Avrupa Konseyi’nde Türkiye’yi temsil eden Tuğrul Türkeş, Mehmet Uçum’un ‘milli yargı’ söylemini eleştirdi, ekonomik krizin bir nedeninin de Kavala davasında sembolleşen hukuksuzluk olduğunu söyledi.
Duvar’dan Can Bursalı’ya röportaj veren Türkeş şunları söyledi;
Gelişmişlik ölçütü olarak buraların bir parçası olmak istiyorsan, yapılan uyarıları dikkate alacaksın. Ama son süreçte deli saçması tartışmalar oldu. Avrupa’da bize mealen şunu diyorlar: İç hukuk bize yeterli diyorsanız, bizce mahsuru yok, buradan ayrılın.
Mesela Osman Kavala’nın durumu, laboratuvar gibidir. Altını kırmızıyla çizmek gerekir. Osman Kavala, casusluktan hüküm giymedi. Bu suçlamada delil bulunamadı, adam beraat etti. Gezi Parkı’yla ilgili davadan yargılandı. Ama 7 yıl süren bir yargılama mı olur?
Adama kızıl milyarder diyorlar. Milyarder olmanın Türk Ceza Kanunu’nda bir yeri mi var? Açık yeşil milyarder, turuncu milyarder mi diyeceğiz? Kaldı ki, iddialar doğruysa Osman Kavala bir turuncu milyarder.
Son 14 ay içinde bir genel bir yerel seçim geçirdik. Genel seçimi kazandık ama yerel seçimde medyanın deyimiyle tablo kırmızı oldu. Neden? Ekonomimiz iyi değil. Hukuk doğrudan işlemediği için ekonominin iyileşmesi konusunda zorluklar yaşıyoruz. Aslında mesele Kavala falan değil. Para aradığında gerçek fiyatla alamıyorsun. Daha fazla faiz ödüyorsun. Niye? Çünkü birtakım inceleme kuruluşları, Türkiye’deki hukukun durumuna bakıyor, daha fazla faizle karşına geliyor. Bu fazla faiz milli bütçene yüktür. Bundan kurtulmamız lazım. Yargılamaları makul seviyeye getirip, hukuku düzeltirseniz ekonomi de düzelir. Türkiye’ye ciddi anlamda bir para akışı sağlayamıyoruz Batı’dan. Yatırımcı getiremiyoruz. Yatırımcılar paralarını bir yere yatırmak istiyorlar. Finansları var, kaynakları var. Sen bunları getiremiyorsun. Niye? Uzun yargılama sürelerinden. Adam kaçmak istese kaçardı, adamı alıyorsun, bırakıyorsun. Kapından tekrar alıyorsun. Bunu dışarıda anlatman lazım. Milliyetçilik mi, al sana milliyetçilik.
( Yaptığınız temasları siz direkt Cumhurbaşkanı’na ilettiniz mi? ) Hayır, bir tek benim bildirmeme gerek yok ki cumhurbaşkanlığına. Birçok yerden de bu bilgi gider. Tabii ki biz de yaptığımız temasları aktarıyoruz. Aktarmasak ne işimiz var? Dışişleri Bakanlığı’na, Cumhurbaşkanlığına bildiriyoruz.
( Osman Kavala’nın yeniden yargılama talepli başvurusunda yeni bir heyet oluşturuldu. Herkes bir gelişme olacağını beklerken yeni heyet de başvuruyu reddetti ) Heyet oluşturulduktan yarım saat sonra ret kararı verdi. Ben buna manidar derim. 16 sayfalık bir dilekçeyi ben yaklaşık 1 saatte okudum. Hukukçu değilim ama iyi kötü anlarım bu işlerden. O yarım saat içinde savcıdan da mütaala almışlar. Muhakkak ki çok etkin ve dehşetli çalışıyorlar. Ama yarım saat içinde karar veriyorsanız, dosyanın 30 klasörüne hakimsiniz demek ki. Halbuki adam 7 senedir içeride, 7 gün daha beklerdi. Allah razı olsun, mevzu bahis uzun tutuklama süresi olunca hassasiyet göstermişler anlaşılan!
( Bir müdahaleyi mi işaret ediyorsunuz ) Bilmiyorum. Ben bildiğim şey hakkında konuşurum. Ama yarım saat içinde ret kararını ilginç buldum.
( Hem siyasi geçmişiniz hem de aileniz nedeniyle sormadan geçemem. Sinan Ateş cinayetine ilişkin ne düşünüyorsunuz? ) Sinan Ateş cinayeti bir siyasi cinayet değil. Faillerin bir kısmının ideolojik bir takım yapılardan olduğu gerekçesiyle siyasi dava tahlilleri yapılıyor. Siyasi cinayet, karşıt görüşlü birinin öldürülmesidir. Burada öyle bir şey yok. Çok detay konuşmak istemiyorum. Acılı bir aile var. Küçük çocuklar var. Ama eşi olan hanımefendi çıkıp ‘Sinan’ın zamanında da adam dövüldü’ diyor. Benim garipsediğim şey bu. Niye birbirinizi dövdürüyorsunuz?
( Kavala’yı ziyaret etmeyi düşünüyor musunuz? ) Bakanımız Yılmaz Tunç’tan rica ettim. Uygun bir zamanda görüşmek için izin istedim. Bir ara ziyaret edeceğim. Osman Kavala’yı ilk kez o ziyarette görmüş olacağım. İşte gerçek millilik, yurtseverlik bu. Bana öğretilen milliyetçilik bu. Türkiye için en iyi şartlarda kaynak bulmak gerekir. Ayrıca, ben hayatının 7 yılını, ömrünün 10’da 1’ini cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum