Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın 5 Ocak’ta yapacağı Paris ziyareti öncesinde Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’dan Türkiyedeki yönetim anlayışı ve AK Partiye yönelik ağır eleştiriler geldi.
Macronun açıklamasına basın özgürlüğü ve otoriter rejim iddiaları damgasını vurdu.
OTORİTER REJİMLERE ÖRNEK VERDİ
Yeni yıl nedeniyle basın mensuplarıyla bir araya gelen Macron, otoriter rejimlerin ortadan kaldırdığı ilk özgürlüğün basın özgürlüğü olduğunu buna karşılık sonuç almak amacıyla diyaloğun kesilmemesi gerektiğini belirterek Türkiye’yi örnek gösterdi.
TUTUKLU GAZETECİLER
Diyaloğa rağmen Türkiye’de çok sayıda gazetecinin tutuklu olduğunu vurgulayan Macron, konuyu Erdoğan ile görüşmesinde gündeme getireceğini söyledi.
AYNI DEĞERLERİ PAYLAŞMIYORUZ AMA ....
Fransa’nın basın özgürlüğü konusunda kendisiyle aynı değerleri paylaşmayan rejimlerle diyalog kurmayı reddetmemesi gerektiğine değinen Macron, “Basın özgürlüğü özel bir özgürlük değil. Özgürlüğün en yüksek ifadesi. Bunun için otoriter rejimlerin ortadan kaldırdığı ilk özgürlük oluyor. Bu kabul edilemez bir durum” dedi.
ERDOĞANLA GÖRÜŞTÜM
Mümkün olan her zaman tutuklu gazetecilerin serbest kalması için müdahale etmeleri gerektiğini söyleyen Macron, yakın geçmişte tutuklanan ve bir süre sonra serbest bırakılan Fransız gazetecileri hatırlattı.
Türkiye ile bu konuda iki sınama yaşadıklarının altını çizen Macron, “Cumhurbaşkanı Erdoğan ile derhal serbest bırakılmaları için doğrudan görüştüm” dedi.
DİYALOĞA RAĞMEN
Basın özgürlüğünün baskılandığı Avrupa ülkelerine Rusya ve Türkiye’yi örnek gösteren Macron, konuyu Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nde de dile getirdiğini hatırlattı.
Macron, diyaloğa rağmen Türkiye’de aralarında Avrupalı gazetecilerin de olduğu çok sayıda tutuklu gazeteci bulunduğunu söyledi.
GÖRÜŞMEMİZDE DE DİLE GETİRECEĞİM
Konuyu Erdoğan ile görüşmesinde de gündeme getireceğini ifade eden Macron Hürriyetten Güven Özalpin haberine göre “Türkiye ile görüşmelerde, görevlerini yapmaları engellenen tutuklu gazetecilerin durumuna atıf yapmayı sürdüreceğim. Bunu saygı içinde ancak değer ve çıkarlarımızı koruma kaygısıyla yapacağım.”aldırdığı ilk özgürlük oluyor. Bu kabul edilemez bir durum” dedi.
