• Turkhane Logo

Kılıçla hutbe, Atatürk’e lanet… Devrim is loading!

Ayasofya, 86 yıl sonra yeniden cami olarak ibadete açıldı. Yıllar sonra dün ilk kez kılınan cuma namazında izdiham yaşandı. Sarıklı cübbeli gruplar sokaklarda tekbirler eşliğinde yürüdü.

09:21 25 Temmuz 2020 Cumartesi
Kılıçla hutbe, Atatürk’e lanet… Devrim is loading!
Ayasofya, 86 yıl sonra yeniden cami olarak ibadete açıldı. Yıllar sonra dün ilk kez kılınan cuma namazında izdiham yaşandı. Sarıklı cübbeli gruplar sokaklarda tekbirler eşliğinde yürüdü.



KaranlıktakiAydınlıkten İlker Doğanın haberine göre Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi’nde, 86 yıl sonra ilk hutbeyi Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş okudu. Hutbeye kılıçla çıkan Erbaş’ın, “Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar.” sözleri dikkat çekti. Zira Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk’ün de imzasının bulunduğu 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştü. Ali Erbaş’ın Atatürk’e lanet okuması sosyal medyada büyük tepki çekti.

Aynı gün, sivil toplum kuruluşlarının Lozan’ın yıldönümünde Anıtkabir ziyaretleri ise dezenfeksiyon gerekçesiyle engellendi. Emniyet güçleri, vatandaşların Anıtkabir’e girişine engel oldu.


Çoklu baro düzenlemesi, bekci yasası, sosyal medya sansür teklifi ve Ayasofya kararı derken hızla demokrasi ve hukuktan uzaklaşarak tek adam rejimine evrilen Türkiye, aynı hızla İran olma yolunda ilerliyor. Tıpkı Humeyni gibi ‘demokrasi’ vaadiyle gelen ancak Anayasayı ayaklar altına alan, özgürlük alanlarını yok eden Erdoğan rejimi, kendi sembollerini inşaa ediyor.  ‘Nasıl olsa ekonomi kötü, eninde sonunda gidecekler’ diyen muhalefet ise bütün olan biteni film izler gibi izlemekle meşgul.

Türkiye için dün tarihi günlerden biriydi.  Ayasofya-i Kebir Cami-i Şerifi, 86 yıl sonra, Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş’ın kıldırdığı cuma namazıyla ibadete açıldı. Namaz öncesi caminin çevresinde geniş güvenlik önlemleri alındı. Bir çok yol araç trafiğine kapandı. Cum namazından önce ve sonra Sultanahmet Meydanı’nda cübbeli sarıklı grupların tekbirler getirerek yürüdükleri görüldü.

HUTBEYE KILIÇLA ÇIKTI

Diyanet İşleri Başkanı Ali Erbaş, hutbeye kılıçla çıktı. Mustafa Kemal Atatürk’ün de imzası bulunan, Ayasofya’nın müzeye dönüştürülmesine ilişkin 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararına tepkiliydi. Erbaş, “Fatih Sultan Mehmet Han burayı kıyamete kadar cami olarak kalması için vakfetmiştir. Vakfedileni çiğneyen lanete uğrar. Ayasofya’nın ibadete açılması tarihin müktesebatına gereği olarak mukaddes bir caminin asli vasfına dönüştürülmesidir.” ifadelerini kullandı. Ayasofya, Mustafa Kemal Atatürk’ün de imzasının bulunduğu 1934 tarihli Bakanlar Kurulu kararıyla müzeye dönüştürülmüştü. Ali Erbaş’ın Atatürk’e lanet okuması sosyal medyada büyük tepki çekti.

Camiden ayrılırken basın mensuplarının sorularını cevaplayan Erbaş’a, hutbeyi okumak için minbere kılıçla çıkması soruldu. Erbaş, “Fethin sembolü olan camilerde bu bir gelenektir. 481 yıl hiç kesintiye uğramadan kılıçla çıkılmıştır. Bu geleneği bundan sonra devam ettireceğiz inşallah.” diye konuştu.



ERDOĞAN: CAMİİ’YDİ, TEKRAR CAMİ OLDU

Cuma namazına katılan AKP’li Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, çıkışta gazetecilerin sorularını cevapladı. Erdoğan, “Camiydi, tekrar cami oldu. Şimdi ilanihaye inşallah cami olarak tüm inananlara hizmete devam eder.” diye konuştu.

ANITKABİR ZİYARETİNE YASAK

Ayasofya’nın ibadete açıldığı gün, Anıtkabir’de ise yasak vardı. Anıtkabir dün sabah 11.00 itibariyle koronavirüs tedbirleri kapsamında ilaçlanacağından dolayı girişlere kapatıldı. Anıtkabir önünde bekleyen sivil toplum örgütleri üyeleri yasak kararına tepki gösterdi. Vatandaşlar, “Lozan Antlaşmasının yıldönümünde böyle bir karar alması düşündürücü. Lozan Barış Antlaşması bu ülkenin tapusudur.” dedi.

TÜRKİYE İRAN MI OLUYOR?

Siyaset bilimcilere göre, özellikle son 5 yılda Türkiye demokrasiden, hukuktan, özgürlüklerden hızla uzaklaştı. AKP rejiminin yönettiği ülke, İran olma yolunda hızla ilerliyor. 1979 İran Devrimi’nin lideri Humeyni de insanlara demokrasi sözü vererek iktidara gelmişti. Demokrasi gelecek, kimse fikirleri ve siyasal görüşleri yüzünden tutuklanmayacaktı. İran’da işkence son bulacak, kadınlara eşit haklar verilecek, giyim serbest olacaktı. Ancak bunların hiç biri olmadığı gibi, yasaklar daha da arttı. İnsanlar ‘korku’ ile yönetildi ve yönetiliyor. AKP rejiminin yönettiği Türkiye, tıpkı 1979’da İran’ın yaşadığı süreci yaşıyor. Muhalefet ise olanı biteni izlemekle meşgul!

Son güncelleme: 09:21 25.07.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı