CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, üniversite yıllarında kendisini silah zoruyla kaçırıp darp eden Koçero lakaplı Muammer Sözügüzelle bir araya geldi.
Sözcü yazarı Saygı Öztürk, Kılıçdaroğlunun helalleşme adımlarından biri olarak aktardığı görüşmeyle ilgili Sözügüzelle konuştu.
Öztürkün yazısından ilgili bölüm şöyle:
CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlunun toplumun her kesimiyle Helalleşme çabası devam ederken, Belediye Şirketinde Genel Müdür Yardımcısı olarak görev Yapan Alpaslan Yılmaza, Koçero diye birisi vardı. Onu bulabilir misiniz? dedi. Ülkücü kökenli Alpaslan Yılmaz, Koçeroyu tanıyordu. Buldu. Kılıçdaroğlu seninle helalleşmek istiyor dediğinde, Koçero şaşırdı. Artık düşünceleri, dünyaya bakışı da değişmişti. O da, Barış, kardeşlik diyordu. Yanlarında meslektaşım Yavuz Selim Demirağ, Ankara Milletvekili Nihat Yeşil ile birlikte CHP Genel Merkezine gittiler.
Sonrasını Koçerodan dinliyorum:
Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesinde bizim arkadaşlara saldırı olmuştu. Onlara destek için Abdullah Çatlı, Mehmet Nacar ve bazı arkadaşlarla birlikte gittik. Sol grubun önde gelen isimlerinden birisi de Kemal Kılıçdaroğluydu. Bu kişiyi takibe aldık. Fakültenin önünden ayrılıp Ankara Radyosu ve Türk Hava Kurumunun olduğu tarafa doğru yürüyordu. Mehmet Nacarla birlikte yetiştik. Tabancamı belimden çıkarıp Kılıçdaroğlunun birden koluna girip böğrüne dayadım. ‘Sesini çıkartma ve bizimle gel dedim. Kendisi son derece soğuk kanlıydı. Sağcıların kontrolü altında olan Ticaret Turizm Okulunun bahçesine götürdük. Amacımız sorgulamak ve biraz bilgi almaktı.
Ancak Kılıçdaroğlu, pek bilgi vermiyordu. Bunun üzerine kendisini dövmeye başladık. Ben boks başta olmak üzere dövüş tekniklerini biliyordum. Kılıçdaroğlu, karşı koymadığı için ben birkaç sert vuruştan sonra bıraktım. Mehmet Nacar ama epey dövdü. Kılıçdaroğlunu götürmemiz, sorgulamamızı, dövmemiz yarım saat kadar sürdü. Sonra bıraktık.
Kılıçdaroğlu, Koçeroyu, Alpaslan Yılmaz, Yavuz Selim Demirağ ve Nihat Yeşili odasının kapısında karşıladı. Pandemi nedeniyle yumruklu olarak selamlaştılar. Kılıçdaroğlu, Koçero, yumruğun eskisi gibi sağlam dedi. Gülüştüler. Ziyaretçilere ne içecekleri sorulduğunda, Koçero da, Çay dedi. Buna Kılıçdaroğlu itiraz etti, Bu çok önemli bir buluşma. Kahvenin 40 yıl hatırı var. Kahve içelim diye itiraz etti. Kahveler içildi, hatıra fotoğrafları çekildi. Koçero bu unutulmaz ziyaretiyle ilgili olarak bana şunları söyledi:
Hepimiz birbirimize tanımadan kurşun sıkıyorduk. Birbirimize hakkımızı helal edelim. Kaynaşmayı, birleşmeyi yaşayabilmek için bu hareketi yaptık. Hoşgörülü olmak gerekiyor. Kılıçdaroğlu, kendisine tabanca dayamış, yumruk vurmuş birisi olmama rağmen bana çok candan davrandı. Keşke, üzücü olaylar yaşanmasaydı. Peygamberimiz de düşmanının yanına gidip, ‘Kimin dişini kırdımsa o da gelip benim dişimi kırsın. Kimi incittimse gelip beni incitsin demişti. Bu ziyaretten ben gerekli dersi aldım, torunlarıma da bunu anlatacağım. Büyük dostluklar, büyük kavgalarla başlar. Ben, kendimi Kılıçdaroğlunun dostu olarak görüyorum.