• Turkhane Logo

Türkiye ile NATO arasındaki askeri ittifak taahhütleri sorgulanıyor

NATO ile Türkiye arasında son dönem Rusya-Türkiye arasındaki yakınlaşmadan dolayı gerginlikler devam ediyor. NATO ile Türkiye arasındaki askeri ittifak taahhütlerinin sorgulandığı konuşulmaya devam ediyor.

13:54 11 Temmuz 2018 Çarşamba
Türkiye ile NATO arasındaki askeri ittifak taahhütleri sorgulanıyor
NATO ile Türkiye arasında son dönem Rusya-Türkiye arasındaki yakınlaşmadan dolayı gerginlikler devam ediyor. NATO ile Türkiye arasındaki askeri ittifak taahhütlerinin sorgulandığı konuşulmaya devam ediyor.

NATO Zirve toplantıları, son zamanlarda Moskovayla olan bağlarını sıkılaştıran Türkiyenin NATO askeri ittifakına yönelik taahhütlerinin sorgulandığı bir dönemde yapılıyor.

Amerikanın Sesinde Dorian Jones Türkiye ile NATO arasındaki problemlere ilişkin bir yazı kaleme aldı. Türk-Rus ilişkileri, Erdoğan döneminde gerek siyasi gerekse ekonomik açıdan derinleşti. Her iki ülke de İranla birlikte Suriyedeki savaşı sona erdirmek için yakın işbirliği içine girdi. Öte yandan NATO, Ankaranın Rus S-400 füzeleri satın alma kararı nedeniyle tedirginlik yaşıyor. NATO, askeri sistemlerinin Rus füzeleri nedeniyle güvenlik zaafına uğrayabileceği uyarısında bulunuyor.

Global Source Partnersdan uzman Atilla Yeşilada, ”NATO, Avrupa Birliği ve İran-Rusya ittifakı arasında bir karar vermemiz gerekiyor. Bu, şimdiye kadarki en zor seçim olacak. Artık daha uzun süre kararsız kalamayız. Hangi tarafa yönelirsek yönelelim diğerleri tarafından cezalandırılacağız,” şeklinde konuşuyor.


Ankara, Batıyla olan stratejik ittifaka bağlı kalmayı sürdürdüğünü vurguluyor ve Tahran ve Moskovayla olan ilişkilerinin ticarete ve Suriye meselesinin çözümü için ortak çaba harcama gerekliliğine dayalı olduğunu kaydediyor.

Ortadoğu Teknik Üniversitesinden uluslararası ilişkiler uzmanı Profesör Hüseyin Bağcı ise ”Türkiye her zaman bu güç diplomasisi dengesini kullanıyordu,” diyor.

Bağcı, Türk-Rus ilişkilerinin giderek daha olumlu bir yönde ilerlediğini, ancak Türkiyenin bu ilişkinin sınırlı olduğunun farkında olduğunu kaydediyor. Uzman, Türkiyenin NATOyu terk etmesinin söz konusu bile olamayacağının altını çiziyor.

Trumpla da görüşmesi bekleniyor

Cumhurbaşkanı Erdoğanın NATO zirvesi sırasında Başkan Donald Trumpla da bir araya gelmesi bekleniyor. Ankaranın Rus S-400 füzelerini satın alma kararının yanı sıra Amerikanın İrana yönelik yaptırımlarının da görüşülecek gündem maddeleri arasında yer alması söz konusu. Ankara, bu yılın ilerleyen aylarında yürürlüğe girmesi beklenen yaptırımlardan muaf tutulmak için çaba harcıyor. İranın enerji kaynağı yoksunu Türkiyenin en kritik petrol ve doğal gaz ithalatçılarından biri olmasının bu çabalarda rolü son derece büyük.

Suriye de NATO müttefikleri arasındaki gerginlik kaynaklarından biri. Ankara, IŞİDle mücadelede Amerikanın en çok yardım aldığı güçlerden Suriyeli Kürt gruplara verdiği desteği kesmesi için Amerikaya Washingtona baskı yapıyor. Bunun nedeni, Ankaranın Kürt grupları, PKKyla bağlantıları olmakla suçlaması. Washingtonun Kürt savaşçılara yönelik desteğiyle ilgili yol haritası üzerinde anlaşıldıktan sonra karşılıklı gerginlikler büyük ölçüde giderilmiş olsa da yine de bazı farklılıkların olduğu, bir gerçek.

Uzmanlar, kendilerini siyaset dünyasına dışarıdan giren iki lider olarak tanımlayan Erdoğan ve Trumpın olumlu bir ilişki geliştirdiğine dikkat çekiyor. Ancak Trump, Türkiyede tutuklu Amerikalı rahip Andrew Brunsonun serbest bırakılmasını sağlaması için Amerikan Kongresinin yoğun baskısı altında. İki yıldır tutuklu olan rahip, terör suçlamasıyla yargılanmayı bekliyor.

Trump, bu suçlamaların hiçbir temele dayanmadığını kaydediyor. Bazı Kongre üyeleri ise Ankarayı Brunsonu rehin almakla suçluyor.

Profesör Hüseyin Bağcı, Brunsonun yarın bile serbest bırakılmasının mümkün olduğunu kaydediyor. Uzman, ”Brunsonu muhtemelen siyasi rehine olarak tanımlayabiliriz. Alman vatandaşı gazeteci Deniz Yücel de aynı durumdaydı, serbest bırakıldı. Buna Cumhurbaşkanı karar verdi, bir kez daha aynı kararı verebilir. Artık böyle bir karar alması için daha fazla serbestiye sahip,” diyor.

Erdoğan ise rahip Brunsonun serbest bırakılmasıyla Amerikada yaşayan ve 2016daki başarısız darbe girişiminin sorumlusu olarak tanımlanan Fethullah Gülenin Türkiyeye iade edilmesi meselelerini birbirine bağlıyor. Öte yandan Amerikan Kongresi, Brunsonun serbest bırakılmaması durumunda Türkiyeye yaptırım uygulanabileceği uyarısında bulunuyor. Ankara ise böyle bir hamleye karşılık vereceğini ve bunun, mahkemelere bırakılması gereken bir mesele olduğunu kaydediyor.

Cumhurbaşkanı Erdoğanın NATO zirvesi sırasında bazı Avrupalı liderlerle de görüşmesi bekleniyor. Türkiyenin askıya alınmış olan AB üyeliği sürecinde, Türkiyenin insan hakları sicili ve Erdoğanın geniş yetkilerle donatılarak yeniden seçilmesi nedeniyle herhangi bir değişiklik olması beklenmiyor.

Pazartesi günü ikinci dönem Cumhurbaşkanlığı görevine başlayan Erdoğanın aldığı ilk kararlardan biri, Avrupa Birliği Bakanlığını kaldırmak ve bu bakanlığı Dışişleri Bakanlığı bünyesine katmak oldu. Erdoğanın bu hamlesi, vereceği önceliklerle ilgili güçlü bir mesaj olarak yorumlandı.

Öte yandan Erdoğan, AB liderleriyle bir araya geldiğinde elinde bazı kozlar olduğunu biliyor. Bunların başında Avrupa Birliği ülkelerine yönelik göç akınını kontrol altına almak geliyor. Erdoğanın görüşmeler sırasında Türkiye ve AB arasındaki gümrük birliğini yeniden kurmak için yapılan görüşmelerin yeniden başlatılması için baskı yapması bekleniyor.

Almanyanın böyle bir hamleyi engellediği söyleniyor. Ancak Türkiyenin AByle yaptığı göç anlaşmasından en çok yararlanan ülkelerden biri olan Almanya, yeni bir anlaşmaya imza atabilir.

HDP Onursal Başkanı ve Avrupa Konseyi Parlamenter Meclisi Üyesi Ertuğrul Kürkçü, Erdoğanın yeniden seçilmesinin yeni bir siyasi gerçeklik devri başlatacağını kaydediyor.

Kürkçü, ”ABnin pragmatik davranacağından eminim. Türkiyede demokratik değişim umutlarına yatırım yapmak için hiçbir neden görmüyorlar, bu nedenle de gelin anlaşalım diyebilirler,” şeklinde konuşuyor.

Kürkçü, sözlerine, ”AB anlaşmadan çok memnun. Bunun bir mucize olduğunu söylüyorlar çünkü göç akışını durdurdular. Mevcut durumdan memnunlar. Türkiyenin ABye girmek için ısrarcı bir aday olmamasından ötürü de mutlular. Yani herkes mutlu. Türkiye, milliyetçilik ve yabancı düşmanlığının yükselişte olması nedeniyle AB üyeliği meselesiyle uğraşmak istemiyor,” ş eklinde devam ediyor.

Son güncelleme: 13:54 11.07.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı