• Turkhane Logo

'MHP-İyi Parti ve CHP koalisyonu ortaya çıkacak'

''Erdoğan ilk kez AKP'nin altında oy aldı, MHP ve BBP'nin oylarını düştüğümüzde her zamankinin tersine Erdoğan, AKP'yi sırtlamaktan çıktı ve AKP, Erdoğan'ı sırtlamış oldu. Nedense bu konu fazla yazılmadı, kimse üstüne gitmedi ama Erdoğan'ın beklediğinin tersine tek adamlık stratejisi kendi seçmeninde fire verdi.''

16:05 05 Ocak 2019 Cumartesi
'MHP-İyi Parti ve CHP koalisyonu ortaya çıkacak'
''Erdoğan ilk kez AKP'nin altında oy aldı, MHP ve BBP'nin oylarını düştüğümüzde her zamankinin tersine Erdoğan, AKP'yi sırtlamaktan çıktı ve AKP, Erdoğan'ı sırtlamış oldu. Nedense bu konu fazla yazılmadı, kimse üstüne gitmedi ama Erdoğan'ın beklediğinin tersine tek adamlık stratejisi kendi seçmeninde fire verdi.''

Ahmet Nesin / artigercek.comAKP, Erdoğansız değişime mi gidiyor!..
Cumhuriyet kurulalı beri yaşadığımız her duruma ve zamana en uygun öykü hangisidir diye sorsanız Aziz Nesinin Du bakali nolcek derim. Her seçimde, her yeni kurulan hükümette, her yeni yapılan darbede yada darbe sonrasında, koro halinde haykırıyoruz: Du bakali nolcek diye. Yanıtı dilimin ucunda ama yazmaya dilim varmıyor, yine de en nazik bir şekilde yazmaya çalışayım, Ne olacak, elinin körü olacak.
Kimsenin iktidardan düşüremez dediği AKPyi 7 Haziran seçimlerinde HDP %13 oy aldı ve 80 vekille Meclise girdi, düşürdü. Anında herkes pusuya yattı, yine koro halinde başladık bağırmaya, Du bakali nolcek. Kolay değil, koalisyon kurulacak ama olmuyor, alt tarafı Mecliste 4 parti var ama görüşmeler tıkanmış. Başlık değişiyor, Du bakali Ahmet Davutoğlu napcekten Du bakali Erdoğan kabul edcek miye gidiyor, oradan demokratımsılar Du bakalı Kılıçdaroğlu yanaşcek mi demeye başlıyorlar ve Anayasaya aykırı br tutumla erken seçim kararı alınıyor ve yine başlıyoruz, Du bakali nolcek.
İktidarın zayıflaması ve Fethullah Gülenle iplerin kopmasından sonra bütün Türkiye çalkalanmaya başladı esasında. Üstüne bir de darbe girişimine karşı yapılan darbe geldi ve tuz-biber ekti. Bunun ardından MHP genel başkanı Devlet Bahçeli başkanlık sistemini desteklediğini açıklayıp erken seçim isteyince Türkiyede bütün dengeler birdenbire değişti. O andan itibaren Erdoğanı ikiye ayırmak gerekiyor, başkanlık hayaliyle siyaset yapan Erdoğan ve başkan olduğunu zanneden Erdoğan. Kimileri ikisinin arasında çok fazla fark olmadığını söylese de işin aslı öyle değil, yetkilerle başkan olmakla, yetkisiz kendini başkan sanmak arasında dağlar kadar fark var.
Bütün bu karmaşıklıklar yaşanırken AKPde başka şeyler de konuşulmaya başlandı, mesela bitakım isimler Erdoğan tarafından silinmeye başlandı, geçen yazdığım yazıyı İçişleri Bakanı Süleyman Soylu üstüne alınıp sahiplense de, üstü çizilen siyasetçi ne tek başına (Kendi itirafı üzerine) Süleyman Soylu yada dediği gibi son dönemde bakan olan diğer 3 vekil. Bir önceki seçimde de ismi çizilen ama son anda ısrar üzerine vekil yapılan bir kişiyi en azından adıyla ben biliyorum.
Bunların hız kazanmasıyla AKP içinde ve dışında AKPnin başka bir parti doğurup doğurmayacağı tartışıldı. Cumhurbaşkanlığına benzer başkanlık seçiminde Millet İttifakı adı altında Abdullah Gülün adı çıkınca bu konu daha çok konuşulmaya başlandı. Zaten bundan önce de konuşuluyordu, Erdoğanın en yakınındaki kişiler artık tabiri caizse dışlanmıştı ve kendi aralarında toplantılar yapıyordu. AKP dışında kurulacak partinin merkez sağ bir parti olması düşünülüyordu ama Meral Akşener ve arkadaşlarının kurduğu İYİ Parti için de aynı misyon biçilmişti.
Ve birden her şey değişti, Meral Akşener, Abdullah Gül formülüne sıcak bakmadı, CHPnin olmazsa olmazı olmasa da son ana kadar bekledi ve dönemin Genelkurmay Başkanı Hulusi Akar helikopterine atladığı gibi İbrahim Kalınla birlikte Abdullah Gülün bahçesine indi ve ardından Gül aday olmayacağını açıkladı.
Seçimleri yazmama gerek yok, Erdoğan ilk kez AKPnin altında oy aldı, MHP ve BBPnin oylarını düştüğümüzde her zamankinin tersine Erdoğan, AKPyi sırtlamaktan çıktı ve AKP, Erdoğanı sırtlamış oldu. Nedense bu konu fazla yazılmadı, kimse üstüne gitmedi ama Erdoğanın beklediğinin tersine tek adamlık stratejisi kendi seçmeninde fire verdi.
Ve yine bir seçime giriyoruz, belediye olsa da Türkiyenin kaderini belirleyecek bir seçim, çünkü AKP önemli büyükşehirleri kaybettiğinde başkanlık yeniden tartışılır noktaya gelecek. Benim düşüncemde bir değişiklik yok, erken seçimlerden sorumlu genel müdür ve MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli erken seçim ister ve tartışmayı sonlandırır. Seçimlerden sonra CHP-İYİ Parti ve MHP koalisyonu çıkar, bunun sonucunda Ergenekon daha rahat hareket eder, generaller kızağa alınmaz ve aynı 1991 seçimlerindeki ANAPın yıkılışının başlangıcı gibi AKP için Du bakali nolcek bu AKP demeye başlarlar.
Ancak bir olasılık daha kulağıma geldi, ABD artık Erdoğanın liderliğinde bir Türkiye istemiyor (Ben de olsam istemem, içeride Trump, dışarıda Erdoğan) ama yeni kurulacak bir parti yerine AKP tipi bir partiyle devam etmek istiyor. İşte burada tekrar Abdullah Gülün ve Ali Babacanın adı geçmeye başlamış. Bu olur mu, olabilir, çünkü bu durumda AKP parti olarak yargılanmaktan bir yada iki dönem daha kurtulur ve unutturma yoluna gider ve işine gelir. Peki Erdoğanın işine gelir mi derseniz en çok onun işine gelir, yargılanmadan sıyrılmak ona verilecek en büyük ikramiyedir.
Üçüncü bir olasılık var mı derseniz, evet var, Suriyeye girememe, bu yüzden kızağa çekilen 2 general olayını düşünüp başka şeylerle birleştirdiğinizde o da ortaya çıkıyor zaten.
Bu arada bişeyi yazmadan edemeyeceğim, Sayın Süleyman Soylu, bu yazdığım hiçbir olayın içinde adınız geçmiyor, sonra üstünüze alınıp da Vay ben Erdoğanı mı devirecekmişim diye yaygara koparmayın. Daha net yazayım, olacak olaylarda Süleyman Soylu TUNNE...
YAZI KAYNAĞI

Son güncelleme: 16:05 05.01.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı