• Turkhane Logo

Türkiye’de demokrasi geriye gittikçe diğer NATO üyelerini neler bekliyor?

Türkiye, Rusya'ya yanaştığından beri NATO'da konumu da tartışma konusu olmaya devam ediyor.

16:28 24 Temmuz 2018 Salı
Türkiye’de demokrasi geriye gittikçe diğer NATO üyelerini neler bekliyor?
Türkiye, Rusya'ya yanaştığından beri NATO'da konumu da tartışma konusu olmaya devam ediyor.



Dış politikada bunlar yaşanırken, iç politikada da ülke demokrasiden giderek uzaklaşıyor. Merak edilen konulardan biri de Türkiye’de demokrasi geriye gittikçe diğer NATO üyelerini neler bekliyor?. Kemal Kirişci, İlke Toygür imzalı Brookingste yayınlana İngilizce makele bu konuya eğiliyor. 

İşte o makale: 


Bu ay yapılan NATO zirvesinde akıllara kazınan görüntülerden biri ABD Başkanı Trump ile Türkiye’nin geçen ay tekrar seçilen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın yumruk tokuşturması ve diğer liderlerden uzaklaşarak konuşması oldu. Bu arkadaşlık göstergeleri Türkiye’de demokrasinin var olup olmadığı konusunda endişelerin yükseldiği bir dönemde yaşandı. NATO zirvesinden çok kısa bir süre önce yapılan Haziran seçimleri ülkedeki yeni ve çok güçlü Başkanlık sisteminin temellerini atmış oldu. Yeni sistemde geleneksel kuvvetler ayrılığının büyük bir bölümü ortadan kalkıyor. Çoğunluğa göre bu sadece var olan düzenin yasal hale getirilmesi olsa da, yeni sistem tek-adamlık yönetimini getirdiği için çok ciddi bir sorun gibi görünüyor. Bu nedenlerden dolayı da Erdoğan’ın ABD’de liberal demokrat değerlerden uzak bir tutum sergileyen Trump’ın arkadaşlığını istemesi son derece normal. ABD’nin eskiden her zaman olduğu gibi demokrasinin temel prensiplerini korumaktan vazgeçtiği bir dönemde, Türkiye’nin demokrasiden uzaklaşması konusunda NATO ülkeleri ne yapabilir?

NATO’ye üye ülkeler arasında demokratik değerlerden uzaklaşmak Türkiye’ye özgü bir durum değil ve bu durumda bulunan her ülke NATO için çok zorlu sorunlar oluşturuyor. Yazının devamında da tartışacağımız gibi, üye ülkeler paylaşılan değerlere olan bağlarını canlandırmak için yeni stratejiler geliştirerek Türkiye’nin olumlu hareket etmesini sağlayacak yöntemler bulmak zorunda.

Türkiye NATO’nun 1949 yılında kuruluşunun ardından 1952 yılında üye oldu. O dönemde elindeki büyük ordu, Soğuk Savaş’ın başladığı dönemdeki coğrafi önemi ve Batıya dönmek konusundaki kararlılığı yüzünden önemli bir müttefik olarak görülüyordu. Ülkede yaşanan demokrasi sorunları ve siyasi anlaşmazlıklar yüzünden NATO ile Türkiye arasındaki ilişki her zaman sorunlu oldu. Şu anda Türkiye ve Batılı müttefikleri arasındaki ilişki birçok neden yüzünden her zaman olduğundan daha karmaşık, zorlu ve hassas.

Öncelikle, Türkiye’de demokrasi çok büyük sorunlar yaşıyor. Ülkedeki zaten halihazırda zayıf olan siyasi sistem yerine aşırı derecede merkezci bir başkanlık sistemi geldi ve ülke nüfusu Erdoğan’ı sevenler ve sevmeyenler arasında derin biçimde kutuplaşmış durumda. Ancak aralarında Erdoğan’ın Ankara’daki yemin törenine katılan Macaristan Cumhurbaşkanı Victor Orban’ın da bulunduğu sayısı giderek yükselmekte olan halkçı liderler Erdoğan’ı örnek olarak gösteriyor ve özgürlüklere aykırı politikalarını övüyor. Trump da Erdoğan’ı çok beğendiğini açıkladı ve şu ana kadar politikalarına karşı bir demeç vermedi.

İkinci olarak, Özgürlük Örgütü (FH) 2018 Dünya Özgürlük Raporu’na göre AB ve ABD’de özgürlükçü demokrasinin zayıflaması sayesinde Erdoğan’ın eli güçlendi. AB, başta Macaristan ve Polonya olmak üzere Orta ve Doğu Avrupa ülkelerinde demokrasinin gerilemesi karşısında herhangi bir önlem almakta başarısı oldu.

Aynı endişe verici görüntü, halkçı ve sağcı partilerin Danimarka, Finlandiya, Almanya, Avusturya ve İtalya gibi ülkelerde giderek güç kazanmasıyla birlikte Batı Avrupa’ya da uzanmaya başladı. ABD ve AB birçok açıdan güçlü pozisyonlarını kaybetti ve özgürlükçü demokrasi ideali konusunda güçsüzleştiler. Tam aksine özgürlüklere karşı çıkmak seçimleri kazanmak konusunda daha moda olmuş gibi görünüyor.

Son olarak da ABD ve AB ülkelerinin Ortadoğu’dan çekilmesi sonrası Türkiye’nin ulusal güvenliğine yönelik tehditler nedeniyle Erdoğan bölgede etkisi giderek artmakta olan Rusya gibi ülkelere yakınlaştı. Türkiye’nin Rus yapımı S-400 savunma sistemini satın almak konusundaki inadı NATO ülkelerin endişelendiriyor ama Türkiye NATO operasyonlarına katılmaya, tesislerini NATO ülkeleriyle paylaşmaya devam ediyor. Türkiye coğrafi pozisyonu ve ordusunun kuvveti yüzünden tıpkı Soğuk Savaş döneminde olduğu gibi bugün de önemini korumaya devam ediyor. 

Bir şey çok net: Türkiye’de demokrasi derin bir çukurda ve öngörülen gelecekte bu şekilde olmaya devam edecek. Ayrıca NATO’nun da Türkiye üzerinde ciddi bir etkisi olabileceğini hayal etmek pek olası görünmüyor.

NATO’nun temelini oluşturan Belçika, İngiltere, Fransa, Almanya, Hollanda ve ABD gibi ülkeler liberal demokrasiyi koruma prensipleri kapsamında Türkiye’nin bu trans-atlantik topluluğa bağlı olmaya devam etmesini sağlamak zorundalar.

Dünyada yaşanabilecek büyük bir krizin her gün kulaklarımızda olduğu, milletler arası düzenin sarsıntıda olduğu bu dönemde, Türkiye’nin NATO ile bağının zayıflaması tüm dünya açısından çok zararlı olacaktır. Asıl zorluk ittifak içindeki demokratik değerlerin korunmasından ziyade gerçek politika ile savunma konusu arasındaki dengeyi bulmak olacaktır.

Son güncelleme: 16:28 24.07.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı