• Turkhane Logo

Merkel: Gülen hareketini PKK ile aynı seviyede ele alamayız

Yaptıkları ortak basın toplantısında konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Gülen Cemaati'ni PKK ile bir tutan Erdoğan'a yanıt verdi: Gülen'i, PKK ile aynı seviyede ele almamız için daha çok kanıta ihtiyacımız var.

16:37 28 Eylül 2018 Cuma
Merkel: Gülen hareketini PKK ile aynı seviyede ele alamayız
Yaptıkları ortak basın toplantısında konuşan Almanya Başbakanı Angela Merkel, Gülen Cemaati'ni PKK ile bir tutan Erdoğan'a yanıt verdi: Gülen'i, PKK ile aynı seviyede ele almamız için daha çok kanıta ihtiyacımız var.

Almanya’ya resmi ziyarette bulunan AKP’nin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Tayyip Erdoğan, Almanya Başbakanı Angela Merkel ile ortak basın toplantısı düzenledi.
Merkel, gazetecilerden Gülen Hareketi ile ilgili gelen soruya Almanya’da terör örgütü kabul edilen PKK ile aynı şekilde değerlendirilmeleri için “daha fazla bilgi ve kanıta ihtiyaç duyduklarını” belirterek cevap verdi. Merkel, “PKK, Almanya’da yasaklıdır. Gülen Hareketi konusunda daha çok nesnel bulguya ihtiyacımız var. PKK ile aynı katagoride değerlendirmemiz için daha çok bilgiye ihtiyacımız var. Araştırmalarımız devam ediyor.” ifadelerini kullandı. Merkel, bazı tutuklularla ilgili henüz iddianamelerin bile hazır olmadığının altını çizerek bunun muğlak bir durum ortaya çıkardığını söyledi.
ERDOĞAN: CAN DÜNDAR AJANDIR!
Erdoğan, Almanya’da yaşayan gazeteci Can Dündar ile ilgili gelen bir soruya “Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa ettiğini ve 5 yıl 10 aya mahkum olduğunu biliyorsunuzdur. Bu kişi kaçıp Almanya’ya gelmiştir. Bu şekilde başka kişi olsa ve Almanya istemiş olsa ben iade ederim. Olayın aslı budur. Bilmenizde fayda var.” şeklinde cevap verdi.
Merkel ise Can Dündar konusunda Erdoğan’la aralarında ihtilaf olduğunu söyledi. Merkel, “Basın toplantısına katılmaması tamamen Can Dündar’ın kendi kararıdır.” dedi.
MERKEL ‘BASIN ÖZGÜRLÜĞÜ’ DEDİ
Merkel’in konuşmasında, “İnsanların tüm çıkarlarını koruduğumuzu, ayrımcılığa uğramadan burada barışçıl bir yaşam sürmeleri için elimizden geleni yaptığımızı söyledim.” diyerek şunları söyledi:
“Elbette camilere yönelik saldırılar kabul edilemez. Camilere karşı saldırılara tavır almaktayız. Yabancı düşmanı saldırının 25’inci yıl dönümünde kendim de orada bulundum. Biz kesinlikle her türlü güvenlik önlemini alarak güven ortamını daha da sağlamlaştırmak istemekteyiz. Son yıllarda malum bazı köklü karşıtlıklar olmuştur. Farklı görüşmelerimiz olmuştur. Basın özgürlüğü gibi konular olmuştur. Son derece somut durumların da çözüme ulaşması bizi mutlu etti. Halen Alman vatandaşı olarak tutuklu olan bir takım insanlar var. Bu konuda da bir çözüm bulunması için katkıda bulunmaya çalışıyorum.
‘İSTİKRARLI BİR TÜRKİYE İSTİYORUZ’
Yarın tekrar görüşmemiz olacak. Bu konuları da ele alacağız. Almanya olarak istikrarlı bir Türkiye olsun istemekteyiz. Göç konusunu ele aldık. Türkiye olağanüstü yüksek bir performans sergilemektedir. Suriye’den gelen 3 milyon kadar mülteciye ev sahipliği yapmaktadır. İdlib konusunu ele aldık. Orada kırılgan bir durum var. Rusya, Türkiye ve Fransız devlet başkanlarıyla birlikte ben de bir araya gelerek ekim ayının ortalarında dörtlü zirve düşünüyoruz. Belli yükümlülüklerimiz var. AB’nin özellikle mülteci projeleri için kaynakların bürokratik olmayan şekilde akmasını sağlamak istiyoruz.
‘İŞBİRLİĞİNİ TEKRAR CANLANDIRMAK İSTİYORUZ’
Terörle mücadele konusunda işbirliğimizi daha da iyileştirmek istiyoruz. İçişleri bakanlarının işbirliğini tekrar canlandırmak istiyoruz. Dışişleri bakanlarının son derece iyi işbirliği bulunmaktadır. Türkiye’deki Alman okullarıyla ilgili olmaktadır. Almanya’da yaşayan Türkler açısından imkanların sunulması gerekmektedir. Karşılıklı iyi ilişkileri biz de arzulamaktayız. Sadece Alman vatandaşı olan insanların bazı insanların tutuklu olmaları değil sadece, belli konularda farklı görüşlerimiz olabiliyor. Ama karşılıklı konuşarak ele almamız gerekiyor. Ben kesinlikle görüşülmesi, konuşulması taraftarıyım. Yarınki görüşmeyi de sevinerek beklediğimi söylemek istiyorum.
AKP’nin genel başkanı ve Cumhurbaşkanı Erdoğan ise konuşmasında, “4 yılı aşkın bir sürenin ardından bu defa cumhurbaşkanı sıfatıyla Almanya’da bulunuyorum. Değerli dostum sayın Steinmeier’e nazik daveti için özellikle teşekkür ediyorum. Gerek sayın cumhurbaşkanı, gerekse sayın şansölye nezdinde tüm alman makamlarına misafirperverlikleri sebebiyle teşekkür ediyorum.” ifadelerini kullandı.
ERDOĞAN’IN GÜNDEMİ EKONOMİ
Erdoğan şöyle konuştu:
Aynı şekilde Almanya ekonomi ve enerji bakanı, Ekim ayında kalabalık bir iş heyetiyle ülkemizi ziyaret edecek. Karşılıklı yakaladığımız bu ivmenin korunmasından, güçlendirilmesinden yanayız. Sayın Merkel ile görüşmemizde bir süredir çalışmayan mekanizmaları işler kılma noktasında fikir birliğine vardık. İkili ilişkilerimize dair konuları ele alma fırsatı bulduk. Kendileriyle yarın sabah bir araya gelerek etraflıca bu konuları görüşme fırsatı bulacağız. Bu arada birkaç hafta önce Dışişleri Bakanı’nı ülkemizde misafir ettik. Geçen hafta hazine ve maliye ile Ticaret ve Enerji Bakanları da ülkemizdeydi. Biliyorsunuz bir darbe girişimini bizler hedeflerinden saptırdık. Darbeciler güçlü Türk demokrasisini rafa kaldırmayı başaramadılar.
ERDOĞAN ALMANYA’DA OHAL’İ SAVUNDU
“Bu darbe girişiminde 251 insanımızı şehit verdik” diyerek Gülen Cemaati’ni suçlayan Erdoğan, “OHAL uygulamasına gittik. Demokrasimizi bu terör örgütünün tehdidinden kurtarmak için 2 yıl boyunca çok yoğun bir çaba sarf ettik. Bu noktada da önemli oranda başarı sağladık. 24 Haziran seçimleri sonrasında bu uygulamayı da kaldırdık. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemiyle beraber ülkemiz yeniden reform yoluna girmiştir.” dedi.
‘VİZE SERBESTİSİ HEM TÜRKİYE’NİN HEM AB’NİN FAYDASINA’
Vize serbestisi konusunda kalan 6 kriteri en kısa zamanda yerine getirmeyi planlıyoruz. Vize serbestisinin sağlanması ve gümrük birliğinin güncelleştirilmesi hem Türkiye’nin hem AB’nin faydasına olacaktır. Bu kritik sürecin belli çevrelerin kaprislerine maruz bırakılmadan iletilmesini diliyoruz. Almanya’nın vereceği desteğe de büyük önem veriyoruz.Türkiye, başta Suriye krizi olmak üzere bölgesel konularda ciddi sorumluluk üstleniyor. Komşumuz Suriye’de 7 yıldır süren ve 1 milyon insanın hayatına mal olan zulmün bir an önce sona ermesini arzu ediyoruz. Almanya ile benzer bir yaklaşıma sahibiz. Şu an itibariyle 3,5 milyon mülteci ülkemize misafir edilmektedir. Burada Almanya’nın Suriye meselesinin insani boyutuna gösterdiği hassasiyet nedeniyle memnuniyetimi ifade etmek isterim.
‘YARGI BAĞIMSIZLIĞINA SAYGI DUYULMALI’
Erdoğan Gülen Cemaati ile PKK’yı aynı cümle içinde kullanarak şunları kaydetti:
Daha etkili mücadele beklentimizi ve taleplerimizi sayın Merkel ile görüşmemizde etraflıca ele aldık. İnşallah önümüzde yine işbirliğimizin daha da güçlenerek devamı ama bu arada da her ülkenin, özellikle yargı bağımsızlığı noktasındaki alacağı kararlara hep birlikte saygı duyulmasının da gereğini ifade etmem herhalde hukuka inanmış, demokrasiye inanmış ülkelerin en doğal hakkıdır. Şahsıma ve heyetime gösterilen yakın ilgi için şansölyeye bir kez daha teşekkür ediyorum.
MERKEL: GÜLEN KONUSU AYRI
Ben şunu söyleyebilirim PKK Almanya’da yasaklanmıştır. Bütün aktiviteleri de yasaklanmıştır. Bugün ayrıntıları ele almadık. Ama daha önceki görüşmelerde ele almıştık. Gülen Hareketi konusunda Türkiye’nin tabi ki savlarını son derece ciddiye alıyoruz ama daha çok bilgiye ihtiyacımız var, nesnel bulguya ihtiyacımız var. PKK ile aynı seviyede ele almamız için daha çok kanıta ihtiyacımız var. Almanya’da da aranan kişiler var. Henüz bazı vakalarda başarılı olamadık. Bazı insanların Almanya’da olup olmadığından da emin değiliz, araştırmalar devam ediyor.
SORU: Sayın Erdoğan ile tutuklu olanlar üzerine konuştuğunuzda bunu nasıl gözümüzde canlandırabiliriz? Bunları ne zaman tahliye edeceksiniz diye mi soruyorsunuz? Türkiye’deki yargının bağımsızlığına yönelik şüpheler var. Siz ısrarla tahliye edin mi diyorsunuz?
Sonra sayın cumhurbaşkanına sormak istiyorum. Enver Altaylı Türkiye’de de tanınan bir insani 14 aydır iddianame olmadan tutuklu kendisi. Siz de dindar bir insansınız. Merhamet duygusundan hareket ederek, böyle bir insanın tahliye olması makul olmaz mıdır?
MERKEL: Ben tabi aramızda nasıl konuştuğumuzu tek tek anlatacak değilim. Ama somut olarak ele alıyoruz tabi ki. Ve uzun da görüşmeler oluyor. Mesela sizin adını verdiğiniz kişi şu anda işimizi zorlaştıran vakalardan biri. Toplam 5 vaka var. Kesinlikle son derece somut olarak bu konuları ele aldığımıza güvenebilirsiniz.
ERDOĞAN: Bir defa şunu kabul etmek lazım. Yani ne ben Almanya’nın hukuk sistemini veya mahkemelerini eleştirme hakkına sahibim, ne de sizler Türk yargı sistemini eleştirme hakkına sahipsiniz. Yargılar bağımsızdır. Verdikleri karara saygı duyulur. Kendi ülkemde bile beğenmediğim kararların verildiği zamanlar olmuştur, uymak zorunda kalmışımdır. Bunları hep yaşadık, yaşıyoruz.
Şu anda Türk yargı sisteminin Alman vatandaşları hakkında mesela tutuksuzluk kararı aldığı kişiler olmuştur ve serbest bırakmıştır.
Enver Altaylı… Acaba ben sorsam Enver Altaylı’yı tanır mısınız diye… Geçmişinde bu kişinin neler olduğunu bilir misiniz diye. Türkiye’nin istihbarat sistemi içinde de dolaylı olarak yer aldığını bilir misiniz diye sorsam acaba siz bilir misiniz? Bu istihbarat sisteminde ne gibi işlevler görmüş? Türk yargısı bu kişiyi acaba niçin tutuklamış? Onun için biz yargıya saygı duymak zorundayız.
SORU: Bir anayasal hükümeti düşürmeye çalışan FETÖ’nün üyelerine Almanya’da barındırmak ve bilgileri olduğunu söylemiştiniz. Bu nasıl değerlendirilecek bir konu? Yeni normalleşme adımlarının atılacağını biliyoruz. Almanya’dan Türkiye’ye bir heyet verecek, ilk somut adımları ne zaman bekleyebiliriz?
MERKEL:Belki tekrar bu somut vakalara dönebilirim. Mesela bazı vakalarda iddianamenin henüz hazırlanmamış olmasını konuştuk. Bundan ötürü çok muğlak bir durum ortaya çıkıyor. Ve tabi ki yargının bağımsızlığına karşı saygımız sonsuzdur. Ama bazı durumları, bazı süreçlerin farklı olmasını dilerdik. Bu da apaçık ortada. Darbe konusuna gelince kesinlikle şiddetle kınıyoruz. Kendim bizzat Türkiye’ye ziyarette bulundum, 200’den fazla insanın hayatından olduğunu biliyorum. Şimdi biz bu alanda daha çok bilgi edinmek için karşılıklı temasları sürdürüyoruz. Ama bu Gülen hareketini gerçekten PKK ile aynı seviyede değerlendirme açısından bu durumda değiliz, daha çok bilgiye ihtiyacımız var.
ERDOĞAN:
Ben de özellikle yarınki görüşmemizi ekonomik ilişkiler noktasında çok çok önemsiyorum. Yarın ekonomik ilişkilerimizi gündeme taşıyacağız. Bu sürecin Türkiye Almanya arasında çok önemli olduğuna, özellikle ileri teknolojide, dijital dönüşümde, daha önceden de planladığımız bir çok adım var. Almanya, Türkiye bu ortak adımlarla inanıyorum ki bölgede de ciddi bir performansı sergileyecektir.
CAN DÜNDAR’IN SORULARI SALONDAYDI
SORU: Türkiye’de Alman vatandaşlarının tutuklu olmasını belirttiniz. Sayın cumhurbaşkanı umut vaat etti mi çözüm bulunacağına dair… Can Dündar’ın akredite olması ama sayın cumhurbaşkanını dikkate alarak kendisi gelmiş buraya, bu konuyu ele aldınız mı? Nazi serzenişlerinizden ötürü özür dilediniz mi? Sayın Dündar iade talebi varmış kendisiyle ilgili, bunu bir kışkırtma olarak mı görüyorsunuz? Dündar hâlbuki akredite olmuştu.
MERKEL:
Şimdi ben adli yardımlaşma ile ilgili söz konusu olan tek tek konuları ele almak istemiyorum. Gazeteci Dündar konusunda ihtilafların olduğu ortada. Kendisinin basın toplantısına katılmayacağına kendisi karar vermiştir. Yine yanlış anlaşılma olmasın diye şunu söylemek istiyorum. Burada herhangi bir şekilde iki sınıflı bir akreditasyon yoktur. Çok sayıda gazeteci burada bulunuyor, bundan ötürü herkes tek tek soru soramıyor. Ama eşitlik açısından bu hak tanınmıştır. Bunu açıklamak istedim. Can Dündar’ın kendisi katılmama kararı vermiştir. Kendisiyle ilgili sayın cumhurbaşkanı ile farklı görüşlerin olduğunu teyit edebilirim.
ERDOĞAN:
Bu samimi açıklaması için teşekkür ediyorum. Türk yargısı bırakılması gerekli olanları tutuksuz yargılanmak üzere de olsa bırakmıştır. Hiç ona gerek kalmadan bırakılması gerekeni de bırakmıştır, isim vermeyeceğim. Fakat son söylediğiniz kişiye gelince; önce Can Dündar’ın bir ajan olduğunu, devletin sırlarını ifşa etme durumunda olan bir kişi olduğunu ve bunun 5 yıl 10 aya mahkum edildiğini biliyorsunuzdur. 5 yıl 10 aya mahkum olan bir kişi, kaçarak Almanya’ya gelmiştir. Şu anda bu kişi Türk yargısına göre bir mahkumdur ve 5 yıl 10 ay mahkumiyeti vardır, ajandır. Devletin sırlarını ifşa etmiştir.
Hiçbir ülkede devletlerin sırları ifşa edilmez, suç teşkil eder. Bir diğer konu biz Almanya ile suçluların iadesi anlaşması yapmış bir ülkeyiz. Bizim böyle bir suçluyu iadesini istemek en doğal hakkımızdır. Bir Alman hakikaten burada yargılanmış mahkum olmuşsa, bizden Almanya isteyebilir. Biz de bunu vermek durumundayız. Böyle bir şey benim başıma gelse, ben veririm, hiç bakmam.
Kronos

Son güncelleme: 16:37 28.09.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı