• Turkhane Logo

Mehmet Altan'dan Mahkemeye: Yargıladığınız Gibi Yargılanmak İster miydiniz?

Yargıtay'ın Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını bozmasının ardından dava İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülmeye başlandı.

16:35 08 Ekim 2019 Salı
Mehmet Altan'dan Mahkemeye: Yargıladığınız Gibi Yargılanmak İster miydiniz?
Yargıtay'ın Ahmet Altan, Mehmet Altan ve Nazlı Ilıcak hakkında verilen ağırlaştırılmış müebbet hapis cezalarını bozmasının ardından dava İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde tekrar görülmeye başlandı.

Gazeteci, yazar Ahmet Altan, kardeşi Prof. Dr. Mehmet Altan ve gazeteci Nazlı Ilıcak, Yargıtay’ın haklarındaki “ağırlaştırılmış müebbet hapis” kararlarını bozmasının ardından bugün yeniden görülmeye başlayan mahkemede hakim karşısına çıktı.
İstanbul 26. Ağır Ceza Mahkemesi’nde görülen duruşmayı Sınır Tanımayan Gazeteciler’den (RSF) Erol Önderoğlu, Uluslararası Af Örgütü ve Article 19’un yanı sıra çok sayıda hak örgütü temsilcileri takip ediyor.
Ahmet Altan 1111, Nazlı Ilıcak ise 1161 gündür cezaevindeydi.
Duruşmaya Ahmet Altan Silivri Cezaevinden Ses ve Görüntü Bilişim Sistemi (SEGBİS) aracılığı ile katılırken diğer sanıklar duruşmada hazır bulundu. 
Duruşma yargılanan sanıkların Yargıtayın bozma kararıyla ilgili beyanlarının alınmasıyla başladı. Beyanda bulunan Nazlı IIıcak Yargıtayın yeniden yargılama kararına uymanızı bekliyorum. 75 yaşındayım, derhal tahliyemi talep ediyorum dedi.
Yakup Şimşeki beyanda bulunurken Mahkeme Başkanı Şimşekin savunmasının Yargıtayın bozma kararı üzerine olmadığı gerekçesiyle uyardı. Şimşekin Sizi Allaha havale ediyorum sözleri üzerine ise Başkan Yakup Şimşeki salondan attı.
Ahmet Altan: Fikirleri yargılamaya uğraşıyorsunuzDaha sonra söz alan Ahmet Altan savunmasına Bu davanın başından beri bir imkansızı gerçekleştirmeye, fikirleri yargılamaya uğraşıyorsunuz diyerek başladı. Ahmet altan şöyle devam etti:
Bunu başarmak mümkün değildir. Fikirlerin sınırsızlığı yargının sınırlarının içine sığmaz çünkü. Yargının sınırları vardır ve o sınırlar sadece eylemleri yargılamaya imkân tanır. Fikirleri yargılamaya kalkışıp eylemle fikir arasındaki derin farklılığı yok farz ettiğinizde fikirleri sınırlı, yargıyı sınırsız hale getirirsiniz.
Fikirlere sınır çizip, yargının sınırlarını sildiğinizde, olması gerekeni tam tersine çevirdiğinizde adalete ulaşma ihtimali kalmaz. Bugün Türkiyede olduğu gibi yargı ve devlet çöker. Yargının sınırlarını hukuk belirler. Yargı bu sınırların dışına çıkıp fikirleri cezalandırmak istediğinde hukukla çatışır. Hukuksuz bir yargıyla karşılaşırız.
Yargının, varlık nedeni olan hukukla çatışması, kendi can damarlarını keserek intihar etmesi anlamına gelir. Üç yıldan beri ben karşımda intihar eden, kan revan içinde bir yargı görüyorum. Acıklı bir görüntü bu. Zaten bu görüntü yüzünden ben bütün bu süreç boyunca sübliminal mesaj, manevi cebir, soyut tehdit gibi hukukla ilgisiz tuhaf gerekçelerle karşılaşıyorum.
* Biz üç senedir bekliyoruz, sizin biraz sabırlı olmanızı bekliyorumMahkeme Başkanının savunmasını Yargıtayın bozma kararıyla sınırlı tutması konusunda uyarması üzerine, Ahmet Altan Biz üç senedir sabırla bekliyoruz, ben de sizin biraz sabırlı olmanızı bekliyorum dedi ve şöyle devam etti:
Biz savunmalarımızda sürekli olarak hukuku hatırlatarak yargının bu kanlı intiharını, bu acıklı sonunu engellemeye, onu kurtarmaya uğraşıyoruz. Eğer bu mahkeme bizim savunmalarımızı ciddiyetle dinleseydi AYMnin kararına uymamak gibi vahim bir hataya sürüklenmez, kendi varlık nedeniyle çatışmazdı.
Ahmet Altanın Geçen hafta AYMnin hakkında hak ihlali kararı verdiği Sırrı Süreyya Önder için aldığınız tahliye kararıyla 1.5 yıl önce yaptığınız vahim hatanın farkına vardığınızı görüyorum şeklinde konuşması üzerine Mahkeme Başkanı Altanı tekrar uyardı. Altan bunun üzerine savunmasını Bugün size tavsiyem hukuka uymanız, fikirleri yargılamaya kalkmamanızdır. Uyup uymamak sizin bileceğiniz iş diyerek tamamladı.
Mehmet Altan: Hayasız bir kampanyaya kasten hedef yapıldımAhmet Altanın savunmasının ardından davada tutuksuz yargılanan Mehmet Altanın beyanına geçildi.  Beyanına Yargıtay 16. Ceza Dairesi benim suçlanmamın ve hüküm giymemin yersizliğini ifade etti diyerek başlayan Mehmet Altan şöyle devam etti:
Yargıtay kararında benim bu zulme uğramam için delil yerine delilmiş gibi uydurulanları teker teker çürütüp delil niteliğini taşımadığını hükme bağladı. Yargıtay 16. Ceza Dairesi kararına Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı da itiraz etmemiştir. Karar oy birliğiyle alınmıştır.
Yargıtay ayrıca, benim için verilen iki kararı içtihat haline getirerek İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesinde görülen Cumhuriyet Davasının bozma gerekçesinde de kullanmıştır. Bir üst mahkemeye yaptığım itiraz bağlamında Anayasal suç işleyerek İstanbul 27. ACMnin de beni tahliye etmediğini anımsatmak isterim.
Kararımın içtihat olarak bu davada da kullanılmış olması bu açıdan da anlamlıdır. Bir ilk derece mahkemesinin heyeti, üstelik ACM heyeti, Yargıtay Ceza Genel Kurulundan da geçmiş bir içtihada nasıl yanlış anlam yükler? Hukuk bilgisi yetersiz olduğu için mi yanlışlık yapar, şahsen tanımadığı suçsuz insanlara görevli bir düşmanlık yapmak için mi?
Başlangıçta içinde soruşturma savcısının da yer aldığı hayasız bir kampanyaya kasten hedef yapıldım. Rezilliğin ve alçaklığın her türlüsünü gördüm, iğrenerek seyrettim.
* Bu düşmanlık kime ne kazandırdı?Deli saçması bir iddianamenin ciddiye alınması nedeniyle 21 ay hapis yattım. Dört kişinin anayasayı yok sayması nedeniyle zorla 5.5 ay fazladan hapiste tutuldum. Aylarca her hafta polise imza verdim. Halbuki AYM Genel Kurulu, AİHM bana ağırlaştırılmış müebbet verilen dosyanın son hali üzerinden gözaltına bile alınmayacağımı karara bağlamıştı. Şimdi soruyorum, suçsuzluğum daha ilk baştan belli iken bu düşmanlık kime ne kazandırdı, elinize ne geçti?
* Mahkeme Başkanı savunma konusunda uyardıMehmet Altanın beyanı sırasında Mahkeme Başkanı Altanı savunmasını konusunda uyarıda bulundu.
Bunun üzerine gözaltına yetmeyecek bomboş bir dosyayla ağırlaştırılmış müebbete mahkûm edildiğini belirten Mehmet Altan beyanını Heyetinize ve savcıya sormak istiyorum: Yargıladığınız gibi yargılanmak ister miydiniz? diye konuştu.
Mehmet Altan son söz olarak beraatine hükmeden Yargıtay kararına göre karar verilmesini ve yurt dışı yasağının kaldırılmasını talep etti.
Sanık savunmalarının ardından mahkeme avukatların Yargıtayın bozma kararıyla ilgili beyanlarını dinledi. Beyanların ardından mahkeme, savcının Yargıtayın bozma kararına uyulması ve tutuklulukların devamı yönündeki mütalaasını müzakere etmek üzere duruşmaya ara verdi.

Son güncelleme: 16:35 08.10.2019
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı