• Turkhane Logo

Tehdit edildikten sonra ölü bulunan askerin babası: Benim oğlum öldürüldü

Ailesini arayıp tehdit edildiğini söyledikten bir gün sonra cansız bedeni bulunan er Osman Özçalımlı’nın babası Ahmet Özçalımlı, “Benim oğlum düşmedi. Benim oğlumu infaz ettiler. Benim oğlum öldürüldü" dedi.

13:20 04 Ağustos 2020 Salı
Tehdit edildikten sonra ölü bulunan askerin babası: Benim oğlum öldürüldü
Ailesini arayıp tehdit edildiğini söyledikten bir gün sonra cansız bedeni bulunan er Osman Özçalımlı’nın babası Ahmet Özçalımlı, “Benim oğlum düşmedi. Benim oğlumu infaz ettiler. Benim oğlum öldürüldü" dedi.

İzmir Aliağa Kapalı Cezaevi’nde askerlik yaparken yaşamını yitirmiş halde bulunan ve babası tarafından tehdit edildiği açıklanan Jandarma Er Osman Özçalımlı’nın ölümünün üzerindeki şüpheler artıyor.

Oğlunun yaşamını yitirmesine ilişkin Yeni Yaşam gazetesine konuşan baba Ahmet Özçalımlı, oğlunun ölümünden kendisini arayan komutanı sorumlu tuttu.

Baba Özçalımlı, bayram sabahı arayan oğlunun, “Baba ben burada zordayım. Bana burada kafa tutuyorlar. Hakaret ediyorlar” dediğini paylaştı.


Baba Özçalımlı, “Gel dedim ‘nasıl geleyim’ dedi. Dedim sabret önce bir üstlerinle görüşeyim, konuşayım. Belki vicdanlı insanlardır, bir öğreneyim nedir ne değildir diye” diyerek, sonrasında birçok kez cezaevini aradığını söyledi.

‘KOMUTAN OĞLUNLA İLGİLİ BİR PROBLEM YOK DEDİ’

Özçalımlı, o gün yaşananları şöyle anlattı:

“Ulaşamadım kimseye. 156’yı aradım. Sonradan birine bağlandım. ‘Yok, bilmiyorum’, ‘subay yok’, ‘ufak tefek bir şeydir çözülür’, ‘halledilir’, ‘ben bakarım’ dediler. Bayramdır diyerek beni oyaladılar. Ta akşama kadar uğraştım. Bir türlü kimse benimle ilgilenmedi. Akşam, sanırım saat 10 olması lazım. Sonra baktım bir tanesi beni aradı. Dedi ben uzman çavuş Abdullah. Bölük komutanıyım. ‘Senin oğlunla ilgili herhangi bir problem yok’ dedi. İçime biraz su serpti ama içime kuşku da düştü. Ben de yalvardım. Dedim oğlum diyor ki ben zor durumdayım. Hakarete uğruyorum. Bana ‘vatan haini’, diyorlar. ‘Yok öyle bir şey’ dedi. ‘Onunla konuşmuşum, ufak bir şeydir, büyütülecek bir şey değildir’ dedi. ‘Tamam, amca sen merak etme’ dedi bana komutan. Bilmiyorum belki de beni avuttu. Ya da kandırdı. Çünkü sen bölük komutanı isen oğlum sana emanet. Dedim bak oğluma sahip çık, askere yolladım. Geceydi zaten fazla yapacağım bir şey de yoktu. Ama komutanın telefonundan sonra her halde o saattedir. Gece saatlerinde infaz ediyorlar. Öldürmüşler.”

‘HER ŞEYİN SORUMLUSU BENİ ARAYAN KOMUTANDIR’

Oğlunun İzmir’e yeni geldiğini kaydeden baba Özçalımlı, “Çocuğum daha 4 gündür oraya gelmişti. Çanakkale’den dağıtımı oraya çıkmıştı. Kimseyi daha bilmiyordu, tanımıyordu. ‘Oğlum kim bunlar’ dedim. Oğlumun yaşındaki çocuklardır yani. Gece beni telefonla arayan bu Abdullah denilen komutan her şeyin sorumlusudur. Ben başka sorumlu düşünemiyorum. Nasıl oluyor da hem bölük komutanı hem de bana telefon ediyor. Konuştuğu akşamın sabahı aradı dedi, senin oğlun hastanededir. Dedim hani her şey iyiydi, benim oğlum neden hastanede? Dedim, hiçbir şeyi yoktu benim oğlumun. Sen ne yaptın? Ne yaptınız öldürdünüz mü, nasıl yaptınız, diye sordum. Oğlumu öldürdüler açıkça söylüyorum. Durum budur” diye konuştu.

‘BENİM OĞLUM DÜŞMEDİ, OĞLUMU ÖLDÜRDÜLER’

Oğlunun politik biri olmadığını ve lise mezunu olduğunu dile getiren baba Özçalımlı, “Yeni gitti askere. Haziran’ın 29 ya da 30’unda gitti askere. 33 günlük askerdi yani benim oğlum” dedi. Baba Özçalımlı, morgda oğlunun cenazesine baktığı vakit darp izleri gördüğünü anlattı. Özçalımlı, şöyle konuştu:

“Benim oğlum düşmedi. Benim oğlumu infaz ettiler. Benim oğlum öldürüldü. Ben tepki gösterdim ilk etapta Kars Digor Kaymakamı, İlçe Emniyet Müdürü ve İlçe Jandarma Komutanı geldi kapıya. ‘Senin oğlan kalp krizi geçirmiş’ dedi. Ben de benim oğlumu öldürmüşler, dedim. Ben size inanmıyorum, dedim. ‘Otopsi çıkacak’ dedi. 10 dakika aradan sonra ‘senin oğlun intihar etmiş’ dedi. 10 dakika sonra bu kez de ‘senin oğlun 2’nci kattan düşmüş’ dedi. Bugün dünyanın her tarafında kameralar var. Hele cezaevinde. Hiç mi kamerada görüntüsü olmaz. Kameraları getirsinler, göstersinler. Benim oğlum atlamış mıdır? Atlamışsa kendisi mi atlamış, atmışlarsa da kim atmış görmek istiyorum. Dövdülerse de kim dövmüş bilmek istiyorum. Bunu bana göstersinler. Kaymakama da söyledim. Dedim devlet bana delilleri getirsin, net olarak ancak o zaman inanırım.”

 

Son güncelleme: 13:20 04.08.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı