• Turkhane Logo

"Terörle mücadele adı altında özgürlüklere müdahale raporu" yayınlandı

15 Temmuz’dan sonra yasaklanan 'buluntu kitap'lardan alınan parmak izleriyle çok sayıda masumun hayatı karartıldı. Sivil toplum kuruluşu Solidarity with Others'ın raporu, anayasal hakların nasıl ayaklar altına alındığının örnekleri ile dolu.

22:17 07 Şubat 2022 Pazartesi
15 Temmuz’dan sonra yasaklanan 'buluntu kitap'lardan alınan parmak izleriyle çok sayıda masumun hayatı karartıldı. Sivil toplum kuruluşu Solidarity with Others'ın raporu, anayasal hakların nasıl ayaklar altına alındığının örnekleri ile dolu.


Türkiye’de ve dünyada insan haklarını savunmak ve ilerletmek amacıyla kurulan Brüksel merkezli sivil toplum kuruluşu Solidarity with Others, “Terörle Mücadele Adı Altında Özgürlüklere Müdahale Raporu” yayınladı.

Türkiye’de terör suçu kapsamında yapılan soruşturmaların hukuki normlarına uygun olmadığının örnek dava dosyalarıyla anlatıldığı raporda; “Günümüz Türkiye’sinde işkence, insan kaçırma, haksız tutuklama, yargı bağımsızlığının tehlikeye atılması, bireylerin uluslararası anlaşmalar ve geri göndermeme ilkesi ihlal edilerek sınırdışı edilmesi, sivil toplum örgütlerine, muhaliflere, medya mensuplarına, insan hakları savunucularına ve avukatlara karşı ceza tedbirlerine başvurulması, terörle mücadele adı altında en temel hukuk kurallarının ihlal edildiğini açıkça göstermektedir.” denildi.


“BULUNTU KİTAP” KONUSU

2015-2020 yılları arasında toplam 1 milyon 977 bin 699 kişi hakkında terör soruşturmasının açıldığı belirtilen raporda yer alan en çarpıcı bölümlerden bir tanesi, “buluntu kitap” konusu.

Raporda, terörle mücadele adı altında özgürlüklere müdahale edildiği “buluntu kitap” ihbarlarıyla anlatıldı.

İhbarlar üzerine polis tarafından çöplerden toplanan kitaplar üzerinde savcıların talimatıyla parmak izi incelemesi yapıldığı, kitaplarda parmak izleri tespit edilen kişilerin, savcıların talimatıyla terör örgütü mensubu şüphelisi olarak ifadelerinin alındığı belirtildi.

Haklarında somut bir delil olmamasına ve kitapların bir dönem itibariyle yasak olmamasına rağmen gözaltına alınan kişilerin, yasal faaliyetlerinin ve Anayasal haklarının sorgulama konusu yapıldığı ifade edildi.

Raporda yer alan, savcıların kitaplarda parmak izi bulunan kişilere sorduğu sorulardan bazıları şöyle;

-Sürücü belgeniz ve pasaportunuz var mı? Legal veya illegal yollardan bugüne kadar yurt dışına giriş ve çıkış yaptınız mı? Bu hususlardaki ifadenizi veriniz.

-Eğitim hayatınız boyunca kim/kimlerin yanında veya hangi yurtlarda kaldınız? Eğitim hayatınız boyunca burs veya benzeri maddi destek aldınız mı? Aldıysanız bu kurum/kuruluş/kişiler kimlerdir?

-Herhangi bir siyasi parti, sendika, demek ve benzeri bir kuruluşa üyeliğiniz var mı? Varsa bu kuruluşların isimleri ve amaçları nelerdir? Abonesi olduğunuz dergiler, gazeteler ve herhangi bir kitapçıda üyeliğiniz var mıdır?

Raporda bu tür sorularla somut herhangi bir suçlama ve delil bulunmaksızın insanlardan bilgi alınmaya çalışıldığı, yasal faaliyetlerin suç gibi gösterildiği ve Anayasal hak kapsamında olan özgürlüklere müdahale edildiği belirtildi. Terörle Mücadele Kanununda yer alan belirsiz “terör” tanımıyla keyfi uygulamaların önünün açıldığı kaydedildi.

GÜLEN’E AİT 672 ADET KİTAP, CD VE DVD YASAK

Raporda, 15 Temmuz 2016 sonrasında Bakırköy 3. Sulh Ceza Hakimliği tarafından yasaklanan kitapların tamamının; dinsel, sosyal, tarihsel ve kültürel içerikli olup, cebir ve şiddete tahrik ve/veya teşvik niteliği taşımadığı, bu sebeple, “söz konusu yayınların yasaklanmasına neden olan gerekçenin açıkça hukuka aykırı olmasından dolayı, düşünceyi açıklama ve yayma özgürlüğü ne yönelik bir müdahale olduğu kuşkusuzdur. Cebir ve şiddete teşvik etmeyen kitapları bulundurmanın, okumanın terör örgütü üyeliği delili olarak kabul edilmesi ve bu gerekçeyle terör örgütü üyeliğinden dava açılması açık bir hukuksuzluktur.” denildi.

Son güncelleme: 22:17 07.02.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı