Türkiye ile başta Avrupalı ülkeler olmak üzere Batı dünyası arasında ciddi sorunlara neden olmuş olan Kavala davasında Avrupa Birliği, Strazburg Avrupa Konseyi ve Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) bir süredir Kavalanın derhal serbest bırakılması çağrısında bulunuyor.
Dört yıldan fazla bir süredir herhangi bir mahkumiyet kararı olmaksızın hapiste tutulan Kavala davasının siyasi saiklerle yürütüldüğü eleştirileri mevcut. Bir önceki davasında suçsuz olduğu kararı verilen ve serbest kalan Kavala, saatler içerisinde bir başka davaya dahil edilerek yeniden içeri alınmıştı.
Gezi protestoları ve sonrasında yaşananlar ile Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan döneminde dünya basını tarafından da Türkiyede muhalefete yönelik baskının bir simgesi olarak görülen Kavala davası bu nedenlerle yakından takip ediliyor.
Ankara tüm suçlamaları reddediyor
Kavala konusundaki tüm suçlama ve eleştirileri reddeden Türk hükümeti mahkemelerinin bağımsız olduğuna vurgu yaparak, Kavala üzerinden Türkiyeye siyasi ve ekonomik amaçlı baskı uygulandığını ve bunun nedeninin de Türkiyenin bölgesinde büyüyen bir güç olmasının yarattığı endişeden kaynaklı olduğunu ileri sürüyor.
Büyükelçilerle krize neden oldu
Geçen ay Erdoğan, AİHMin Kavalanın serbest bırakılması yönündeki kararını hatırlattıkları için aralarında ABD, Almanya ve Fransanın da bulunduğu 10 ülkenin büyükelçilerini sınır dışı etmekle tehdit etmişti.
Bu kriz, tüm büyükelçiliklerin Türkçe ve İngilizcede farklı anlamlara gelebilecek bir açıklamayı yayınlayarak Ankaranın elini rahatlatması ile aşıldı. Ne var ki, büyükelçiler krizi de dahil Kavala konusunda yaşanan tüm gelişmeler Türk ekonomisini de direk etkilemeye devam ediyor.
Kavala davasının hali hazırda kırılgan olan Türk ekonomisi üzerindeki olumsuz etkisi de devam ediyor. Erdoğanın direktifi ile yapılan faiz indirimleri nedeniyle Eylül ayından bu yana yeni rekor düşüşler yaşayan Türk Lirasının bugün davada yaşanacak gelişmeler ile yeni bir türbülansa girmesi söz konusu olabilir.
Kavala: Artık davalara katılmam ve savunma yapmam anlamsız
Kavala, 2013te yaşanan ülke çapındaki protestolarla ilgili suçlamalardan geçen yıl beraat etti, ancak bu karar bu yıl içinde bozuldu ve 2016daki bir darbe girişimiyle ilgili başka bir davadaki suçlamalarla birleştirildi.
Hakkındaki tüm suçlamaları reddeden 64 yaşındaki Kavala, büyükelçiler krizinden sonra Erdoğanın kendisi hakkındaki yorumlarını işaret ederek bu koşullarda adil yargılanmanın imkansız olması nedeniyle duruşmalara katılmasının ve savunma yapmasının da artık anlamsız olduğunu açıkladı.
Türkiye AİHM kararlarını uygulamayarak Konsey üyeliğini riske atıyor
Kavala, 2013 protestoları ve 2016da Erdoğana ve hükümetine yönelik darbe girişimi suçlamasıyla üç ayrı davada 51 kişiyle birlikte yargılanıyor.
Kararları Türkiye için bağlayıcı olan AİHM, Kavalanın suç işlediğine dair makul şüphe bulunmadığı gerekçesiyle 2019 yılının sonlarında serbest bırakılması hükmü vermişti.
Strazburg Avrupa Konseyi de Kavalanın serbest bırakılmaması durumunda Türkiyeye karşı ihlal prosedürü başlayacağını duyurmuş ve sürecin sonunda Türkiyenin Konseydeki haklarının askıya alınabileceği uyarısında bulunmuştu.







