• Turkhane Logo

Suriye sınırında hazırlık: Türkiye ve ABD, Fırat'ın doğusunda askeri operasyon için uzlaştı mı?

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında dün gece yapılan telefon görüşmesi, hem Suriye'de Fırat Nehri'nin doğusunda kalan bölgedeki güvenlik durumu açısından hem de IŞİD ile mücadele konusunda önemli sonuçlar doğurdu.

16:32 07 October 2019 Monday
Suriye sınırında hazırlık: Türkiye ve ABD, Fırat'ın doğusunda askeri operasyon için uzlaştı mı?
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve ABD Başkanı Donald Trump arasında dün gece yapılan telefon görüşmesi, hem Suriye'de Fırat Nehri'nin doğusunda kalan bölgedeki güvenlik durumu açısından hem de IŞİD ile mücadele konusunda önemli sonuçlar doğurdu.



Görüşme, bundan sonra yepyeni bir sürecin ortaya çıkacağını göstermesi açısından büyük önem taşıyor.

ABD, Türkiyenin Suriyenin kuzeydoğusuna ilişkin operasyonuna gönülsüz de olsa yeşil ışık yaktı. Washington, Suriyede IŞİD sorununun artık Türkiyenin sorumluluğunda olduğunu da ortaya koymuş oldu.


Cumhurbaşkanı Erdoğan, son iki haftada yaptığı üç önemli konuşmada Türkiyenin Fıratın doğusuna ilişkin askeri operasyonunun sinyallerini vermişti. 24 Eylülde Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulunda yaptığı konuşmada, Türkiyenin Fıratın doğusunu terörden temizlemek konusunda kararlı olduğunu kaydeden Erdoğan, 1 Ekimde TBMMde yeni yasama yılının açılışında tüm siyasi partilerden, olası bir sınır ötesi operasyona destek vermelerini istemişti.

Erdoğan, 5 Ekimde Adalet ve Kalkınma Partisinin (AKP) Ankara-Kızılcahamamdaki değerlendirme kampı toplantısında yaptığı konuşmada da, ABD ile güvenli bölge müzakerelerinin sona erdiği, Türk Silahlı Kuvvetlerinin birkaç gün içerisinde askeri operasyona başlayacağı mesajını güçlü ifadelerle vermişti.

Erdoğan ile Trump arasındaki telefon görüşmesi, Türkiyenin Fıratın doğusunda terörist olarak tanımladığı YPG varlığına karşı harekete geçme kararlığını net olarak ABDye ilettiği bir ortamda gerçekleşti.

Ortada bir uzlaşma mı var?

Tarafların ayrı ayrı yaptığı yazılı açıklamalarda, bu yeni durumla ilgili bir uzlaşmaya varılmış olduğu izlenimi ortaya çıkıyor. Bunun unsurları şöyle sıralanabilir:

Askeri operasyon: Beyaz Sarayın yaptığı açıklamada en önemli unsurlardan biri, Türkiyenin Suriyenin kuzeydoğusuna tek taraflı askeri bir operasyon için harekata geçeceğinin duyurulmuş olması. TSKnın operasyonuna destek verilmeyeceğini ancak engellemek yolunda da bir adım atılmayacağını kaydeden açıklama, Amerikan askerlerinin operasyon bölgesinden çekileceğini ilan ediyor. Türk yetkililer de telefon görüşmesi sonrasında bu çekilmenin başladığını teyit ediyorlar. Ankaranın operasyona başlamak için bu çekilmenin tamamlanmasını bekleyecek olması da taraflar arasındaki koordinasyonun sürdüğünü göstermesi açısından önemli. Cumhurbaşkanı Erdoğanın açıklamaları da Türk ve Amerikan askeri yetkilileri arasında bundan sonra da temasların devam edeceğini gösteriyor.

IŞİDle mücadele: Washingtondan yapılan açıklamanın en önemli bölümünü, ABDnin bölgeden çekilmesi sonrasında IŞİD ile mücadelenin geleceğine ilişkin kısmı oluşturuyor. Burada en önemli unsur olarak son 2 senede tutuklanan IŞİDe mensup yabancı savaşçıların ve ailelerinin akıbetinin ne olacağı. Fransa ve Almanya gibi ülkelerin kendi vatandaşlarını kabul etmeye yanaşmadığını belirten ABD, bu kişilerin bundan sonra Türkiyenin sorumluluğunda olacağını kaydediyor.
Türkiye-ABD angajmanı sürecek: Washingtonun açıklamasından farklı olarak Ankara, iki liderin Kasım ayının ilk yarısında Washingtonda yüz yüze bir görüşme gerçekleştirme konusunda uzlaştıklarını açıkladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Trump ile görüşmesinde Suriyenin yanı sıra ikili ilişkilerin tüm boyutlarının da ele alınacağını kaydetti. ABDnin Türkiyenin Suriye operasyonuna sert ve olumsuz bir yanıt vermemesi, NATO müttefikini daha fazla kendinden uzaklaştırıp Rusya ve İrana itmeme politikasının parçası olarak görülüyor.

19 Aralık 2018de varılan uzlaşmanın benzeri

Erdoğan ile Trump arasında 6 Ekimde varılan uzlaşma, aslında 19 Aralık 2018de iki lider arasında yapılan bir başka telefon görüşmesinde ortaya çıkan durumun yenilenmesi olarak değerlendiriliyor.

O dönem yapılan görüşme sonucunda ABD Başkanı Trump, IŞİDi yenen Suriyedeki Amerikan askerlerinin ülkeye döneceklerini açıklamış, ülkenin güneyinde kalan az sayıda radikal teröristin Türkiye tarafından temizleneceğini kaydetmişti. Türkiye de bu kararı onaylamış ve IŞİD ile mücadele için her türlü adımı atmaya hazır olduğunu ilan etmişti.

Başta ABD Savunma Bakanlığı (Pentagon) olmak üzere birçok güvenlik ve istihbarat kurumunun Suriyeden çekilmeye karşı çıkması, Trumpın Aralık ayında aldığı kararı uygulayamamasına neden olmuştu.

Trumpa karşı çıkan birçok ABDli yetkili, Suriyeden çekilmeleri durumunda Türkiyenin, Kürt Demokratik Birlik Partisinin (PYD) silahlı kanadı Halk Koruma Birliklerine (YPG) dönük askeri kapsamlı bir operasyon düzenleyeceği uyarısında bulunmuştu.

Trump da bunun üzerine Ocak ayında attığı bir Twitter mesajında, Kürtlere saldırması durumunda Türkiyeyi ekonomik olarak yerle bir edeceğini söylemiş, bunun olmaması için de sınırda 20 mil yani 32 kilometre derinliğinde bir güvenli bölge kurulacağını iletmişti.

YPGye atıf yok

Washingtondan Erdoğan-Trump görüşmesi sonrası yapılan açıklamada, YPG ya da omurgasını oluşturduğu Suriye Demokratik Güçlerine (SDG) yönelik bir referansta bulunulmaması dikkat çekti.

Ajanslara yansıyan bilgiler, çekilme sürecini başlatan Amerikan askeri birimlerinin bundan sonraki süreçte YPGyi korumayacakları bilgisini YPGye aktardığını gösteriyor.

Beyaz Saray açıklamasında, IŞİD ile mücadelenin geleceği konusunda da SDGden bahsedilmemiş olması dikkat çekiyor ve 2015 senesinden bu yana süren ve ABDnin geçici ve taktiksel olarak tanımladığı birlikteliğin sona erdiğine ilişkin yorumları da beraberinde getiriyor.

ABDde yaklaşan seçimler

ABDnin Aralık ayında aldığı çekilme kararını bugün uygulama noktasına gelmesinde önemli etkenler bulunuyor. Bunların başında Amerikan iç siyasetinde azil süreci nedeniyle sıkıntı yaşayan Başkan Donald Trumpın 2020 seçimleri öncesi IŞİD ile mücadeleyi kazanan ve Amerikan askerlerinin Suriyeden evlerine dönmesini sağlayan lider olarak görünmek istemesi geliyor.

İkinci bir unsur ise Trumpın en yakın danışmanlarından olan, keskin ve şahin yaklaşımlarıyla bilinen Ulusal Güvenlik Danışmanı John Bolton yerine daha ılımlı bir kişi olan Robert OBrienın atanması.

Ankarada yetkililer, ABD Başkanının Ocak ayında YPGye dönük bir operasyon konusunda Türkiyeyi uyaran mesajının arkasında Boltonun olduğunu düşünüyorlardı.

Aynı süreçte ABD Genelkurmay Başkanının da değişmesinin ve Ankarayla Türkiyeye mesafeli olan Merkez Kuvvetler Komutanlığı (CENTCOM) yerine Avrupa Kuvvetler Komutanlığının daha çok muhatap olmasının, askeri ve stratejik diyalogda etkili olduğu yönünde yorumlar yapılıyor.

Kaynak: BBC TÜRKÇE

Son güncelleme: 16:32 07.10.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı