• Turkhane Logo

Kirayı ödeyemeyince 3 çocuklarıyla arabada yaşamaya başladılar..

Yaklaşık 2 ay önce 5 aylık kiralarını ödeyemedikleri gerekçesiyle evden çıkarılan Murat ve Ayla Atay çifti 3 çocuklarıyla birlikte arabada yaşamaya başladı.

16:40 19 Aralık 2017 Salı
Kirayı ödeyemeyince 3 çocuklarıyla arabada yaşamaya başladılar..
Yaklaşık 2 ay önce 5 aylık kiralarını ödeyemedikleri gerekçesiyle evden çıkarılan Murat ve Ayla Atay çifti 3 çocuklarıyla birlikte arabada yaşamaya başladı.

Murat ve Ayla Atay çifti, beş aylık kira borcunu ödeyemediği için üç çocuğuyla birlikte iki aydır sokakta yaşıyor. 

Beşiktaş Gültekin sokakta, eski kartal model bir arabanın içinde yaşayan Atay ailesi yardım bekliyor.

Murat Atay, on sekiz yıldır İstanbul Sultanbeyli’de yaşayan bir işçi. Hayatı boyunca sigortalı bir işte çalışamadı ama evine ekmek götürebilmek için ne iş olsa yaptı. Yani üçe beşe bakmadı.

İyi kötü geçinip gidiyordu, onun deyimiyle kimseye muhtaç değildi ve mutluydu.
Bundan iki yıl önce İstanbul Sultanbeyli’de nakliye işi yaparken Murat Atay’ın üzerine çelik kasa düştü. 

Acilen ameliyat gerekiyordu ama maddi imkansızlıklar nedeniyle ameliyat olamadı. Atay ailesinin düzeni o günden sonra bozuldu. Artık ağır işlere gidemediği için haliyle daha az kazanıyordu.

Aylık 500 TL kira, üç çocuğun bakımı ve evin geçimi derken yükü gitgide arttı. 
Önce faturalar birikti, sonra kira… En sonunda da beş aylık kirasını ödeyemedi ve evden çıkarıldı.

Onun hikayesini, yeni evim dediği Kartal model bir arabanın içinde dinledik. Beşiktaş’a akşam saatlerinde varıyoruz. 

Gültekin sokakta yaşadığını öğrendiğimiz aileyi önce mahalleliye soruyoruz ama kimsenin haberi yok! En iyisi esnafa sormak diyerek bir bakkala giriyoruz, bakkal el işaretiyle yakınımızdaki beyaz, eski bir arabayı gösteriyor.

Hızlı adımlarla yaklaşıyor ve ailenin yanına varıyoruz. Arabanın yanında bizi anne Ayla Atay ve iki buçuk yaşındaki Ela karşılıyordu. Ayla Atay’a diğer aile fertlerinin nerede olduğunu sorduğumuzda eşi Murat Atay iş aramaya çıktığını, diğer iki çocuğunun da gelen gidenden sıkıldığı için burada beklemediğini söylüyor.

Atay ailesinin iki aydır neler yaşadığını neden sokakta kaldıklarını Ayla Atay’dan dinlemeye başlıyoruz. Eşinin geçirdiği iş kazasından sonra hayatlarının değiştiğini söyleyen Ayla Atay yaşadıklarını şöyle dile getiriyor:

‘‘Geçim sıkıntısına rağmen mutlu bir hayatımız vardı, küçük kızım doğana kadar her işi yaptım tezgahtarlık, garsonluk… 

Ama onun doğumundan sonra işi bırakmak zorunda kaldım ve hemen sonrasında eşimin başına bu kaza geldi. 

Düzenimiz, hayatımız bir anda bozuldu. Eşim her işe gidemeyince faturalarımızı ödeyemez olduk, kimseden de bir şey isteyemiyorduk. İki yıl idare etmeye çalıştık kaymakamlık yardımlarıyla geçindik ama yetmedi. 

Son olarak kira borcumuzu ödeyemeyince evimizden olduk. Eşim daha önce Beşiktaş’ta yaşadığı için bir çevresi vardı. Gidecek bir yerimiz olmadığı için buraya geldik. 

Eşimin kardeşi bekar olduğu için bir süre beraber yaşamayı teklif ettik, ancak kabul etmedi. Bize kapıda beklettiği bu arabayı verdi. Araba bozuk olduğu için ısınma durumumuz yok. Bagaj kısmına yorganlarımızı serdik ve bir şekilde ısınmaya çalışıyoruz.

Özellikle geceleri çok soğuk oluyor, montlarımızı çıkarmıyoruz, zaten uyku da kalmadı. İki aydır bu arabada bu şekilde yaşıyoruz.’’

O hikayesini anlatmaya devam ederken araya girip, bir süre onları idare edebilecek akrabalarının olup olmadığını öğrenmek istiyorum. Ayla Atay başlıyor anlatmaya; 

‘’Biz ailelerimizin istemediği bir evlilik yaptık haliyle ikimizde ailelerimiz tarafından reddedildik.
Bu evliliğin istenmemesi benim Ordulu, eşimin de Karslı olmasıydı. Bizim oralarda Doğululara kız vermezler haliyle ben de kaçtım. Aradan on sekiz yıl geçti, üç çocuğumuz oldu ama hala ailelerimiz bizi ve bu evliliği kabul etmiyor.’’

Ayla Atay yaşadıkları bu sokakta eşinin akrabalarının da yaşadığını söyleyince çok şaşırıyorum. Onun da zoruna biraz bu gidiyor aslında. 

Evlerine almıyorlar ama belki yemek getiriyorlardır diye düşünürken, büyük bir kırgınlıkla Bir çorbalarını bile içmedik diye devam ediyor söze. 

Atay çifti ve çocukları iki aydır bir oto yıkamada yıkanıyor. Orada duş almak Ayla Atay için zor, mecbur kalmadıkça yıkanmıyor. 

Tuvalet ihtiyacını ise yakınındaki bir camide görüyorlar. Çevredeki esnaf onları artık tanıdığı için yeterli olmasa da bazı kolaylıklar sağlıyor. Yıkanma ve tuvalet ihtiyacını bu şekilde halletmeye çalışan Atay çifti yeme ihtiyacını ise esnafın karşıladığını belirtiyor.

‘‘Dün eşim burada bir evin bahçesini temizledi ve 40 TL aldı böyle küçük işlerle yemek işini de çözmeye çalışıyoruz, bazen esnaf çorba falan gönderiyor. Ama dün öğlen Beşiktaş Belediyesi ilk kez sıcak yemek gönderdi. Sanırım birileri durumumuzu fark etmeye başladı.
Açıkçası eşimle ben yemek yemeyi, üşümeyi unuttuk tek derdimiz çocuklarımız. Küçük kızım da artık durumun farkında gibi ‘’mama yok’’ deyip duruyor. Diğer iki çocuğum biz üzülmeyelim diye daha fazla gülüyorlar. Bunların farkında olmak acıtıyor.’’

Atay ailesi tüm bu sorunlarla boğuşurken, birkaç gün önce Çocuk Hizmetleri Genel Müdürlüğü’nden yetkililer misafirleri oluyor. Çocukların bu koşullarda yaşayamayacağını belirten yetkililer, çocuklarını aileden almak istiyor ancak aile bu karara direniyor ve çocuklarını vermiyor. 

‘‘Yan yana olmak bizi güçlendiriyor’’ diyen Anne Atay daha fazlasının olmasından korkar hale gelmiş, kafasında türlü senaryolar var. Çocuklarımı gerçekten benden alabilirler mi diye bize soruyor, kendince yanıtını da veriyor: Devlet bu isterse alır!

Atay ailesinin 16 yaşındaki en büyük oğlu dışarıdan lise okuyor, diğer 12 yaşındaki oğlu ise bu dönem altıncı sınıfa gidecekti ama gidemedi. 

İki hafta önce Beşiktaş Kılıç Ali Paşa Ortaokulu’na çocuğunu kayıt yaptırmak için giden aile eli boş dönmüş. Ailenin iddiasına göre okul yönetimi sorumluluk alamayız, ikametgahınız yok, misafir öğrenci kabul edemeyiz gibi sebeplerle aileyi geri çevirmiş. 

Konuyla ilgili okulun müdür yardımcısı Muhittin Erdoğan’a ulaştık. Müdür yardımcısı Erdoğan olaydan haberleri olmadığını ve böyle bir başvurunun gerçekleşmediğini söyledi. 

Böyle bir durumda yönetmeliğe uygun olan adımların atılacağını ancak ailenin kendilerine ulaşmadığını belirtti. Biz eğitimciyiz diyen Erdoğan, ‘‘Yönetmelik çerçevesinde gerekli işlemi yaparız, bizden bir sonuç alınamazsa da aileyi ilçe Milli Eğitim Müdürlüğü’ne göndeririz’’dedi. 

Müdür yardımcısına, peki aile yanınıza yeniden gelse çocuğun kaydı yapılabilir mi diye sorduğumuzda ‘’biz devlet memuruyuz, resmi olan neyse onu işletiriz’’ diye yanıt verdi.

Biz sohbete devam ederken mahalle muhtarı Yeşim Özer geliyor ailenin yanına. İki aydır bir çözüm aradıklarını, yetkililerle görüşmelerinin devam ettiğini söylüyor. 

Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı’ndan yetkililerin geldiğini ve aileye 2018 yılının Ocak ayının 15’i itibariyle yardım bağlayacaklarını ifade ediyor. Ancak öncesinde bir çözüm yok.

Yani aile bir ay daha sokakta kalacak.

Aile  için maksimum bin lira kirası olan bir ev de aranıyor. Mahalle muhtarına, iki aydır neden bir çözüm bulunamadığını ve bu ailenin geçici olarak bir yere yerleştirilmediğini soruyoruz. 
Dolu dolu cevaplar veremiyor, ısrarla Beşiktaş Belediyesi’nin çare aradığını vurguluyor.

Aslında soruna çözüm bulacak birileri var ama bir türlü o kişilere ulaşılamıyor.

Beşiktaş Belediyesi’nden konuyla ilgilenen Nusret Göcükbaşı’na ulaşıyoruz. Durumdan haberdarlar, biz sormadan o atılacak adımları sıralıyor:

‘‘Beşiktaş Belediyesi’ne bağlı olan Beltaş Vakfı’ndan aile için bir ev ayarlanacak ve içini döşeyeceğiz. Ancak kira yardımını maksimum altı ay karşılayabileceğiz. Biz kışı geçirmeleri için bir destekte bulunacağız. Ancak Belediye başkanımız da konuyla yakından ilgileniyor. Baba Murat Atay geçirdiği kaza nedeniyle ağır işlerde çalışamıyor ama şoförlüğü olduğunu öğrendik. Açık olması halinde belediyede bir iş ayarlanacak ama belediye olmasa bile kendisi için bir iş ayarlamaya çalışacağız. Ama iş konusunda söz veremiyoruz. Tabi önceliğimiz ailenin bir an önce bir eve yerleştirilmesi. Bunu yanı sıra kaymakamlıktan da destek almaları sağlanacak.’’

Sabahın erken saatlerinde iş arama giden baba Murat Atay akşam on gibi arabanın yanına geliyor. İki aydır her yere başvuru yapıyor, form dolduruyor. Şimdilik yaptığı başvurulardan olumlu dönüş olmamış. Eş, dostun kendisine verdiği sözler de tutulmamış.

Bir evden ziyade iş istediğini anlatan Murat Atay, yetkililerden kalıcı yardım bekliyor:

On sekiz yıldır kendi bileğimin gücü ile çalışarak aileme baktım yine aynı şeyi yapabilmek istiyorum. Geçirdiğim kaza nedeniyle ağır işler yapamıyorum ama şoförlüğüm var. O nedenle kimseden sadaka beklentimiz yok, düzenli çalışabileceğim bir iş istiyorum. Geçirdiğim kaza nedeniyle ağır işler yapamıyorum ama şoförlüğüm var.

(ahvalnews)

Son güncelleme: 16:40 19.12.2017
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı