Bold Medyadan Cevheri Güvenin haberine göre Raşid Orhan, Giessen Mülteci Kampında karantinaya alındığı odasında hiçbir tedavi görmeden koronayı yendi. Ancak Almanya’nın farklı eyaletlerindeki kamplardan benzer sevindirici haberler almak oldukça zor.
Raşid Orhan
Baden Württenberg, Almanya’da korona vakalarının en yoğun görüldüğü eyaletlerin başında geliyor. Eyalete bağlı Ellwangen şehrindeki Landeserstaufnahmestelle (LEA) Mülteci ilk kabul merkezinde 244 kişinin testi pozitif çıktı. Kabul merkezinde 600’e yakın kişi kalıyor.
Giessen’de kamp ortamında iyileşebilen Raşid Orhan yaşadıklarını anlatıyor:
“Sanırım hastalığa Almanya’ya geldikten sonra yakalandım. Giessen’deki Mülteci kampında semptomlar başladıktan sonra doktora müracaat ettik. Uzun ve yorucu bir bekleyişten sonra test yapıldı. Beklediğim gibi pozitif çıktım. Eşime de test yapılması gerekiyordu ama yapılmadı. Ona da bulaşmış olduğunu düşündüler. Önce ben, ertesi gün eşim karantina odası denilen ayrı bir odaya alındık. Kampta en büyük sorun yetersiz beslenme. İyileşebilmek için güçlü beslenmeli ve bol sıvı almalısınız ama karantina altında bunlara ulaşmak çok zor. Kamp görevlileri yemekleri kapımıza bırakıp gidiyorlardı. Adata kaçar gibi. Herkes hastalanmaktan endişe ediyor haklı olarak. Dışarıdan arkadaşlarımız yiyecek ve vitamin getirmek istediklerinde oldukça zorlayıcı prosedürler var. Karantina boyunca günlük doktor kontrolü olacağını bekledik ama olmadı. Günler boyu oda içerisinde bekledik, dinlenmeye çalıştık. Çok ağırlaştığım, öksürmekten nefes alamadığım günler oldu. Doktor, genç olduğumu, sigara içmediğimi hastalığı atlatabileceğimi söylemişti ilk testte. İki hafta sonra toparlanmaya başladım. Hastalığı kendi kendime yendim. Eşim hissedilmeyecek kadar hafif atlattı.
Kampta öncelik, personelin hastalık kapmaması. Mülteciler için alınmış bir önlem yok. Ne hijyen ne de sağlık açısından. Zaten bu kalabalıkta sosyal mesafeyi korumak imkansız. Artık karantina odasında değiliz. Normal bir odadayız ama hala endişeliyim. Ben politik bir mülteciyim, işlemlerimi hızlandırabilirler, eve çıkarabilirler ya da sosyal mesafeyi koruyabilecek şartlar oluşturulabilir.”
Otomotiv öğretmenliği mezunu Orhan’ın eşi de öğretmen. İkisi de Gülen Hareketi’yle ilişkileri nedeniyle Türkiye’de bir süre hapiste kaldıktan sonra tahliye oldular ve önce Yunanistan’a ardından Almanya’ya geçtiler. Çift hakkında Türkiye’de kesinleşmiş 6.5’ar yıl hapis cezası bulunuyor.
LEA VE KÖLN KAMPI KOMPLE KARANTİNAYA ALINDI
2015 yılındaki mülteci krizinden sonra Almanya’da çok sayıda mülteci kampı açıldı. Yıllar içinde mülteci sayısı azalınca bu kamplar kapatıldı. Özellikle ilk kabul merkezinde kalan mülteciler, korona salgını kontrol altına alınıncaya kadar bu kampların bazılarının açılabileceğini belirtiyor.
Salgının en yoğun yaşandığı bilinen kampların başında LEA geliyor. Kampta Mart ayında yapılan testte 567 kişiden 244’ü pozitif çıktı. Nisan ayı başından itibaren kampın tamamı karantinaya alındı ve giriş çıkışlar yasaklandı. Sayının her geçen gün arttığına ilişkin bilgiler geliyor.
Köln’deki Schönerhauser’de bulunan kamp da LEA gibi giriş çıkışa kapatılan kamplardan bir diğeri.
YENİ SEVKLERLE LEA KORONA MERKEZİ OLDU
LEA’da kalan ve henüz hastalığa yakalanmamış mültecilerden biri içeride yaşanan durumu anlatıyor:
“Aslında kampta 250 kişiydik. Korona Almanya için de tehdit olmaya başlayınca çevredeki diğer kamplarda yaşayan herkesi buraya getirdiler. Heidelberg’de olan ve henüz kayıt yapmayan 150’ye yakın kişi de getirildi. Şuan LEA’da 600 kişiyiz. İçerisi çok yoğunlaştı. Salgın için çok tehlikeli bir durum oluşturdu yeni sevkler.
Kampın etrafında polis sürekli devriye atıyor. Yiyecek sıkıntısı büyük problem. Bazen akşam yemeğinde sadece ekmek ve yağ veriliyor. Dışarıya çıkamıyoruz, dışarıdan getirilen yiyecekler de kabul edilmiyor. Polis kampı kuşatmış durumda.
Pozitif çıkanları, kampın son iki bloğuna yerleştirdiler. Ama dışarı çıkmaları serbest. Yemekhanede, bahçede sürekli temas halindeyiz mecburen.
Yemekhanede çalışan görevliler de pozitif çıktı. Yemek kalitesi düşük ve yetersiz. Bağışıklığımızı güçlü tutmamız söyleniyor ama bunu nasıl yapacağız? Mesafeyi korumamız isteniyor ama bu imkansız.
İçeride kalabalık ve dışarı çıkma yasağı nedeniyle çok gergin ortam var. Bazen isyan çıkıyor. Hiç kimse müdahale etmiyor. Kampta çocuklar var. Ailecek korona olanlar var.
Temizlik ve hijyen malzemesi verilmiyor. Lavabolarda sıvı sabun yok. Bu en büyük problem. Tek odada 6 kişi kalıyoruz.
Pozitif olanlara özel maske verilmiyor. Kamp görevlilerinin maskeleri bize dağıtılan maskelerden farklı. Kamp görevlileri tulum da giyiyorlar. Kampın içinde ise nasıl olsa herkes enfekte olacak gibi bir bakış açısı var. Bunu kampta kalanlar da kabullenmeye başladı ve artık dikkat etmiyorlar sosyal mesafeye.”
NRW’DEKİ KAMPLAR DA SIKINTILI
NRW eyaleti mülteci kamplarının en yoğun olduğu eyaletlerden biri. 60’ın üzerinde kamp barındıran eyaletteki kamplarda durum giderek kötüleşiyor.
Mülteci haklarına yoğunlaşan insan hakları örgütü Pro Asyl, kamplarda kalan mültecilerin korona salgınından korunabilmesi için alınması gereken önlemler için bir dizi başvuru ve açıklama yaptı. Kampların bağımsız biçimde teftiş edilmesi de bunlardan biri.
Salgın önlemleri konusunda eyaletler arası ve kamplar arası uygulamalar farklılık gösteriyor. Berlin civarında kamplarda işlemlerin hızlandırıldığı ve kampların seyreltildiğine ilişkin bilgiler geliyor. Bazı kamplarda hijyen malzemeleri bolca verilirken, bazı kamplarda tuvaletlerde sıvı sabun bile bulunamıyor.
TÜRKİYELİ MÜLTECİLERDEN HASTA OLANLAR VAR
Bilgilere ulaşmak oldukça zor olsa da şuana kadar ulaşan kesin verilere göre Türkiyeli mültecilerden hastalığa yakalananların sayısı her geçen gün yükseliyor. Euskirchen’de 7, Giessen’de 2, Gross Gerau’da 4 Türkiyeli mülteci karantinaya alınmış durumda.
ÖĞRETMEN ARİF ESİN: KARANTİNADAYIZ 80 POZİTİF VAR
Türkiye’de 15 ay tutuklu kaldıktan sonra Almanya’ya iltica eden matematik öğretmeni Arif Esin’in anlattıkları da kamplar arası farklı uygulama iddialarını doğruluyor.
Kaldığı ZUE Euskirchen Kampında 80’in üzerinde kişinin pozitif olduğunu anlatan Esin, başlangıçta salgın olmadığını ancak dışarıdan hasta bir ailenin kampa alınmasıyla her şeyin kötüye gittiğini söylüyor. Kampa müfettişler geldikten sonra şartların düzeldiğini anlatan Esin, işlemlerin yavaş gitmesinden dolayı bir süre sonra herkesin salgına yakalanacağı endişesini taşıyor:
“Salgın yayıldıktan sonra kampa giriş ve çıkışlar yasaklandı. Karantina altındayız. Pozitif çıkanları ayırdılar ve bizimle bir araya gelmelerini engelliyorlar. Yemekler odalarımıza getiriliyor. Yemek sırası artık yok. Bu oldukça iyi oldu. Dışarıdan tanıdığı olanların yiyecek getirmelerine izin veriyorlar. Şuan hijyene azami dikkat ediliyor. Sıvı sabun dezenfektan var. Maske bir kere dağıtıldı. Sonra dışarıdan getirtmeye başladık.
Duş, banyo ve tuvaletlerin ortak olması nedeniyle risk altındayız. Herkes kendini mümkün olduğunca odasına kapatarak süreci atlatmaya çalışıyor. Kampta 300-400 arası insan var. 80 kişi pozitif. Ama sayı her geçen gün artıyor. Arada sırada ambülans gelip gidiyor. Türkiyeli mültecilerden 7 kişi hasta. Bir ablamız üç çocuğuyla beraber karantinada. Eşi Türkiye’de tutuklu.
İşlemlerimizin hızlandırılmasının önünde hiçbir engel yok. 15 ay haksız biçimde Türkiye’de hapis yattım. 9 aydır Almanya’da kamptayım. Tüm belgelerimi var. BAMF görevlileri evlerinden bile dosyama baksa kabul verirler. Salgın nedeniyle işlemlerimizin hızlandırılmasını istiyoruz.”
MÜLTECİLERE VİTAMİN DESTEĞİ
Kamplarda kalan mültecilerin koronaya yakalanmadan süreci atlatmaları oldukça zor görülüyor. Mültecilerin bağışıklık sistemlerinin hastalığa hazır olması için yüksek doz C vitamini, Omega 3 ve Çinko gibi destek hapları öneriliyor. Ancak gerek ekonomik gerek diğer sebeplerle mültecilerin bu vitamin desteklerine ulaşması oldukça zor. Kamplarda kalanlara gönüllülerin bu destekleri ulaştırmaları gerekiyor.
Karantina altındaki kamplar arası farklı uygulamalar da mücadele edilmesi gerekin bir diğer konu.
KAYNAK: BOLD MEDYA
