• Turkhane Logo

Taksim saldırısının ardından yanıt bekleyen sorular

İstiklal Caddesi'ndeki saldırının şüphelisinin önce TSK'nın kontrolündeki Afrin'den, daha sonra Türkiye sınırını geçerek İstanbul'a kadar gelmesi soru işaretlerine neden oldu.

09:26 15 Kasım 2022 Salı
Taksim saldırısının ardından yanıt bekleyen sorular
İstiklal Caddesi'ndeki saldırının şüphelisinin önce TSK'nın kontrolündeki Afrin'den, daha sonra Türkiye sınırını geçerek İstanbul'a kadar gelmesi soru işaretlerine neden oldu.

DWden Alican Uludağın haberine göre, Türkiye, 26 Eylülde Mersinde polisevine düzenlenen terör saldırısının ardından bu kez İstanbul Beyoğlunda yaşanan patlamayla sarsıldı. İstiklal Caddesine çanta içinde bırakılan bombanın patlaması sonucunda 6 kişi yaşamını yitirdi. TNT bazlı patlayıcı maddeyi bir çanta içinde olay yerine bırakarak kaçan Suriye uyruklu Ahlam Albashır adlı kadın şüpheli olaydan 10 saat sonra Küçükçekmecede yakalandı. Şüphelinin Türkiyenin kontrolünde olan Afrinden geçmesi tartışma yaratırken Mersindeki saldırıdan sonra Ankaraya PKKnın şehirlerde benzer bir intihar saldırısı arayışında olduğu yönünde istihbarat raporu geldiği öğrenildi. Uzmanlar ise İstiklaldeki saldırıyla ilgili olarak güvenlik zafiyeti tespitinde bulunuyor.

Saldırının ardında PKK bağlantısı var mı?
İstanbul Emniyeti, saldırganın PKK/YPGda özel istihbarat elamanı olarak yetiştirildiğini açıkladı. PKK ise yaptığı açıklamada Taksim saldırısıyla hiçbir ilgililerinin olmadığını öne sürdü. Reuters ajansına konuşan üst düzey bir Türk yetkili ise ilk bulguların şüphelinin PKK ile bağlantısı olduğuna işaret ettiğini ancak IŞİD bağlantılarını dışlamadıklarını söyledi.

İçişleri Bakanı Süleyman Soylu ise Suriye uyruklu saldırganın olaydan sonraki yakalanma sürecini ayrıntısıyla anlatılırken Suriyeden İstanbula nasıl geldiğine ilişkin ayrıntıları paylaşmadı.

Ancak Mersindeki terör saldırısından 1,5 ay sonra bu kez İstanbulda patlayan bomba, bir dizi soru işareti ortaya çıktı. DW Türkçenin ulaştığı bilgilere göre, istihbarat birimleri tarafından Mersindeki saldırının ardından PKKnın şehirlerde yeni bir eylem arayışında olduğu şeklinde Ankaraya istihbarat raporu gönderildi. İstihbarat raporu, uyarı için emniyet birimleriyle paylaşıldı. İstihbarata rağmen yoğun güvenlik önlemlerinin alındığı İstiklal Caddesinde bu patlamanın yaşanması soru işareti oluştu.

Mersin ve İstanbulun ortak noktası neydi?

Emniyet, saldırganın Afrin üzerinden Türkiyeye eylem yapmak için kaçak yollarla giriş yaptığı bildirdi. İçişleri Bakanı Süleyman Soylu da 26 Eylülde Mersinin Mezitli ilçesinde Tece Polisevine yönelik bir polisin hayatını kaybettiği saldırının faili iki PKK üyesinin de Afrin üzerinden Türkiyeye giriş yaptığını açıklamıştı.
Bu durum gözleri Afrine ve Türkiye-Suriye sınır güvenliğine çevirdi. Türkiye, Suriyeden gelebilecek tehditlerin önüne geçmek için Suriye ile arasına 873 kilometre güvenlik duvarı oluşturmuştu. Sınırı elektronik gözetleme sistemleriyle de yakından izleyen Türkiye, sınır hattı boyunca görevli asker sayısını da arttırmıştı.

Güvenlik önlemlerine rağmen saldırganın sınırdan geçerek İstanbula kadar nasıl ulaştığı şimdilik bilinmiyor. Ancak bu durum, güvenlik zaafiyeti var eleştirilerine neden oldu.

Afrinde otorite boşluğu mu var?
Öte yandan YPGnin kontrol ettiği ve Kürt nüfusun yoğun olduğu Afrin, 2018de yapılan Zeytin Dalı Harekâtı ile TSKnın kontrolüne girmişti. Burada güvenliği TSKnın yanı sıra Milli Suriye Ordusuna bağlı yerel güçler sağlıyordu. Geçen ay El Kaide destekli Heyet Tahrir el-Şam (HTŞ) güçlerinin Afrin merkeze girerek çatışmalar sonucunda kenti kontrol altına aldığı haberleri gelmişti.
DW Türkçeye konuşan ve adının saklı kalmasını isteyen bir güvenlik uzmanı, kentte geçen ay yerel güçler ile HTŞ arasındaki çatışmaların otorite boşluğu yarattığına işaret etti. Sınır geçişinde Afrinin kullanılmasında diğer bir etkenin ise sınırda yerel güvenlik güçlerinin bazılarının kaçakçılık yapması, bazılarının da buna göz yumması olarak gösteriliyor. Afrinin Türkiye sınırının dağlık ve ormanlık olmasının da kaçak geçişleri kolaylaştırdığına işaret ediliyor.

DW Türkçeye konuşan emekli Tuğgeneral Ali Er, saldırganın Afrin bölgesinde önceden tespit edilmemesinin istihbarat eksikliği olduğunu söyledi. Güvenlik güçlerinin faaliyetlerini bu açıdan yeniden değerlendirmesi ve bundan ders çıkarması gerektiğini kaydeden Er, bu kişiyi İstanbula kadar götüren lojistik ve milis ağının çözülmesi gerektiğini kaydetti. Er, kaçak geçişin sınır güvenliği yönünde bir açık olduğunu da gösterdiğini kaydetti. 

Son güncelleme: 09:26 15.11.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı