• Turkhane Logo

Latin Amerika kökenli seçmenler neden Trump'a kaydı?

ABD seçimlerinde Latin Amerika kökenli seçmenler arasında ilk sandık çıkış anketlerine göre Donald Trump'a oy verenlerin arttığı görüldü.

17:40 05 Kasım 2020 Perşembe
Latin Amerika kökenli seçmenler neden Trump'a kaydı?
ABD seçimlerinde Latin Amerika kökenli seçmenler arasında ilk sandık çıkış anketlerine göre Donald Trump'a oy verenlerin arttığı görüldü.



Geleneksel olarak Demokrat Partiden yana oldukları düşünülen Latin seçmenlerin bu seçimlerde belirli eyaletlerde Cumhuriyetçi Partiden yana kullandıkları oylarını artırmaları ABDde de seçim sonrası en çok tartışılan konulardan biri oldu.
Henüz resmi sonuçlar açıklanmasa da her ne kadar ülke genelinde Latin Amerikalı seçmenlerin oyları ağırlıklı olarak Joe Bidendan ve Demokrat Partiden yana olsa da, Arizona, Florida ve Texas gibi Latinlerin yoğun olduğu eyaletlerde Donald Trump ve Cumhuriyetçi Partinin oylarının arttığı görüldü.
Oyların dağılımında ve Demokratlardan Cumhuriyetçilere kaymalarda Latin Amerikalı seçmenler arasındaki çeşitliliğin yeterince anlaşılmaması ve adayların bu toplumlara yeterince ilgi gösterip göstermemesinin etkili olduğu yorumları yapılıyor.
Donald Trump, Covid-19 salgınına rağmen Floridaya defalarca ziyarette bulunup seçim kampanyaları düzenledi.
Joe Biden ise Floridaya yalnızca seçimden 7 hafta önce Latin Amerikalıların bir etkinliğine katılmak için gitti.


Latinler Demokrat Parti için çantada keklik değilBazı yorumcular, Demokrat Partinin Floridayı ve eyaletteki Latin Amerikalıları garanti görme hatasına düştüğünü söylüyor.
NPR radyosuna konuşan Latin Amerikalı ABD vatandaşları birliği LULACın başkanı Domingo Garcia, Demokratlar Latinleri çantada keklik göremez. Bidenın hem Florida, hem de Texasta çok büyük bir fırsat kaçırdığını düşünüyorum. Latin toplumuna biraz daha yatırım yapsaydı, doğru mesajları verseydi... Miami-Dadede gördüğümüz sayılar, Bidenın Hillary Clintona kıyasla 250 bin daha az Latin Amerikalı oyu aldığı yönünde dedi.
Latin Amerika kökenli ABD vatandaşı seçmenler, ülkenin en genç ve en hızlı artan seçmen nüfusunu oluşturuyor.
Pew Araştırma Merkezi, 4 Kasım 2020 seçimlerinde Latin Amerika kökenli seçmenlerin sayısının 32 milyon olduğunu öngörmüştü. Bu da, ülkedeki toplam seçmenlerin %13,3üne denk geliyor. Latin Amerika kökenliler, artık ABDde siyahlardan daha kalabalık, ülkenin en büyük azınlık toplumu konumunda.
ABDnin seçim tarihine bakıldığında, Latin seçmenlerin hangi partiden yana oy kullandıkları, ülkede ne kadar uzun süre bulundukları, öncelikli sorunları, ne zaman göç ettikleri ve yeni kuşakların siyasete yaklaşımıyla değişim gösterebiliyor.
ABD dışında doğup sonradan vatandaşlığa geçenler arasında Demokrat Partiye oy verenlerin oranının, ABDde doğup en az üç kuşak ülkede yaşayan Latinlere kıyasla daha fazla olduğu anlaşılıyor.

Latin Amerikalılar arasındaki siyasi çeşitlilik
Ama en çok tartışılan konulardan biri de, Latin Amerikalı ABD vatandaşlarının tek bir seçmen grubu olarak görülmesinin yanıltıcı olduğu.
CBS Newsa konuşan Latin Amerika uzmanı Maria Elena Salinas, Latinler arasındaki çeşitliliğe dikkat çekti ve Seçmenler arasındaki çeşitlilik sadece coğrafi olarak nerede yaşadıkları veya geçmişleri ile sınırlı değil. Bu çeşitlilik onların dert edindikleri meselelerle ilgili. Mesela dinin ne kadar önemli olduğunu gördük. Birçoğu kürtaj karşıtı dedi.
Trumpın ve Cumhuriyetçi Partinin izlediği kürtaj karşıtı tavrın daha dindar olan Latin Amerikalılar arasında destek gördüğü, genç Latin Amerikalılar arasında ise tepki çektiği ifade ediliyor.
CBSe konuşan Virginia Üniversitesi Siyaset Bilimi Merkezi Direktörü Larry Sabato da Demokratların Latinler arasında avantajlı olmasına rağmen Floridadaki seçmen blokunu kaybetmelerinin çeşitliliği anlamamaktan kaynaklandığı görüşünde:
Bu seçimin sonuçlarından biri de Latin olmayanların, Hispanik seçmenlerin ne kadar çeşitli olduğunu anlamaları oldu. Kübalı Amerikalılar, Meksikalı Amerikalarla veya Venezuelalı Amerikalılar veya geri kalan Latinlerle eşit değil.
Sosyalizm korkusuBir diğer etken olarak da Latin Amerika ülkelerindeki siyasi deneyimlerin ABDde uzantılarını görme kaygısı gösteriliyor.
Her ne kadar Trump, Meksikadan ABDye kaçak giren Latin göçmenlere karşı bir tavır sergilese de, özellikle Floridadaki göçmenlerin dünya görüşlerinin, kimliklerinin daha farklı olması da bir etken olarak değerlendiriliyor.
Washington Post gazetesinden Eugene Scottun haberine göre Florida, ülkedeki Venezuela, Kolombiya ve Nikaragua kökenli nüfusun en yoğun yaşadığı eyalet.
Scott haberinde buna şöyle değiniyor:
Bu seçmenler genellikle siyasete, sosyalizm korkusu ve kaygılarıyla yaklaşıyor. Sosyalizmi, kendi ülkelerindeki kargaşanın sorumlusu olan bir ideoloji olarak görüyorlar. Trumpın, özellikle solun en popüler isimlerinden bazılarının bu siyasi ideolojiye yakın olmasından dolayı, Bidenı ve Demokrat Partiyi sosyalizmle bağdaştırması işine yaramış görünüyor.
Scotta göre siyah Amerikalar arasında Trumpın kişiliğine yönelik tepki ve öfke artarken, aynı etki Latin Amerikalı erkek seçmenler arasında yaygın değil.
Tarihsel olarak siyasi katılım eğilimlerinin güçlü olmadığını söylediği Latin Amerikalı erkek seçmenlerin sandığa gitmesinde Trumpın güçlü erkek lider figürü olarak kendini ortaya çıkarmasının da etkili olduğu yorumunu yapıyor Scott.
Trumpın sosyalizm kartına oynamasının etkili olduğunu yazan yorumculardan biri de Financial Times gazetesi yorum makaleleri editörü John Paul Rathbone.
Rathbone, gazetedeki yazısında Trumpın özellikle Floridada seçim kampanyalarında Latin Amerika ülkelerindeki siyasi durumu ön plana çıkardığına dikkat çekiyor:
Trump, Floridada Küba, Nikaragua ve Venezuelada diktatörlükten kaçanlara basit bir söylemle seslendi: Sözde sosyalist Castro-Chavismo tehdidi. Joe Bidenın başkan yardımcısıyken üstlendiği görevi hedef alan Trump, Bidenın Maduroyla görüştüğünü söylemesi yuhalamalarla karşılık buldu. Barack Obamanın da Castro rejimini zenginleştirerek Küba halkına ihanet ettiğini söyledi.
Trumpın mesajları, sosyal demokrat etiketini benimseyen Alexandria Ocasio Cortez gibi Demokratlarla zıtlık oluşturuyor. Ama duvarının iyi tarafında yeni hayatlar arayan sürgündekilerde karşılık buluyor.
Financial Timesa konuşan Florida Uluslararası Üniversitesinden öğretim görevlisi Michael Bustamante ise Trumpın kendisini Latin Amerikalılara kapitalist kurtuluş sağlayacak iş insanı olarak yanlış bir imajla tanıttığını söylüyor ve Biden kampanyasının ise sosyalizm tartışmalarına yeterince iyi bir yanıt veremediğini ifade ediyor.

Son güncelleme: 17:40 05.11.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı