Haftalık basın toplantısında konuşan Zaharova, Kırım Tatar sürgününün 77. yıl dönümünde Türkiye Dışişleri Bakanlığından yapılan açıklamaya yanıt verdi.
Zaharova, 2014 yılına kadar uluslararası kuruluşların Kırım Tatarlarının etnik ve kültürel haklarının uygulanması konusunda Ukraynaya yönelttiği çok sayıdaki şikayeti ısrarla görmezden Türk hükümetinin günümüzde Kırım Tatarlarının durumu hakkında endişe duyduğunu göstermesi, bunun konjonktürel nitelik taşıdığını doğruluyor. Nitekim sosyolojik araştırmaların sonuçlarına göre 2020de Kırımlıların yüzde 96sı etnik gruplar ve farklı mezhepler arasındaki ilişkilerin iyi niyetli olduğunu belirtti dedi.
TÜRKİYENİN AZINLIK SAVUNUCUSU ROLÜ ŞÜPHELİ, KENDİ SORUNLARI VAR
Türkiyenin etnik azınlıkların savunucu rolünü oynamasının çok şüpheli olduğunu ifade eden Zaharova, Türkiyede etnik, dilsel ve dini nitelikli çözülmemiş sorunlar var. Ankarayla etkileşim kurabileceğimiz ve ortak çabalar sergileyebileceğimiz çok sayıda konu, sorun ve alan mevcut. Bu tür etkileşimde deneyim sahibiyiz, gelin bunu kullanalım ve bu tür şeylerle uğraşmayalım çağrısında bulundu.
BUNU YAPMAK İSTEMİYORUZ AMA...
Ankaranın bu tür söylemlere devam etmesi halinde Rusyanın Türkiyedeki benzer sorunlara dikkat çekmek durumunda kalacağını belirten Zaharova, Biz bunu yapmak istemiyoruz, bu nedenle Türkiye Dışişleri Bakanlığının bizi duyacağını umuyorum. Türk siyasetçilerin, etnik faktörü, en başta etnik grupların çıkarlarına darbe vuran jeopolitik oyun aracı olarak kullanmaktan vazgeçme zamanı çoktan geldi ifadelerini kullandı.
NE OLMUŞTU?
Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Büyükelçi Tanju Bilgiç, 1944 yılının 18 Mayıs gecesi, 250 bin Kırım Tatar Türkü soydaşımız insanlık dışı koşullarda sürgün edilerek anavatanlarından koparılmışlardır. Bu elim hadisede Kırım Tatar Türklerinin büyük kısmı hayatlarını kaybederken, sağ kalanlar anavatan hasretiyle yaşamaya mecbur bırakılmışlardır. Türkiye, sürgünden 77 yıl sonra Kırım’ın yasadışı ilhakından doğan zorluklarla sınanmaya devam eden Kırım Tatarlarının mağduriyetlerinin giderilmesi, kimliklerinin korunması, refah ve esenliklerinin sağlanması için soydaşlarının yanında olmayı sürdürecektir demişti