• Turkhane Logo

Soylu Erdoğan'ı zora mı sokmak istiyor?

Amerikan İlerleme Merkezi Türkiye uzmanı Max Hoffman, İçişleri Bakanı Soylu'nun ABD’nin sert tepkisine yol açan darbe girişimi suçlaması için

11:56 06 February 2021 Saturday
Soylu Erdoğan'ı zora mı sokmak istiyor?
Amerikan İlerleme Merkezi Türkiye uzmanı Max Hoffman, İçişleri Bakanı Soylu'nun ABD’nin sert tepkisine yol açan darbe girişimi suçlaması için

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğanın yeni bir sayfa açalım önerisi ile zeytin dalı uzattığı yeni ABD Başkanı Joe Biden ile ilişkileri umulanın aksine gergin başladı.
Erdoğan, daha Biden ile ilk telefon görüşmesini gerçekleştiremeden, İçişleri Bakanı Süleyman Soylunun ABDyi 15 Temmuz darbe girişiminden sorumlu tutan açıklamaları nedeniyle Ankara-Washington hattında gerilim tırmandı.
Biden yönetimi, Soylunun darbenin arkasında ABD vardır suçlamasına, ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Priceın açıklamasıyla yanıt verdi. Üst düzey Türk yetkililerin iddiaları tümüyle asılsızdır diyen Price, bu iddiaları dayanaksız ve sorumsuzca olarak nitelendirdi ve bunların Türkiyenin NATO müttefiki ve ABDnin stratejik partner statüsü ile bağdaşmadığına vurgu yaptı.
Soylu neden bu çıkışı yaptı?Erdoğanın ABD ile ilişkilerde yumuşama sinyalleri verdiği bir dönemde Soylunun böyle bir çıkış yapması Washingtonda soru işaretlerine yol açtı.

DW Türkçenin sorularını yanıtlayan Amerikan İlerleme Merkezi adlı düşünce kuruluşunun Türkiye uzmanı Max Hoffman, Ankaranın son dönemde ilişkilerde yeni bir başlangıç yapma yönündeki taleplerini Biden yönetimine kabul ettirme umuduyla uzlaşmacı bir tavır takındığına, bunda ABDnin AB ile Doğu Akdenizde kararlı bir karşılık vermesini önleme hedefinin de etkili olduğuna dikkat çekti.
Ancak Ankaranın bu çabalarından umduğu sonucu alamamış olabileceğine dikkat çeken Hoffmann, Türk liderliği, Bidenın Erdoğan ile arasına mesafe koymuş olmasından ve demokrasi ile insan hakları konularında yapılan açıklamalardan, artık daha sert bir ABD tavrı ile karşı karşıya bulunduklarını görmüş olabilir dedi.
Türkiye için Trumptan sonra, daha çok değer temelli, liberal uluslararası düzeni savunan bir yaklaşımı olan Bidena adapte olabilmenin hiç de kolay olmayacağını kaydeden Hoffman, Soylunun bu açıklamaları, Washingtonun takındığı soğuk tutumu nedeniyle Ankaranın yaklaşımını değiştirmekte olduğunun bir göstergesi olabilir. Ama bu, aynı zamanda, Soylunun kendisiyle ilgili de olabilir dedi.
Erdoğanı zora sokma niyeti mi var?Türkiyeyi yakından izleyen Amerikalı uzman Max Hoffmann, Soylunun ilişkilerdeki bu kritik süreçte, yeniden 15 Temmuz darbe girişimini gündeme getirmesiye ilgili olarak değerlendirmesini şu dikkat çekici sözlerle sürdürdü:
Soylu, geçmişte, 2016da, ABDyi açıkça 15 Temmuz darbe girişimine müdahil olmakla suçlayan ilk üst düzey Türk yetkiliydi. Hiçbir delil, kanıt olmamasına rağmen AKP seçmenlerinin çoğu da buna gerçekten inanıyor. İkinci bir konu da şu: Soylu alttan alta Erdoğanı zor duruma düşürmeye çalışıyor olabilir. Türk ekonomisi vahim bir durumda ve Türkiyenin Batı ile gerilimlerinde bir molaya ihtiyacı var. Ancak görünen o ki Soylu, muhafazakar kesimde veliaht gibi.
Biden soğuk tavrıyla hangi mesajı veriyor?Bidenın görevi devralmasından bu yana Erdoğan ile halen bir telefon görüşmesi gerçekleştirmemiş olması, Dışişleri Bakanı Antony Blinkenın da çok sayıda ülkenin dışişleri bakanıyla temasa geçmesine rağmen Türk mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlunu aramamış olması, Washingtondaki yeni yönetimin AKP iktidarına yönelik mesafeli, soğuk bir tutum takındığını açıkça gözler önüne seriyor.
Max Hoffman, Biden ekibinin ABDnin demokratik müttefikleriyle ilişkilerini yeniden güçlendirmeye öncelik verdiğini hatırlatırken Bu aşamada bu hedefe ağırlık vermiş, odaklanmış durumdalar. Bidenın Türkiye hakkında yaptığı yorumdan, Türkiyeyi tam bir demokrasi olarak görmediğini biliyoruz. Ayrıca S-400 konusunun da açıkça ortaya koyduğu gibi, gelinen noktada, ABD ve Türkiyenin stratejik bakışları farklı dedi.
ABD yönetiminin şu ana kadar Erdoğana ses seda vermemiş olmasının bir mesaj niteliği taşıyabileceğine de dikkat çeken Hoffman, ABD yönetimi Erdoğana, artık Türkiye ile ilişkilerde imtiyazlara, tavizlerler vermeye dayalı bir yaklaşım istemediğini, transaksiyonel, alışverişe indirgenmiş ilişkilerin devamı içinse, Ankaranın somut adımlar atması gerekeceği sinyalini vermek istiyor olabilir değerlendirmesini yaptı.
Erdoğan tercih yapmak zorunda kalacakBiden, Erdoğanı sonsuza kadar görmezden gelmeyecektir tabii ki diyen Hoffman, iki ülke arasında, birlikte ele alınmasını gerekecek konular bulunduğuna dikkat çekti ve Bir noktada da Biden, nezaket gereği arayacak, o telefon görüşmesi büyük bir ihtimalle gerçekleşecektir. Biden aradıktan sonra ne olacağı ise artık Erdoğana bağlı dedi.
Erdoğanın, Biden ile ilk ciddi temaslarında bir tercihle karşı karşıya geleceğini söyleyen Hoffman, Erdoğan, Biden ile Türkiye içinde ya da dışında, bazı sembolik jestlerle de olsa, ilişkileri tamir etmek için attığı gözle görülür adımlarını mı ele almak isteyecek, yoksa ikili ilişkilerin Suriye, Doğu Akdeniz ya da S-400 sorunu gibi en zorlu konularını mı tartışacak işte bu tamamen kendisine bağlı dedi.
Türk-Amerikan ilişkilerinin gündeminde, gerilime yol açan, stratejik ve güvenlik odaklı, çözümlenmesi güç, pek çok konu yer alıyor. Türkiyenin Rusyadan satın aldığı S-400 füze savunma sistemi, ABDnin IŞİD ile mücadelede müttefik olarak gördüğü Suriye Demokratik Güçlerine desteği, Doğu Akdeniz ile Libya ihtilafları, Ankaranın Pekin ve Moskova ile ilişkileri bu zorlu gündem maddelerinden sadece bazıları.
Türkiyenin S-400lerden geri adım atmaması halinde Washingtonun ilave yaptırımlarla, Ankara üzerindeki baskısını artırabileceği belirtiliyor. Ekonomisi zorlu sınamalarla karşı karşıya bulunan Ankarayı, ABDdeki Halkbank davası ve Türkiyenin karşı karşıya kalması muhtemel ceza da endişelendiriyor.
Ancak son günlerde Ankara-Washington hattında tırmanan tansiyonun nedenini bu gündem maddeleri oluşturmuyor. Gerilim, Biden yönetiminin Türkiyede demokratik özgürlük mücadelesine verdiği destekle tırmanmış durumda.
Protestoculara açık destek Ankarayı gerdiDemokrasi ve insan haklarını dış politikasının öncelikli gündem maddeleri arasında sıralayan Biden yönetimi, dikkat çeken bir çıkışla Cumhurbaşkanı Erdoğan tarafından Boğaziçi Üniversitesine rektör atanan Melih Buluya karşı yürütülen protestolara, açık destek açıkladı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Ned Price, Türkiyedeki barışcıl protestoları yakından takip ettiklerine, öğrenciler ve diğer göstericilerin gözaltına alınmasından ötürü endişeli olduklarına vurgu yaparken, Türk siyasilerin LGBTİ+ karşıtı söylemlerini güçlü bir şekilde kınadıklarını duyurdu. Bu sözlerinin ardından Price, Ankarada soğuk duş etkisi yaratan şu dikkat çekici ifadeleri kullandı: İfade özgürlüğü, bazıların rahatsız edici bulabileceği konuşmalar dahil, canlı ve işleyen bir demokrasinin, korunması zorunlu olan önemli bir birleşenidir. Toplumların barış içinde, refah düzeyi yüksek, kucaklayıcı olmaları, bilgi ve düşüncelerin özgürce paylaşılabilmesine bağlıdır. ABD, insan haklarına öncelik vermektedir ve temel demokratik özgürlükleri için mücadele edenler ile omuz omuza durmaktadır.
Ankara doğrudan ABDyi hedef almadıAnkaraın Washingtonun bu açıklamasına dolaylı tepkisi gecikmedi. Türk Dışişleri Bakanlığı, yayımladığı bir açıklamada, Türkiyenin içişlerine müdahale etmeye kalkışmak kimsenin haddi değildir ifadelerine yer verirken, Yasadışı yollara tevessül eden grupları kışkırtıcı ve illegal eylemleri teşvik edici bir dil kullanmama konusunda söz konusu çevreleri uyarıyoruz denildi.
Bu arada Ankaranın açıklamasında doğrudan ABD yönetimini hedef almaması dikkat çekti. Yurtdışındaki Bazı Çevrelerin Boğaziçi Üniversitesinde Yaşanan Olaylara İlişkin Yaptıkları Açıklamalar Hakkında başlığını taşıyan açıklamada, bu uyarının kime yapıldığı, muhatabının kim olduğu, hangi çevrelerden söz edildiğine yer verilmedi.
İlişkilerde yeni dosya başlığı: LGBTİ+ haklarıAncak ABD, birbirini izleyen hamleleriyle Türkiye ile ilişkilerde insan hakları dosyasının en önemli başlıklardan biri olacağı mesajını vermiş oldu. ABD Başkanı Joe Biden, son olarak imzaladığı başkanlık kararnamesiyle Amerikan dış politikası aktörlerine, LGBTİ+ haklarının desteklenmesi ve korunması talimatını verdi. ABDnin dünya genelindeki tüm yurtdışındaki diplomatik temsilcilikleri, bu kişilerin haklarının korunması için çaba gösterecek, olası hak ihlallerine de ABDnin hızlı yanıt vermesini sağlayacak.
Boğaziçi gösterileri sırasında, LGBTİ+ toplumunu sapkın ve benzeri ifadelerle hedef alan Türk siyasetçiler, ABD yönetimi tarafından sert bir dille kınanırken, insan haklar ihlallerinin artması durumunda, Washingtonın Ankaraya dönük tavrını daha da sertleştirebileceği belirtiliyor.
DW TÜRKÇE

Son güncelleme: 11:56 06.02.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı