• Turkhane Logo

Kürtçe ıslık çalan öğrencilere 27,5 yıl hapis cezası; darp eden polise takipsizlik

Dicle Üniversitesi'nde 20 Mart 2017'de Kürtçe ıslık çaldıkları gerekçesiyle polis bir grup öğrenciyi darp etti. Mahkeme, ıslık çalan öğrencilere 27,5 yıl hapis cezası ile yargılarken darp eden polislere ise 'takipsizlik' kararı verdi.

12:56 22 Şubat 2018 Perşembe
Kürtçe ıslık çalan öğrencilere 27,5 yıl hapis cezası; darp eden polise takipsizlik
Dicle Üniversitesi'nde 20 Mart 2017'de Kürtçe ıslık çaldıkları gerekçesiyle polis bir grup öğrenciyi darp etti. Mahkeme, ıslık çalan öğrencilere 27,5 yıl hapis cezası ile yargılarken darp eden polislere ise 'takipsizlik' kararı verdi.

Diyarbakırdaki Dicle Üniversitesinde Kürtçe ıslık çaldıkları için 27,5 yıla kadar cezayla yargılanan üniversite öğrencilerini darp eden polisler hakkında yapılan suç duyurusuna “takipsizlik” kararı verildi. Kararda, darp izi kabul edilse de bunların polis tarafından yapıldığının tespit edilemediği ileri sürüldü. 

Dicle Üniversitesi (DÜ) kampüsünde 20 Mart 2017 tarihinde Kürtçe ıslık çaldıkları gerekçesiyle darp edilerek gözaltına alınan öğrenciler Diyarbakır 10’uncu Ağır Ceza Mahkemesi’nde 27,5 yıla kadar hapisle yargılanırken, Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’nın, öğrencileri darp eden polisler hakkında “Kovuşturmaya yer olmadığına” dair karar verdiği ortaya çıktı.

Mezopotamya Ajansında yer alan habere göre, Kürtçe ıslık çalınmasından başlayan ve 10 öğrenci hakkında dava açılmasıyla başlayan dosyada bulunan öğrenciler, polis tarafından darp edildikleri ve hakarete maruz kaldıkları gerekçesiyle Diyarbakır Cumhuriyet Başsavcılığı’na suç duyurusunda bulundu.


Suç duyurusuyla ilgili soruşturmayı tamamlayan Başsavcılık, polislerin yetkilerini “orantılı” bir şekilde kullandıklarını iddia ederek kovuşturmaya yer olmadığına karar verdi. 

‘DARP İZİ VAR AMA...’

Başsavcılık kararda ayrıca öğrencilerin polislere karşı fiziki mukavemette bulunduğunu ve polislerin görevlerini yapmasına engel olduklarını ileri sürdü. Dosyada müşteki sanık sıfatıyla yer alan Ahmet Temur’un suç duyurusu dilekçesine verilen cevapta, Temur’un vücudunda oluşan morlukların adli raporla uyumlu olduğu belirtildi, ancak buna rağmen takipsizlik kararı verildi.

Savcının verdiği kararda şu ifadelere yer verildi: “Cumhuriyet Başsavcılığımızın talimatı üzerine gözaltına alma eylemleri sırasında oluştuğu anlaşılan, müştekinin adli raporu ile uyumlu darp izlerinin bulanmasının, müştekinin iddia ettiği şekilde görevli polis memurlarınca müştekiye karşı yaralama ve işkence suçlarının işlendiğine dair yeterli delile bağlı yeterli şüphe oluşturmayacağına kanaat getirilmiş olmakla...”

‘KANUNDAKİ TÜM SUÇLAR İDDİANAMEYE EKLENMİŞ’

Verilen takipsizlik kararını ve Kürtçe ıslık çalınmasının yargılanmasını değerlendiren Avukat Süleyman Şahin, “Savcı iddianameyi düzenlerken Terörle Mücadele Kanunu’nda bulunan tüm suçları iddianameye eklemiş. Bir eylemin propaganda sayılabilmesi için propagandaya muhatap kişilerin olması gerekir.

Görüntülerde açıkça görüldüğü gibi havuzun kenarında dolaşıyor ve dolaşırken ıslık çalıyor. Islığı bir tek polis kamerası görüyor. Bu ıslıktan ‘örgüt propagandası’ kanısına varılmış olması şaşırtıcı bir durum. Polislerin kendilerine mukavemet gösterildiğini iddia etmesi nedeniyle ‘milli’ duygularla iddianame hazırlandığını düşünüyoruz. Bu durumun hukuki bir zemini yoktur. Bu dosya Ağır Ceza’da yargılaması yapılacak bir dosya değil. Takipsizlik verilmesi gereken bir dosyaydı. Ancak şuan müvekkilim 30 yıla yakın bir cezayla yargılanıyor” dedi.


 

Son güncelleme: 12:56 22.02.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı