TGS, SETA’nın söz konusu raporla “Halkı kin ve düşmanlığa tahrik” ve “Kişisel verilerin kaydedilmesi” suçlarını işlediğini belirtti.
Suç duyurusunda, raporda yer alan kişisel algı ve ideolojik bakış üzerinden yapılan analizlerin bilimsel gerçekmiş gibi sunulduğuna dikkat çekildi.
TGS’nin suç duyurusu metninde gazetecilerin yaptıkları haberler, sosyal medya paylaşımları, eleştiri niteliğindeki düşünce açıklamaları üzerinden ayrıştırılarak marjinalize edildiği, hedef haline getirildiği, saldırıya ve tehdide açık bir pozisyona sokulduğu belirtildi.
TGSden SETAya suç duyurusu@TGS_org_tr Genel Başkanı @Gokhandrm :Bu raporun arkasında kimler var, neden böylesi bir talimat verildiği konusunda suç duyurusunda bulunacağız ve gelişmeleri kamuoyu ile paylaşacağız pic.twitter.com/WQwz1Xy3MO
— ARTI TV (@ArtiTV_) 8 Temmuz 2019
TGS, SETA hakkında tazminat davaları açacağını da duyurdu.
Tepkilerin ardından raporun Muhalif gazetecilere odaklanan bir çalışma olmadığını öne süren SETA yaptığı açıklamada şu ifadeleri kullanmıştı:
“Gazetecilerin siyasi pozisyonu olması da bunların tespiti de meşrudur. Bu kuruluşların bazılarının Türkiye ofisinde çalışanlarının belirgin siyasi pozisyonlarının olması çalışmamızın değil adı geçen kuruluşların tercihidir.”
SETA tarafından Uluslararası Medya Kuruluşlarının Türkiye Uzantıları başlıklı bir rapor hazırlanmıştı. Raporda yabancı medya kuruluşlarının Türkiyede çalışan muhabirlerini fişlediği ortaya çıkmıştı. Raporda, gazeteciler isimleri özgeçmişleriyle birlikte fişlenerek, daha önce çalıştıkları kurumlar, attıkları tweetler ve retweetleri yer almıştı.
Raporda, BBC Türkçe, Voice of Amerika (Amerikanın Sesi), Deutsche Welle, Euronews, Sputnik Türkçe, CRI Türk, Independent Türkçe gibi uluslararası medya kuruluşlarının Türkiye yayınları da hedef alınmış ve bu kuruluşların Türkiye servislerine Türkiye için kritik olaylardaki tavrının ölçülmeye çalışılması suçlaması yöneltilmişti.
196 sayfalık rapor İsmail Çağlar, Kevser Hülya Akdemir ve Seca Toker tarafından hazırlanmıştı.
