Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin (AİHM) son raporuna göre, Türkiyede ifade özgürlüğüne yapılan kısıtlamaların arttığına dair ciddi endişeler bulunuyor. Yargı bağımsızlığı ve adil yargılanma ilkesine olan güvenin sarsıldığı ifade ediliyor. Ayrıca, Türkiyedeki terörle mücadele operasyonları sırasında yaşanan toplu gözaltılar ve keyfi tutuklamalar da uluslararası insan hakları örgütlerinin eleştiri odağı haline geliyor.
Avrupa Birliği ve Amerika Birleşik Devletleri gibi önemli aktörler, Türkiyenin insan hakları alanında yaşanan bu ihlallerine sık sık tepki gösteriyorlar. Son olarak, Avrupa Parlamentosu, Türkiyenin AB üyelik müzakerelerinin askıya alınması çağrısında bulundu ve ifade özgürlüğü konusundaki endişelerini dile getirdi.
Türkiye hükümeti ise bu eleştirilere karşı sert tepkiler veriyor ve iç işlerine müdahale olarak nitelendiriyor. Ancak, uluslararası toplumun baskısı artmaya devam ediyor ve Türkiyenin insan hakları konusundaki taahhütlerine uyması için çağrılar güçleniyor.
Uluslararası toplumun bu tepkileri, Türkiyedeki insan hakları durumunun iyileştirilmesi için önemli bir itici güç oluşturuyor. Ancak, gerçek ve kalıcı bir değişim için Türk hükümetinin somut adımlar atmaya ve uluslararası standartlara uygun hareket etmeye devam etmesi gerekiyor.
