• Turkhane Logo

Parasını Türkiye’nin ödediği avukat: Gülen hareketi terörist değil

Türkiye Cumhuriyeti'nin avukatı ABD'de Zarrab'a karşı Hizmet'i ve 17/25 Polislerini savundu.

18:18 08 Aralık 2017 Cuma
Parasını Türkiye’nin ödediği avukat: Gülen hareketi terörist değil
Türkiye Cumhuriyeti'nin avukatı ABD'de Zarrab'a karşı Hizmet'i ve 17/25 Polislerini savundu.

ABD’de Halkbank Genel Müdür Yardımcısı Hakan Atilla aleyhine açılan ve Reza Zarrab’ın da tanık sıfatıyla yeraldığı duruşmada çok çarpıcı bir gelişme yaşandı.

Gazeteci İlhan Tanır’ın Deutsche Welle’ye verdiği röportajda, 17/25 Aralık operasyonunu yapan polisler ve savcılar ile Hizmet Hareketi hakkında bizzat Türkiye Cumhuriyeti’nin avukatlarının dile getirdiği iki tezi anlattı.

“O POLİS VE SAVCILAR İŞLERİNİ YAPAN KİMSELER”

Hükümet 17/25 Aralık operasyonlarını yapan polis ve savcıları terörist ve darbeci olarak nitelemiş, tamamını mesleklerinden ihraç etmiş ve tutuklamıştı. Ancak ABD’deki davada Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden avukatlar, sözkonusu hakim ve savcılar hakkında tam tersi görüş dile getirdi.

DW’nin röportajından okuyalım:

DW Türkçe:  Bugünkü duruşmada neler öne çıktı?

Tanır: Bugün oldukça ilginçti. Sabah önce birkaç tape daha dinletildi. Savunmanın uzun zamandır devam ettirdiği gibi Halkbank eski Genel Müdür Yardımcısı Mehmet Hakan Atilla ile Rıza Sarraf arasındaki ilişkinin yakın olmadığı, hatta Atilla’nın Sarraf’ın bankada yapmaya çalıştığı hayali gıda ihracatının önünde aslında engel olduğu yönünde bir sorgu ve savunma yapıldı. Daha sonra ise konu biraz daha hareketlendi ve konu 17 Aralık dönemine geldi. Şöyle ilginç bir tablo ortaya çıktı: Bilindiği gibi Türkiye’de 17 Aralık’ı yapan polisler savcılar, Gülenci veya F..Ö’cü olarak ifade edilmişti ve bunların birçoğu zaten ya hapiste ya da ülkeden çıkmış durumda. Fakat burada farklı bir tablo ortaya çıktı. Ve bu tabloyu ortaya çıkaranlar bizzat Halkbank’ın yani Türk hükümetinin tuttuğu avukatlar.

DW Türkçe:  Ne gibi bir tablo ortaya çıktı?
Tanır: Bu avukatlar bugün ve önceki günlerde Rıza Sarraf’ı yalancı, güvenilmez ve kötü karaktere sahip bir insan olarak tanıtmaya çalışmaktalar. Jüriye böyle bir Sarraf anlatmaktalar. Bunun nedeni de kendi müvekkilleri aleyhine tanıklık yapan bu kişinin söylediklerine inanılmaması gerektiği argümanını savunmaları. Bugün bu kontekst içerisinde Sarraf’ın kendi ailesine, Halkbanka, Türk hükümetine herkese yalan söylediğini söylerken 17 Aralık döneminde de Türk savcılarına, Türk kolluk kuvvetlerine yalan söylediği ve bugün kabul ettiği altın kaçakçılığı veya İran ambargolarını delme konularında o gün mahkemede yalan söyleyerek bu suçlamaları kabul etmediğini söylediler. Burada adeta Türk hükümeti tarafından tutulan avukatlar tarafından 17 Aralık’ı yapan Türk polis ve savcıları, işlerini yapan kimseler olarak ifade edildi ve ilginç bir durum ortaya çıktı. 

TÜRKİYE’NİN AVUKATI ZARRAB’A KARŞI HİZMET HAREKETİNİN TERÖRİST OLMADIĞINI SAVUNDU

İkinci ve çok önemli bir nokta ise Hizmet Hareketi’yle ilgili oldu. Reza Zarrab ile Türkiye Cumhuriyeti’ni temsil eden avukat arasında Hizmet Hareketi’yle ilgili bir diyalog geçti. Bu diyalogda Türkiye Cumhuriyeti’nin avukatı, Hizmet Hareketi’nin terörist olmadığını Reza Zarrab’a karşı savundu. Zarrab ise “bilemiyorum” demekle yetindi.

DW’deki röportajda o bölüm şöyle:

DW Türkçe:  Sosyal medyaya yansıyan paylaşımlarda bugün duruşmada ilk kez Fethullah Gülen’in isminin geçtiği bildirildi. Ne konuşuldu acaba?

Tanır:  O da ilginçti. Halkbank’ın ve Mehmet Hakan Atilla’nın avukatı Cathy Fleming, Sarraf’a “2010-2013 yılında Türkiye’de farklı gruplar ve farklı siyasi bölünmeler vardı değil mi?” şeklinde bir soru sordu. Sarraf da “Ben siyasi bir analist değilim, 2012’den önce de sonrasında da aynı hükümet vardı” dedi. Buna karşılık Cathy Fleming, “Gülencileri tanır mısınız? Onları nasıl tanımlarsınız?” dedi. Rıza Sarraf “Siyasi mi, dini, mi yoksa terörist bir grup mu, emin değilim. Bu grubu farklı anlatan kimseler var” dedi. Avukat, yani Türk hükümetinin avukatı, “Bunlar herhalde terörist değil? Bunların bir yerleri patlatmadığını, bomba koymadığında mutabakata varabiliriz herhalde” şeklinde bir yaklaşım sergiledi. Buna karşılık Sarraf ise, “Ben o kadarını bilemiyorum, hanımefendi” dedi. Bu şekilde Gülenciler ilk defa doğrudan duruşmada tartışıldı.

Son güncelleme: 18:18 08.12.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı