• Turkhane Logo

Kıyıya vuran insanlık

Fizik Öğretmeni Hüseyin Maden ve eşi anasınıfı öğretmeni Nur Maden ile 3 çocuğu geçen sene tam da bugün Yunanistan’ın Midilli Adası’na (Lesvos) geçerken tekneleri batmıştı. Günlerce haber alınamayan ailenin fertlerinden üçünün kısa aralıklarla Lesvos sahilinde cansız bedenlerine ulaşılmıştı.

18:34 06 Kasım 2018 Salı
Kıyıya vuran insanlık
Fizik Öğretmeni Hüseyin Maden ve eşi anasınıfı öğretmeni Nur Maden ile 3 çocuğu geçen sene tam da bugün Yunanistan’ın Midilli Adası’na (Lesvos) geçerken tekneleri batmıştı. Günlerce haber alınamayan ailenin fertlerinden üçünün kısa aralıklarla Lesvos sahilinde cansız bedenlerine ulaşılmıştı.

SEÇKİN ERGÜN - KANADA 
Cumhurbaşkanı Erdogan tarafindan “Allah’ın bir lutfu” olarak görülen şaibeli darbe girisimi, yüz binlerce gönüllüsü bulunan Hizmet Hareketi için zor günlerin başlangıcı olmuştu. Bankaya para yatırmak, sendikaya üye olmak, ögrencilere burs vermek, kermes düzenlemek suçtu artık. Fethullah Gülen’in kitaplarini okumak “terörist” damgası yemek için yeterli sebepti. Aylar öncesinden hazırlanan fişleme listeleri hemen devreye sokuldu. “Cadı avı” başlamıştı. İnsanlar kitlesel olarak işlerinden atılmaya, tutuklanmaya başlandılar... 
Fizik ögretmeni Hüseyin Maden ile ana sınıfı ögretmeni Nur Maden de bu kıyımda hedef olan isimlerdendi. Kastamonun’nun Daday ilçesinde yaşayan Maden çifti 29 Ekim 2016’da yayımlanan 675 sayılı Kanun Hukmunde Kararname ile ihraç edildiler. Basarıları nedeniyle ödüllendirilen Huseyin Maden ile önce Gazetecilik ardından da Anaokulu ögretmenliğinden mezun olan Nur Maden’in diplomaları da gecersizdi artık. Hiç bir yerde ögretmenlik yapamazlar, herhangi bir resmi işte calışamazlardı. Üstelik pasaportları iptal edilmiş ve yurt dışına cıkmaları yasaklanmıstı. Açılan soruşturma kapsamında mal varlıklarına da el konuldu. Çok geçmeden karı-koca gözaltına alındılar ve 15 gün gözaltında kaldılar. Ardından da adli kontrol şartı ile serbest bırakıldılar. Tutuksuz olarak yargılanacaklardı. 
Hüseyin Maden yaşadığı bu küçük yerde tüm ugraşlarına ragmen is bulamadi. Gittigi kapilar bir bir yuzune kapaniyordu. Is bulamayinca Nur Maden’in Samsun’un Bafra ilcesinde yasayan babasinin evine tasinmaya karar verdiler. Bir kac hafta icinde terk ettikleri evin polis tarafindan bu kez kapi kırılarak arandigini ogrendiler. Evden ayrilmamis olsalar mutemelen bu kez ikisi de tutuklanacaktı
“Teror orgutu uyesi olmak”la suclananiyorlardi. Hüseyin Maden 40 yasinda olmasina ragmen sağlık problemleriyle boğuşuyordu. Böbrek, karaciğer ve dalagindan ameliyat olmuştu. Cezaevi sartlarini kaldirabilecek bir bunyesi yoktu. Ustelik gozaltinda kaldigi 15 gunde kimbilir hangi iskencelere sahit olmustu. Huseyin Maden ve Nur Maden, cezaevine girerlerse cocuklarinin sahipsiz kalmasindan veya yetistirme yurduna verilmesinden endise ediyorlardi ki bu cok yaygin bir uygulama idi…Daha düne kadar iyi bır işlerı ve mutlu bır yaşantıları olan Maden ailesinin hayatları adeta alt üst olmuştu. Yaklaşık bir yıl boyunca öz vatanlarında bir kaçak gibi yaşadılar. Zorunlu haller dışında dışarı cikmıyorlardı. Masumiyetlerini en yakin akrabalarina bile anlatmakta zorlandılar.  Hüseyin Maden evine ekmek getirebilmek için Samsun organize sanayi bölgesinde sigortasız isci olarak calisti. Aylik kazanci olan 1000 lira ile ailesini geçindirmeye uğraşıyordu. Her gün Bafradan Samsuna gidiş gelişi, hakkında yakalama kararı çıktığı için sorun oluyordu. Bu nedenle bazi gunler işyerindeki kanapede sabahlıyordu. Olup bitenlere bir anlam veremeyen 3 masum cocugu teselli etmek ise anne Nur Maden’e dusuyordu. Devletin baskisi tüm Hizmet gönüllüleri üzerinde her geçen gün daha da agirlasiyordu. Ustelik iktidar partisinin tabani da cadi avina destek veriyor ve supheli gordukleri kisileri ihbar ediyorlardi. Aile Bafra’da yasarken Nur Madenin tutuksuz yargilandigi davada karar cikti. Nur Madene örgüt üyeliğinden 7.5 yıl ceza verildi. Maden ailesi bu kararin ardindan hayatlarini bu sekilde surduremeyeceklerini dusunup bir sekilde Turkiye’den kacmaya karar verdiler. Çaresizlik aynı yola başvuran binlerce insan gibi Hüseyin ögretmene de bilmedigi yollari ögretti, yapmayacagi seyleri yaptırdı. Çok sayıda insan kaçakçısıyla irtibata geçti. Ancak beş kişilik bir aile için kendisinden istenen 20 bin Euro’yu karşılayacak imkanı yoktu.  Bunun üzerine Huseyin Maden elinde kalan son parasının üstüne arkadaşlarından biraz borç alarak bin euroya eski bir bot satın aldı. Tekneyi satın aldığı insan kacakcilarindan aldığı kisitli bilgilerle cikacagi yolculugun, bir felaket ile sonuclanacagini bilemezdi. Ayni yoldan bir cok kisinin karsiya gecerek kurtuldugunu anlatan bir cok hikaye dinlemisti. Isler yolunda giderse aldigi tekneye ailesini de bindirerek bir gece vakti 11 km yol katedip Midilli Adası’na cikacak ve Yunanistan’a iltica edecekti… Yola cikmadan bir gece once bir arkadasina ugrayarak borç istedi. Iki dost sabaha kadar dertlestikten sonra birlikte sabah namazini kildilar. Huseyin Maden arkadasina ustündeki kot pantolonu ve gömleği toplam 10 liraya ikinci elden aldığını anlatmış ve “Hic gidesim yok ama başka çarem de yok. Tanıdık yok. Bir bilinmeze doğru gidiyoruz. Allah büyük” demisti. Huseyin Maden ve esi Nur Maden bir gece karanliginda Canakkale sahilinden Ege’ye acildilar. Cocuklari 13 yasindaki Nadire, 10 yasindaki Nur ve 7 yasindaki Feridun da yanlarindaydi. Kucuk bir canta ve Can yelekleri disinda hic bir sey almamislardi. Huseyin Maden o gece ailesinden birine gönderdiği mesajda “Işıkları gördük, adaya çıkıyoruz” yazmisti. O mesajdan sonra irtibat koptu… Bu mesajın üzerinden yaklaşık iki hafta geçmisti. Ne Huseyin Madenin ne de esi Nur Maden’in aileleri herhangi bir haber alamamisti. Herkes onlarin Yunanistan’da bir mülteci kampında olduklarina inanmak istiyordu ancak oyle olmadi. Sonunda aileleri yetkililere durumu bildirerek yardim istedi ve Yunan makamları da haberdar edildi. Yunan polisi 7 Kasım sabahı Midilli Adası’nın Lesvos Plajında kucuk bir kiz çocuk cesedi buldu. Üzerinde kırmızı ceket, kahverengi pantolon, botlar ve turuncu bir can yeleği vardı. İki gün sonra ise Lesvos açıklarında bir erkek çocuğunun cansız bedenine rastlandı. Mavi bir pantolon ve mavi ayakkabılar giyen çocuk cesedinden sonra bu kez de 11 Kasım’da 40’lı yaşlarda bir erkek cesedi bulundu. Yunan polisinin yaptigi arastırmalar sonucunda, cesetlerin Maden ailesine ait oldugu ortaya çıktı. İnsanlik bir kez daha Yunanistan’da kıyıya vurmuştu. 
2015 yılı eylül ayında Bodrum kıyılarında yüzüstü yatan cesediyle tüm dünyanın hafizasina kazinan 3 yasindaki Aylan bebek, Suriyede yasanan iç savaşın ve mülteci krizinin sembolu olmustu. Tum dunya gibi bu drama televizyon ekranlarindan sahitlik eden ve göz yaşı döken Maden ailesi, sadece iki yıl sonra Erdogan rejiminden kaçarken aynı akibeti yasayacaklarını tahmin bile edemezlerdi…

Son güncelleme: 18:34 06.11.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı