• Turkhane Logo

Türkiye, Çin’deki baskıdan kaçan Uygur kadın ve oğlunun yurda girişine izin vermedi

Kazak asıllı Çin vatandaşı Omir Bekali, eşinin ve oğlunun “pasaportları sahte” gerekçesi ile Türkiye’ye girişlerine izin verilmediğini söylüyor.

12:59 18 Eylül 2018 Salı
Türkiye, Çin’deki baskıdan kaçan Uygur kadın ve oğlunun yurda girişine izin vermedi
Kazak asıllı Çin vatandaşı Omir Bekali, eşinin ve oğlunun “pasaportları sahte” gerekçesi ile Türkiye’ye girişlerine izin verilmediğini söylüyor.





TIME dergisinde çıkan habere göre Bekali, “Ailem parçalanmış durumda. Ben İstanbul’da havalimanı dışındayım, oğlum ve karım içeride. Pasaport polisi görüşmemize izin vermiyor, onları da ülkeye sokmuyor. Kazakistan’a ger gönderme riski var. Ki orada da eşim ve oğlumun oturum izni bitti. Onlar da eşim ve oğlumu Çin’e sınır dışı edecekler.” diyerek çaresizliğini anlattı, sesini duyurmaya çalıştı.


Bekali, AP haber ajansı ile pazartesi günü konuştu. Sonrasında Türk polisinin Uygur asıllı Ruxianguli  Taximaimaiti ve en küçük oğlu Mukhamad Bekali’yi uçakla Kazakistan’a gönderip göndermediği bilinmiyor. Havalimanı polisine ise ulaşılamıyor ve tüm girişimlere rağmen aile hakkında bilgi alınamıyor.

“KAZAKİSTAN’A GERİ GÖNDERİLİRSE ÇİN’E SINIR DIŞI EDİLİR”

Bekali, “Eşinin Kazakistan’a geri gönderilmesi durumunda Çin’e sınır dışı edileceğini, orada da kendi eleştirilerinden ötürü eşinin cezalandırılacağını.” söylüyor.

Havalimanında telefonla görüşebildiği eşinin kendisine, “Çin’e geri gideceğime burada Türkiye’de ölmeyi tercih ederim.” dediğini aktardı.

Omir Bekali, Çin’in Şincan bölgesinde milyonlarca Uygur ve Kazak asıllı müslümanın zorla gönderildiği toplama kamplarından açıkça bahseden ilk kişilerden biri oldu.

Mayıs ayında AP’ye konuşan Bekali, “Çin’de gözaltına alınıp toplama kampına gönderildiğini serbest bırakıldıktan sonra Kazakistan’a kaçtığını orada da fazla durmadan bu yıl içinde Türkiye’ye geldiğini” söylüyor.

BEKALİ, ÇİN’DEKİ TOPLAMA KAMPLARINI ANLATAN İLK KİŞİLERDEN BİRİ

Daha önce verdiği röportajda Bekali, “Şincan bölgesinde kurulan toplama kamplarında müslüman azınlığa baskı yapıldığını, dini inançlarından vazgeçmeye, kendilerini kötülemeye ve Komünist Parti’ye teşekkür etmeye zorlandıklarını.” anlatmıştı.

“Kendimi hırsız gibi hissediyorum, saklanıyor ve etrafta gizleniyorum. Baskı çok büyük. Normal bir insan gibi yaşayamıyorum. 21. yüzyılda güven içinde yaşayamıyoruz.”

ŞİNCAN’DAKİ TOPLAMA KAMPLARINDA EN AZ BİR MİLYON KİŞİ TUTULUYOR

Çin, bu kampların varlığını reddediyor.

Ancak BM raporlarına da giren kamplarda yaklaşık bir milyon kişinin tutulduğu tahmin ediliyor. Kamplar, insan hakları ihlalleri üzerine Çin’e yönelik eleştirileri artırdı. ABD, bölgede insan hakları ihlallerinden sorumlu olan Çinli yetkililere yaptırım uygulamaya hazırlanıyor.

Çoğunluğu Uygur müslümanlarının yaşadığı Şincan bölgesinde son yıllarda Çin’in baskı ve kontrolleri arttı. Çok sayıda kamera ve gözlem noktasının yerleştirildiği bölge adeta açık hava hapishanesini andırıyor.

Uygurlular’a yapılan muameleyi internet ortamında eleştiren Çin asıllı Zhang Haitao 2016 yılında 19 yıl hapse çarptırıldı.

Ünlü Uygur düşünür İlham Tohti, hükümetin politikalarını eleştirdiği için 2014 yılında bölgede etnik nefret kışkırtıcılığı yapma suçlaması ile ömür boyu hapse mahkum edildi.
 

Son güncelleme: 12:59 18.09.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı