıklı olarak Çin rejimine karşı olduğunu söylüyor.

Geçen günlerde tutuklanan Uygur Türkü Abdullah Metseydinin eşiyle telefonda konuştuğunu aktaran Doğan, “Eşi gayet güzel Türkçe konuşan biri. Çin adına beyanatlarda bulunduğu söylenmiş. Abdullah, Sefaköyde bir kapıcı dairesinde yaşayan, gündelik işlerde çalışan biri. Eğitimli biri aynı zamanda. Çin rejimine muhalif biri doğru ama Çin rejimine muhalif olmakla suçlayan biz miyiz? Yoksa Çinin kendisi midir?” ifadelerini kullandı.

ANAYASA VE ULUSLARARASI HUKUK NE DİYOR?

İade anlaşmasını okuduğunda anlaşmada “siyasi suçlular iade edilmez” gibi bir hükmün bulunmadığını belirten Doğan itirazlarını şöyle açıyor:

6458 sayılı ‘Yabancılar ve Uluslararası Koruma Kanununda diyor ki, bir kimse iade edildiği takdirde ırkından, kültürel veya dini mensubiyetinden dolayı zulme uğrayacaksa, bu kişi iade edilmez. Bir başka maddede de deniliyor ki ölüm cezası bulunan ülkeye iade yapılamaz. Çinde işkence var, bu çok yaygın. Kurdukları toplama kamplarında yapılanlar zaten tüyler ürpertici. Ayrıca ölüm cezası rutin bir uygulama gibi hayata geçirilmektedir. Böyle olunca aslında Doğu Türkistandan gelen hiç kimsenin Çine iade edilmemesi gerekir ama bu böyle olmamış geçmişte. Son 3-4 yılda da iade edilenler var.

‘SON AYLARDA GÖZALTINA ALMALAR ARTTI

İstanbulda uluslararası ilişkiler alanında doktora eğitimine devam eden Yakup M. ise Türkiyeye yıllar önce lisans eğitimi almak için gelmiş. Yakup M. İstanbulda kendisi gibi Uygur Türkü olan eşi, annesi ve kız kardeşi ile yaşıyor. Ayrıca iki kuzeni de onlarla birlikte.

2017 yılından beri Doğu Türkistandaki babasından haber alamadığını söyleyen Yakup M., “Son iki üç haftada Sefaköy ve Zeytinburnunda bulunan Uygurların evine baskın yapıldığı ve gözaltına alındıklarına dair haberler alıyoruz. Gönderme merkezine götürülenler var. Birkaç aylık süren bir inceleme sonucu suçsuz olduğu veya yanlışlıkla tutuklandığı belirlenerek serbest bırakılanlar da var. Buna benzer birkaç vaka gerçekleşince Uygurlar da haliyle tedirgin olmaya başladılar” değerlendirmesinde bulundu.

“Çinin terörist tanımı oldukça geniş!” diyen Yakup, Doğu Türkistan’ın (Sincan Uygur Özerk Bölgesi) başkenti Urumçide büyümüş. Yakup, Çinin ‘terör bakış açısını şöyle aktarıyor: Namaza gitmek, dini usulle yapılan bir cenaze törenine katılmak, vaaz dinlemek, sakal bırakmak, başörtüsü takmak, çocuklarına ana dilini öğretmek veya kuran öğretmek gibi çok basit, gündelik hayatın bir parçası olarak bilinen birçok aktivite terörist unsuru içeren aktiviteler olarak karşımıza çıkıyor.

‘BEN YASAL YOLLARLA GELDİM AMA…’

“Ben burada öğrenciyim. Tamamen yasal yollarla geldim. Çin vatandaşıyım, lisansımı ve yüksek lisansımı Türkiyede yaptım. Doktoramı da burada yapıyorum. İkametgâh iznim var ama memlekete dönemiyorum” diyen Yakup, “Çünkü Türkiyede bulunmam dahi bir suç teşkil edecek. Burada bulunmam Çin açısından ‘tedavi edilmesi gereken ideolojik hastalığa bulaşma olasılığımı gösteriyor. Düşünün böyle bir ortamdan geliyorum.”

Yakupa göre Türkiyedeki Uygurların çoğu siyasi bir mücadele vermeseler bile yurt dışında bulundukları ve geri gitmedikleri için Çine göre bir tehdit unsuru. Yakup, Çinin Türkiyeye uzun dönem vatandaşlık başvurusunda bulunan Uygurların da bir tehdit gibi algılandığını söylüyor.

‘İKAMETGÂH İZNİ OLMAYANLARIN İŞİ ZOR’

Yakup M., ‘Suçluların İadesi Anlaşmasının onaylanması durumunda ilk etapta ikametgâh izni olmayan herkesin risk altında olacağı görüşünde. “Vatandaş olan Uygurlar biraz daha güvende olabilir ama diğerleri için aynı durum geçerli değil” diyen Yakup, sözlerini şöyle noktalıyor: “İkamet izniyle kalan Uygurlar veya Türkiyede bir güvencesi olmayan Uygurlar, Çine veya üçüncü bir ülkeye sınır dışı edilme riskiyle karşı karşıyalar.”

Son güncelleme: 17:42 26.01.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı