İnsan Hakları Savunucuları Derneği Başkanı Profesör Hüseyin Demir, Polonya’nın başkenti Varşova’da düzenlenen AGİT İnsani Boyut Konferansı’nda Türkiye’de ifade ve basın özgürlüğüyle ilgili endişelerini dile getirdi.
Demir, 15 Temmuz’dan sonra ilan edilen olağanüstü hal sürecinde AKP hükümetinin 170 medya kuruluşunu kapattığını, 150’den fazla gazetecinin ise tutuklandığını hatırlattı.
Türkiye’nin Dünya Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157. sırada yer aldığını söyleyen Demir, birçok gazetecinin sosyal medya paylaşımları veya yaptıkları haberler nedeniyle “terör propagandası” ile suçlandığını belirtti.
Konuşmasında “İfade özgürlüğü demokrasinin kalbidir. Ancak bugünün Türkiye’sinde bu kalp atışı zayıflamış durumda” diyen Demir, AGİT üyelerine tutuklu gazetecilerin serbest bırakılması, sürgündeki gazetecilerin korunması ve ifade özgürlüğünün müzakerelerde öncelikli konu olması yönünde çağrı yaptı.
Demir ayrıca, AKP hükümetini eleştiren akademisyen ve insan hakları savunucularına yönelik baskıların da arttığını vurguladı.
Profesör Demir’in konuşmasında şu ifadeler dikkat çekti:
-İfade özgürlüğü demokrasinin kalbidir, ancak Türkiye’de bu kalp atışı zayıflamış durumda; korku, suç sayma ve sansürle kısıtlanıyor.
-OHAL sürecinde 170 medya kuruluşu kapatıldı, 150’den fazla gazeteci hapse atıldı.
-Gazeteciler bir tweet, bir manşet ya da röportaj nedeniyle terör propagandası yapmakla suçlandı.
-Türkiye, Basın Özgürlüğü Endeksi’nde 157. sırada, çoğu çatışma bölgesinin altında yer alıyor.
-Yabancı muhabirlerin basın kartları keyfi olarak reddediliyor, kara listeler yayımlanıyor.
-Sürgündeki gazeteciler Interpol bildirimleri ve dijital gözetimle baskı altında.
-Muhalif akademisyenler ve insan hakları savunucuları ihraç ediliyor, gözaltına alınıyor, pasaportları iptal ediliyor.
-Türkiye’de ifade özgürlüğü sadece saldırı altında değil, terör suçlamasıyla cezalandırılıyor.
-Özgür basın olmadan hiçbir seçim adil olamaz, hiçbir toplum güvenli olamaz ve hiçbir insan hakkı ayakta kalamaz.