Yüksek karlı gizli fon dolandırıcılığı davasında Fatih Terimin de aralarında bulunduğu 6 müştekinin davaya katılma talebinin kabulüne karar verildi.
Sözcüde yer alan habere göre İstanbul 41. Ağır Ceza Mahkemesindeki duruşmaya 2si tutuklu 7 sanık, bazı müştekiler ve taraf avukatları katıldı.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen bankanın yönetim kurulu üyesi Tanju Kaya, sanık Erzanla ilk kez 2019da Fatih Terimi ziyarete gittiğinde tanıştığını belirterek, Bir de bu olaylar çıktığında ifade işlemi için görmüştüm. dedi.
Söz konusu olayı, Sermin Tekinin kendisine 7 Nisan 2023te haber vermesiyle öğrendiğini, kendisinin de Hakan Ateşi arayarak bilgi verdiğini söyleyen Kaya, Ertesi gün Fatih Terim, Emre Belözoğlu ve Arda Turan bankaya geldiler. Emre Belözoğlu ve Arda Turan mağdur olduklarını söylediler. Fatih Terim ise henüz banka hesaplarına bakmadığını söyledi. Fatih Terim, Seçil Hanım için Kızım gibidir. dedi. diye konuştu.
Tanık Kaya, önce Erzana ulaşamadıklarını, bir süre sonra irtibat kurduklarını belirterek, şunları kaydetti:
-Arkadaşının bir yatırımdan zarar ettiğini, onu kapamak için başkasının parasını aldığını, sonra işin içinden çıkamayınca Fatih Terimden 300 bin dolar para aldığını, birinin açığını diğerinden aldığı parayla kapatmaya çalışmak istediğini anlattı.
-Bir liste oluşturmaya çalıştık ancak Seçil bazen doğru hatırladı, bazen hatırlayamadı, bazen hatırladığını değiştirdi yani düzgün bir sonuca ulaşamadık. Kendisinin psikolojisi iyi değildi. Rakamlar karışıyordu.
ATEŞ VE AYDOĞDUNUN YÖNETTİĞİ BİR FON YOK
Şube müdürlerinin para tahsil etme ve alma yetkisi ile operasyon yapma yetkisinin de olmadığını, bir şubede bir günde çok fazla döviz işlemi olursa kontrol edileceğini, antetli kağıdın kıymetli evrak olmadığını söyleyen Kaya, Teftiş Kurulumuz tarafından görüldü ki paralar banka dışında teslim edilmiş. Hepsi de Fatih Terim fonu denilerek dolandırıldığını söylüyordu. Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdunun olaydan 7 Nisanda haberi oldu. Ateş ve Aydoğdu’nun yönettiği bir fon yoktur. dedi.
Tanık Kaya, kendisinin olayı en başından itibaren Fatih Terim fonu olarak duyduğunu, Volkan Bahçekapılı ve Emre Belözoğlunun da geldiğinde aynı ifadeyi kullandığını belirterek, Fatih Terim fonu olarak başlayan fon, nedense bazı avukatlar sayesinde Hakan Ateş ve Mehmet Aydoğdu fonu oldu. Seçil Hanım, arkadaşının hisse senedinde zararını kapatmak için paraları yönetmeye çalıştığını, rakam büyüyünce de Fatih Terim gibi isimlerden para aldığını ve açıkları kapatmaya çalıştığını söyledi. Fatih Terimin içinde olduğunu söyleyerek paraları aldığını, bunu da banka kayıtlarında görünmemesi için banka dışında hallettiğini söyledi. ifadelerini kullandı.
Duruşmada tanık olarak dinlenilen bir diğer isim de bankanın teftiş kurulu başkanlığı inceleme ve soruşturma müdürü Cenk İzgi oldu.
İzgi, Emre Belözoğlu ve beraberindeki birkaç kişinin ellerinde kağıtlarla bankanın Büyükdere şubesine gitmesi ve sıkıntılı bir durum olabileceğine ilişkin bildirim gelmesinin ardından Büyükdere şubesine gittiğini anlattı.
Bu kişilerin ellerindeki belgeleri gördüğünü ve gerçek olmadığını anladığını, kağıtlardan birinde 2 Mayıs, diğerinde 3 Mayıs yazdığını dile getiren İzgi, 6-7 Nisan tarihinde elle yazılmış Borcunuz ödenecek. yazan kağıtlar vardı. Biz şikayet için gelmedik, bu hesaplar var mı, yok mu? dedi, baktık bizde yoktu. Emre Bey daha sonra ayrıldı. Volkan ve diğer kişi durdu. Sonra Sermin Hanım geldi, ben Genel Müdürlüğe gittim. Sermin Hanıma da İnci Çeviker gelmiş. Orada da Seçilin bazı vaatlerde bulunduğunu ama hesaplarında para olmadığını gördüklerini söylemişler. Genel Müdürlüğe geldiğimizde Hakan Ateş Beye durumu aktardık, İnci Çeviker ve Emre Belözoğlu’nun şikayetini söyledik. İnci Çeviker, Sermin Hanıma Seçilin yurt dışına kaçma riski var. demiş. Biz de yurt dışı çıkış yasağı için başvurduk. dedi.
İzgi, Arda Turanın kendilerine Hocanın fonu diye bildiği için söz konusu işlemleri yaptığını, tüm paraları elden alıp verdiklerini söylediğini anlatarak, Biz Fatih Hocamıza sorduk, o da Seçil kızım bilir, güvenilir biri. dediği için bunu yaptık dediler. Biz Seçil Hanıma cuma ve cumartesi ulaşamadık. Arda Turan, Ben Seçil ile iletişim halindeyim. dedi. Bize bir liste gösterdi, o listeyi gördüğümüz zaman bizde bir şeyler oturdu. Arda Turan, Seçil Erzanı aradı. Seçilin sadece Sermin Tekinin de olacağı görüşmeyi kabul edeceğini söyledi. ifadelerini kullandı.
İŞLEMLER TAM ANLAMIYLA BİR SAADET ZİNCİRİ
Erzanın 9 Nisan 2023te bankaya gelerek olayı anlattığını, kendilerine 2011de hisse senedine yatırım yaparken sıkıntı yaşaması üzerine bu işlemlerin başladığını söylediğini kaydeden İzgi, yapılan işlemlerin tam anlamıyla bir saadet zincirinin göstergesi olduğunu ifade etti.
İzgi, Sidedeki şubemizde net zimmet vardı. İmzaları taklit ederek tanıdıklarına para göndermişti. Müşterilerimize paralarını iade ettik. Sigortaya başvurduk. Tutar büyük olsa bile ödemeyi bekledik. Personelimiz hakkında suç duyurusunda bulunduk. dedi.
Terimin avukatı Okan Demirkanın, Son dönemde en büyük dolandırıcılık olayları hep Denizbank’ta oluyor, ne söyleyeceksiniz? sorusu üzerine İzgi, Basın görmüyor, bu dolandırıcılık olayları her bankada olan şeyler. Seçili çıkarıyorum, o farklı bir tarz oldu. yanıtını verdi.
Tanık beyanlarının ardından söz alan sanık Erzan, banka çalışanlarının paraya dokunmasının yasak olduğunu, paraya öcü gibi baktıklarını söyledi.
Erzanın, İstanbulun tefecisi denen bir adam var, şubemize geliyor, saatlerce oturuyor ama kimse farkında değil. ifadesini kullanması üzerine mahkeme başkanı, bu kişinin kim olduğunu sordu. Erzan da Süleyman Aslan için deniyor. Karanlık bir şeyler döndüğü belliydi ama kimsenin bilmemesi normal değildi. İnsanlar kendilerini bu paranın bankada olduğuna inandırmaya çalıştılar, bunun olmadığını bile bile yaptılar. Canımı alsalardı ben bu kadar acı çekmezdim son bir yıl. yanıtını verdi.
Seçil Erzan, müşterilerin 500 bin lira ve üzeri kredi çekeceği zaman ne sebeple çektiğini belgeli bir şekilde bankaya sunmak zorunda olduğunu, Arda Turanın 33 milyon lira kredi çektiğini ancak ne için yatırım yapacağına ilişkin evrak sunmaması üzerine bölge müdürünün kendisini arayıp neden belge olmadığını sorduğunu kaydetti.
Erzan, Çünkü dikkat çeken bir olaydı. Her şey belliydi ve anlaşılabilirdi ama her şeyi ben yapmışım. Banka, Dövizi çıkarmayın. denen bir durumda piyasalarda milyon dolarların aynı gün şubeden çıkarılmasıyla ilgili bana sormalıydı. Banka Hiçbir şey görmedim, duymadım. diyor. Bankanın bunu görmeme durumu olmamalıydı. diye konuştu.
ERZAN DURUŞMADA AĞLADI
Savunması sırasında zaman zaman gözyaşlarına hakim olamayan Erzan, Benim gerçekten dolandırıcı olduğumu düşünüyor musunuz, buna inanıyor musunuz? diye sorarak, söz konusu paralardan menfaat sağlamadığını, kendisinden paraların zorla alındığını iddia etti.
Erzan ayrıca yurt dışına kaçmak gibi bir planı olmadığını da sözlerine ekledi.
Tutuklu sanıklardan Ali Yörük de savunmasında gerçek mağdurun kendisi olduğunu öne sürerek, evinin hacizli olduğunu söyledi.
Yörük, Özgürlüğüm için yalvarıyorum, tahliyemi istiyorum. dedi.
Bu sırada Erzan da ağlayarak, Ben de bundan bahsediyorum. Hiç kimsenin parasını almadım. Neredeyse bu para bulunsun. Ben de tahliye olmak istiyorum. şeklinde konuştu.
ARA KARARLAR
Alınan tanık beyanlarının ardından ara kararını açıklayan mahkeme heyeti, sanıklar Seçil Erzan ve Ali Yörükün tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
Heyet, aralarında Fatih Terim ile Selçuk İnanın da bulunduğu 6 müştekinin davaya katılma talebinin kabulüne karar vererek, bir sonraki celse hazır edilmeleri için avukatlarına süre verilmesine, hazır olmadıkları takdirde haklarında zorla getirme kararı çıkarılmasına hükmetti.
Denizbankın dosyaya sunduğu kamera kayıtları saatlerinin güncel olup olmadığının bankaya yazı yazılarak sorulmasını kararlaştıran heyet, tanıklar hakkında bazı müşteki avukatlarının yalan tanıklıktan suç duyurusunda bulunulması taleplerinin reddine hükmetti.
Heyet; Hakan Ateş, Mehmet Aydoğdu, Demet Tokgöz, Ali Rıza Dizdar ve Dilek Çakırın da aralarında bulunduğu bazı isimlerin tanık sıfatıyla dinlenilmesi talebinin de reddine karar verdi.
Bankalar Birliğine ve BDDKye müzekkere yazılarak, uygulamada bankalardaki para sayma makinelerinin sayılan paraları sisteme kaydedip etmediği veya seri numaralarının kayıtlara geçip geçmediğinin sorulmasına hükmeden heyet, Seçil Erzanın odasının boşaltılmasıyla ilgili düzenlenen tutanak varsa bankadan istenmesini kararlaştırdı.
Heyet, Sermin Tekin tarafından alınan Seçil Erzana ait ses kayıtlarının istenmesine ve bankanın eski çalışanlarının tanık olarak dinlenilmesine karar vererek, duruşmayı 20 Eylüle erteledi.
İDDİANAMEDEN
İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, sanık Seçil Erzanın bir bankanın Leventteki şubesinde müdür olarak çalıştığı ve müşteki Bülent Çevikerden kişisel güven ilişkisine dayalı 2 milyon dolar alarak, yüksek kar vaadiyle yeniden kendisine iade edeceğini bildirdiği kaydediliyor.
İddianamede, müşteki Çevikere para karşılığında yazılı evrak verildiği, ancak daha sonra Çevikerin Erzana ulaşmaya çalışsa da ulaşamadığı, durumu bankaya bildirdiği, banka tarafından araştırma yapıldığı, Erzan hakkında suç duyurusunda bulunulduğu ifade ediliyor.
Sanık Erzanın bu yöntemle futbolcular, iş insanları ve çeşitli meslek gruplarından müştekilere, yüksek kar getirisi olan güvenilir bir fon bulunduğunu ve yine kamuoyunda tanınan Fatih Terim ve Hakan Ateş gibi isimlerin bu fona dahil olduğunu söyleyerek, müştekileri bu fona para yatırmaya ikna ettiği anlatılan iddianamede, gerçekte ise böyle bir fonun hiç olmadığının tespit edildiği belirtiliyor.
İddianamede, Erzanın, müştekilerin verdiği paralara ilişkin sahte belgeler oluşturduğu, bu belgelere bankanın kaşesini ve ıslak imzasını atıp müştekilere teslim ettiği ve dolandırıcılık kastıyla hareket ettiği kaydediliyor.
Sanık Erzanın özel belgede sahtecilik ve tacir veya şirket yöneticisi olan ya da şirket adına hareket eden kişilerin ticari faaliyetleri sırasında, kooperatif yöneticilerinin kooperatifin faaliyeti kapsamında nitelikli dolandırıcılık suçlarından 93 yıldan 305 yıla kadar hapsi isteniyor.
Sanıklar Ali Yörük, Kerem Can, Hüseyin Eligül, Nazlı Can, Atilla Yörük ve Asiye Öztürkün ise aynı suçlardan 3 ile 98 yıl arasında hapisle cezalandırılması istenilen iddianamede, sanık Rüya Sağırın da nitelikli dolandırıcılık suçundan 3 yıldan 10 yıla kadar hapisle cezalandırılması talep ediliyor.