• Turkhane Logo

OHAL Komisyonu AYM kararını tanımadı

OHAL Komisyonu, 'Barış Akademisyenleri'nin görevlerine dönmeleri için yaptıkları başvuruları reddetti. DW Türkçe bu akademisyenlerle ve hukukçularla konuştu.

11:13 05 Kasım 2021 Cuma
OHAL Komisyonu AYM kararını tanımadı
OHAL Komisyonu, 'Barış Akademisyenleri'nin görevlerine dönmeleri için yaptıkları başvuruları reddetti. DW Türkçe bu akademisyenlerle ve hukukçularla konuştu.

DWden Batu Bozkürkün haberine göre, 2016 yılında kamuoyunda Barış Bildirisi olarak bilinen Bu suça ortak olmayacağız bildirisine imza attıkları için görevlerinden ihraç edilen akademisyenlerin başvurdukları Olağanüstü Hal (OHAL) İşlemleri İnceleme Komisyonundan ilk karar çıktı. Komisyon, şu ana kadar 10un üzerinde akademisyenin başvurusunu reddetti.

Dr. Taştan: Komisyon, AYMnin yolundan gitmedi
İmzacılardan Dr. Onur Can Taştan Ankara Üniversitesi Siyasal Bilgiler Fakültesi (SBF) Çalışma Ekonomisi ve Endüstri İlişkileri Bölümünde araştırma görevlisiydi.

Bildiriye imza atan ikinci grupta olan Taştan DW Türkçeye, Hem bildiri metnine katıldığım için hem de bildiri imzacılarına Cumhurbaşkanı Erdoğandan ve Sedat Pekerden yüksek perdeden tepki geldiği için imza attım dedi.

Taştan bildiriye imza attıktan yaklaşık 8 ay sonra, 1 Eylül 2016da üniversiteden ihraç edildi. Ardından 2017 yılında Kanun Hükmünde Kararname (KHK) ile kurulan OHAL Komisyonuna başvurarak göreve iadesini istedi.

Yanıt beklerken 2019da Anayasa Mahkemesi (AYM), ceza davalarında da yargılanan imzacı akademisyenlerin başvurularını karara bağlayarak, bildirinin ifade özgürlüğü olduğuna hükmetti. Davalar beraat ile sonuçlandı.

2019da yaşanan bu gelişmenin ardından pek çok akademisyen görevlerine geri dönmeyi umdu. Fakat bu, gerçekleşmedi. Taştan kararı şöyle değerlendirdi:

AYM basit bir şekilde, Bu bir ifade özgürlüğüdür dememişti. Bunun ötesine geçmiş, Bu bir akademik özgürlük meselesidir demişti. Buna yönelik her türlü yaptırımın bir ifade özgürlüğü sorunu olacağını çok açık şekilde belirtmişti. Yani OHAL Komisyonuna yol göstermişti aslında. Fakat komisyon bunu uygulamadı.???

Dr. Cevahir: Siyaseten beklediğim bir sonuç
Marmara Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Sağlık Yönetimi Bölümü öğretim görevlisi Dr. Egemen Cevahir de bildiriye attığı imzanın ardından ihraç edilenler arasındaydı.

Egemen Cevahir ihraç edildiğinde arkadaşlarıyla birlikte idare mahkemesine başvurdu. Fakat mahkeme iç hukuk yolu olarak önce OHAL Komisyonunu gösterdi ve başvurularını reddetti. DW Türkçeye konuşan Cevahir OHAL Komisyonunun tamamen oyalama olduğunu öne sürdü. Komisyonun kendisi hakkında verdiği ret kararını ise şöyle yorumladı:

Hukuksal kurgularla bir şeyleri açıklayamayacağımız bir coğrafyada ve zamanda yaşıyoruz. Şu anki siyasi atmosferde ve siyasal iktidarın izlediği hatta baktığımız zaman beklediğim bir sonuçtu. Hukuken beklemiyordum, ama hukuk askıya alındığı için böyle bir siyasi sonuçla karşılaşacağımızı bekliyordum.

AYMnin kararı OHAL Komisyonunu etkiler mi?
Ret kararının gelmesinin ardından kamuoyunda, Anayasa Mahkemesi ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine karar vermişken OHAL Komisyonu neden göreve iade etmedi? sorusu gündeme geldi.

DW Türkçe bu soruyu iki idare hukukçusuna yöneltti. Ankara Üniversitesi İdare Hukuku Anabilim Dalı Başkanı Prof. Dr. Ali Ulusoyun yanıtı şöyle oldu:

AYM kararıyla idari karar farklı
Hukuken iki dava farklı tabii. AYMnin verdiği karar ceza davalarıyla ilgili. AYM, Bildiriye imza atmaları ceza hukuku açısından suç değildir dedi. Teknik açıdan direkt olarak AYM böyle yaptıysa idare bu kararı vermeliydi diyemeyiz.

Prof. Ulusoy buna karşın OHAL Komisyonunun kararının hukuka aykırı olduğunu ifade etti:

Bildiriyle ilgili Terör örgütünü övüyor iddiaları var. AYM böyle bir şey söylemedi. Ortada akademisyenlikten atılmayı gerektirecek bir suç yok. OHAL komisyonu bu başvuruları kabul etmeliydi hatta AYM kararını da dayanak olarak kullanmalıydı.

Komisyon AYM kararını hiçe saydı
İdare Hukuku Profesörü Metin Günday ise AYM kararının doğrudan OHAL Komisyonunu bağlamış olması gerektiğini söyledi:

Bu bildiride yer alan açıklamalar AYM tarafından ifade özgürlüğü kapsamında değerlendiriliyor. AYM, metnin akademik ifade özgürlüğü kapsamında olduğunu söylüyor. Terör örgütü propagandasından söz etmiyor. Ceza davalarından beraat ediyorlar. Demek ki bu kişiler akademik ifade özgürlüklerini kullanmışlar, ortaya koydukları ifade terörü teşvik edici bir ifade değil. Dolayısıyla burada OHAL Komisyonu AYM kararını hiçe saydı.

15 yıl iç hukuk yollarında geçebilir
Peki şimdi ne olacak? OHAL Komisyonunun gerekçeli kararının gelecek haftalarda akademisyenlere ulaşması bekleniyor. Kararın tebliğinin ardından ise önce özel idare mahkemelerine, ret gelmesi hâlinde sırasıyla bölge idare mahkemesine, Danıştaya ve AYMye başvurabilecekler.

Şu an AYMye gelebilmiş bir KHK ihracı kararı yok. Temmuz 2017de komisyondan ret kararı alan bir kişi hâlâ Danıştaydan karar çıkmasını bekliyor. Yani idari yargıdaki minimum süre 4 yıl 3 ay. Akademisyenler buraya henüz gelebildi, dolayısıyla burada yaklaşık 5 yıl daha bekleyecekler. AYM süreci ile birlikte minimum 15 yıl iç hukuk yollarında geçecek.

Zamanlama AİHMin savunma istemesiyle paralel
Kerem Altıparmak ayrıca, akademisyenlerin dahil olduğu bir Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM) sürecine vurgu yaptı. İmzacı olan ya da olmayan fakat KHKlarla ihraç edilen 83 akademisyen, OHAL Komisyonunun etkili bir hukuk yolu olmadığı gerekçesiyle AİHMe başvurmuştu.

Altıparmak, Mahkemenin Türkiye Cumhuriyetinden 10 Ocaka kadar savunma istediğini belirterek, OHAL Komisyonunun bugün bu kararları almasının arkasında, Ocak ayında hükümetin elini rahatlatmak, iç hukuk yolları etkili mesajı vermek olduğunu öne sürdü.

Barış Bildirisi sonrasındaki süreç
Barış için Akademisyenler inisiyatifi, Çözüm Sürecinin sona ermesinin ardından Doğu ve Güneydoğudaki illerde güvenlik güçleri tarafından düzenlenen operasyonlara tepki göstererek, 11 Ocak 2016da Bu suça ortak olmayacağız başlıklı bildiriyi kamuoyu ile paylaşmıştı. Bölgede sokağa çıkma yasaklarının kaldırılmasının ve insan hakları ihlallerine son verilmesinin talep edildiği bildiriyi ilk etapta 1128 akademisyen imzalamıştı. Bildiri özellikle iktidarın tepkisine neden olmuş, ceza davaları açılmış, OHAL döneminde yayımlanan Kanun Hükmünde Kararnamelerle yüzlerce akademisyen görevlerinden ihraç edilmişti. Temmuz 2019da ise Anayasa Mahkemesi bildiriye imza atan akademisyenlerin ifade özgürlüğünün ihlal edildiğine hükmetmiş ve ceza davalarından beraat kararı çıkmıştı.

Son güncelleme: 11:13 05.11.2021
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı