• Turkhane Logo

Karamollaoğlu aday açıklaması: Kılıçdaroğlu da olabilir ama çok iyi etüt edilmeli

Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu: Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu da olabilir ama çok iyi etüt edilmeli

12:34 25 Şubat 2022 Cuma
Karamollaoğlu aday açıklaması:  Kılıçdaroğlu da olabilir ama çok iyi etüt edilmeli
Saadet Partisi lideri Karamollaoğlu: Muhalefetin cumhurbaşkanı adayı Kılıçdaroğlu da olabilir ama çok iyi etüt edilmeli

Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, muhalefetin cumhurbaşkanı adayının seçilmesinde tereddüt edilmeyecek bir aday olması gerektiğini belirterek O aday Sayın Kılıçdaroğlu olursa, o da olur. Ama iyi araştırılması, iyi etüt edilmesi gerekir dedi. Karamollaoğlu, kendisinin de katıldığı 6 muhalefet liderinin 12 Şubatta gerçekleştirdikleri yuvarlak masa toplantısıyla ilgili MHP lideri Bahçelinin Masanın gizli ayağı HDP yönündeki açıklamalarına ise Bu doğrudan doğruya yalan sözleriyle tepki gösterdi.
CHP, İYİ Parti, Saadet Partisi, Gelecek Partisi, Demokrat Parti ve DEVA Partisi liderleri, pazartesi günü güçlendirilmiş parlamenter sistem çalışmasını geniş katılımlı bir toplantıyla kamuoyuna açıklayacak. Toplantının evsahiplerinden, Saadet Partisi Genel Başkanı Temel Karamollaoğlu, 6lı ittifaka dönüşmesi beklenen muhalefetin yol haritası ve güncel siyasi gelişmelere ilişkin BBC Türkçenin sorularını yanıtladı:
Herkesin hissiyatı olumluyduSiz Kasım ayında Cumhurbaşkanı Erdoğanı ziyaretinizde demiştiniz ki, Anlaşmamakta anlaştık. Ahlatlıbel toplantısındaki yuvarlak masadan kalkarken, hissiyatınız neydi?
Genelde herkesin hissiyatı olumluydu. Yani müsbet bir hava doğdu. Farklı fikirler kısmen gündeme getirildi ama biz hiçbir konunun detayına inmedik. Orada mesela Pazartesi günü yapacağımız toplantıdaki konuların hiçbirisine dokunmadık.
Peki o halde ne görüştünüz beş saat boyunca?
Ne yapacağız diye oturduk, konuştuk. Yemek yedik önce bir defa. Sonra da bu meselelere nasıl yaklaşalım meselesi daha çok gündeme geldi. İyi bir sohbet oldu doğrusu.
Genelde böyle bir birlikteliğe ihtiyaç olduğuna temas edildi. Hiçbir konunun üzerinde uzun uzun durulmadı. Sadece bu işin, bu çalışmaların devam etmesinde, bunun ileride somutlaşma aşamasına gelindiğinde detaydaki meselelerin de zaman içinde konuşulmasına karar verildi. Sürenin uzun olması, çok detaylı önemli konuların ayrı ayrı konuşulduğu manasına gelmiyor.
Bu yayımlanan metin ne ihtiva ediyorsa, aslında o konuşuldu sayılır. Metinde dikkat ederseniz herhangi bir detaya girilmedi.
İttifakın isminde değişiklik olmasını gerekli görmüyorumSayın Davutoğlu, ittifakın yeni bir isim altında, yeni bir mekanizmayla oluşturulmasını önermişti. Bu, toplantı masasında nasıl konuşuldu? Sizin bu konuda görüşünüz nedir?
Yani Sayın Davutoğlunun böyle bir fikri var. Bir değişiklik olur, topluma daha güzel bir mesaj verilir, diye. Tabii farklı kanaatte olanlar da var. İsim de aslında kapsayıcı. Aynı zamanda ideolojik olmayan bir isim. Bundan dolayı da değişiklik olmasını ben şahsen gerekli görmüyorum. Ama o da gündeme geldi. Bizim içimizde de bazı arkadaşlar, Bu ittifak içinde olmak ne kadar doğrudur, bu ittifaktan çıkılsa mı, yeni bir ittifak mı kurulsa, yeni bir perspektifle mi yaklaşılsa… Bunlar zikrediliyor. Ama neticede bir konu üzerinde ittifak edilecek ve bir konu üzerinde yürünecek.
Geçiş sürecinde atılacak adımlar gündeme gelecek
Size 5 benzemez hatta artık 6 benzemez diyenler var. İşte bir parti İstanbul Sözleşmesi geri gelecek diyor, siz farklı bakıyorsunuz, keza ekonomide farklı bakışlar var… 6 partili bir ittifak veya koalisyon iktidarında bu görüş ayrılıkları nasıl uyumlaştırılacak, endişesi yaratmaz mı seçmende?
Bir defa bu bir ittifak. Bugüne kadar ben şahsen bu işi sadece bir ittifak olarak görüyordum. Ancak ekonomide, dış politikada karşılaştığımız problemler o kadar büyüdü ki; geçiş döneminde atılması gereken birtakım adımlar var. Zaten bizim Pazartesi günü (28 Şubat) gündeme getireceğimiz konular o konular olacak.
Bizim temelde bu problemleri çözmek için atmamız icap eden adımlar ne olacak? Birbirimizle çelişmeden mesela ekonomi dedik. Bizim prensip olarak söylediğimiz şu; şu anda ekonomide üstesinden gelinemeyecek kadar büyük problemler ortaya çıktı. Bugüne kadar tatbik edilen yanlış politikalardan dolayı. Şu anda bizim üzerinde duyduğumuz konu kaynak temini. O halde israfı, yolsuzluğu, rüşveti bütünüyle ortadan kaldıracağız. İsraf dediğimiz zaman da lükse harcanan paradır, bir üretime katkı sağlayamayacak yatırımlar, bize göre hepsi israftır.
Bütün bu hedefleri planlamak için parlamenter sistem çalışmasında olduğu gibi ayrı ayrı ortak komisyonlar mı kurulacak, nasıl bir yöntem izleyeceksiniz?
Şu anda böyle bir düşünce yok. Ancak bu dediğiniz detaylar iktidar olmadan ortaya koymak çok zordur. Ana hatları belirlenir, iktidar olduğunuz zaman bu politikaları, verilere bakarak tam olarak belirlersiniz. Biz şu anda her veriye sahip değiliz.
İttifakın şartları oluşuyor
Siz daha önce, ittifakları seçim sürecine girildiğinde konuşuruz demiştiniz ama şimdi görüyorum ki ittifak fikrine yakın duruyorsunuz. Artık bu işbirliği, 6lı ittifaka gidiyor diyebilir miyiz?
Tabii, bunu şartlar oluşturuyor. Türkiyenin şartları artık eskisi gibi değil. Bizim geçmişte ittifakı yaparken de bir numaralı hedefimiz bu yanlış sistemi değiştirmekti. Yani bu başkanlık sistemi hesap vermeyen, layüsel [hesap vermeyen] bir sistemi içimize sindirmemiz mümkün değildir. Bunu yapacak olan da şu anda maalesef, muhalefet kalıyor. Maalesef diyorum, yani iktidar partisi bu noktada bir adım atacak olsa, onunla da oturup konuşulabilir. Ama ben Sayın Cumhurbaşkanı ile konuştuğum zaman böyle bir noktada kesinlikle düşüncelerinin olmadığına şahit oldum.
Onun için de mecburen ittifakları bu dönemde de bir koalisyon gibi görmememize rağmen, son iki, üç ayda ekonominin içine girdiği çıkmazı da gördüğümüzde, Bu iş sadece bu sistemi değiştirmekle çözülemez, o sistem değişirken atılacak ekonomik adımlarla ilgili de, dış politika ile ilgili de mutlaka birtakım prensiplerin belirlenmesine ihtiyaç var kanaati noktasına geldik. Onun için de bu biraz daha ileriye evrildi. Yani sadece bu sistemi değiştirecek bir ittifak değil, o kısa dönemde (geçiş dönemi) hiç olmazsa bizim ekonomiyi mutlaka sürüklendiği çukurdan çıkarmamız icap eder.
Seçilmesinde tereddüt edilmeyecek bir aday olmalı
6 parti olarak ısrarla, adaylık meselesinin görüşmediğinizi söylüyorsunuz. İsim olmasa da aday belirleme yöntemi hiç konuşulmadı mı? Ya da konuşulması gerekmiyor mu?
Konuşulmadı genelde. Ama cumhurbaşkanlığı adaylığı özellik arz eden bir konu, en önemli konu. Çünkü seçilecek cumhurbaşkanı parlamentoda çoğunluğu sağlamış olsanız bile tek başına çok geniş yetkilere sahip. O halde cumhurbaşkanı adayının seçilmesinde tereddüt olmayacak bir aday olması elzem. Bunun da kamuoyu yoklamaları ile belirlenmesi icap eder. Bu noktaya girilmedi. Her siyasi partinin genel başkanı da aday olabilir. Sayın Kılıçdaroğlu da olabilir. Ama bizim buradaki derdimiz, aramızdan birinin aday olmasından çok; biz bu seçimi kiminle şüphesiz alırız noktasında bir çalışmanın olmasında fayda olur.
Adaylık konusunda bizim çok titiz davranmamız gerekir. Elbette biz, kimsenin gönlünün kırılmasını arzu etmeyiz. Ancak böyle bir değerlendirmeye giderken, mutlaka seçimi alacak bir adayla hareket etmemiz icap eder kanaati ağır basıyor.
CHP Lideri Kemal Kılıçdaroğlu, 5 partinin lideri desteklerse aday olurum dedi. Sizce Kılıçdaroğlu, seçimi kazanacak aday mıdır, aday olursa destek verir misiniz?
Bu konuda şimdi bir yorum yapmak doğru olmaz benim yönümden. Yani Sayın Kılıçdaroğlunun böyle demesini de garipsemiyorum, doğru buluyorum. Aslında ana muhalefet partisi genel başkanı olarak böyle bir şeyi söylemesi, düşünmesi gayet makul. Ancak biraz önce de ifade ettiğim gibi, hakikaten tereddüt göstermeden bizim bu seçimi kazanacağımız bir adayı belirlememiz lazım. O aday Sayın Kılıçdaroğlu olursa o da olur. Ama iyi araştırılması, iyi etüt edilmesi gerekir.
Bahçeliye HDP gizli ayak tepkisi: Doğrudan doğruya yalan!
Yuvarlak masa toplantınızla ilgili MHP lideri Bahçeli, HDPyi gizli ayak olarak nitelendirdi. Ama öte yandan HDP ise biz yok sayıldık diye tepki gösterdi. Nasıl yorumluyorsunuz bu tepkileri?
Biz bu konuda HDPyi yok sayamayız. Ancak ille de Millet İttifakı içinde olması icap eder diye bir kural da yok. Bunu dışlanmışlık olarak da görmemek lazım.
Ama ben Sayın Bahçelinin yaklaşımını üzülerek takip ediyorum. Bir partinin genel başkanı, ayağı yere basmadan bu tip değerlendirmeler bana avantaj sağlar diye bir yorum içine girmemeli. Böyle şey mi olur? HDP orada olmayacak, gündeme gelmeyecek ama siz diyeceksiniz ki orta direkte bu var... Bu doğrudan doğruya yalan. Bunu söylemek, yalan söylemek. Şunun farkında değiller, yalan söylemek siyasetçinin itibarını ortadan kaldırır.
Başörtüsü konusunu, hukuki güvence altına almak mümkünBaş örtüsü gibi kimi dini hassasiyetlere ilişkin konularda muhafazakar seçmende, AKP giderse kazanımlarımızı kaybeder miyiz endişesi dile getiriliyor. Muhalefet ittifakı olarak bu kaygıları giderecek ne gibi adımlar atacaksınız?
Biz bu taahhüdü vermek mecburiyetindeyiz. Biz bugüne kadar inançlı kesimin kazanımlarının kaybedilmesine kesinlikle rıza göstermeyiz. Yani baş örtüsü bundan sonra bir problem olarak ortaya çıkmaz. Hatta bunu hukuki teminat altına almak bile mümkün. Biz buradan taviz vererek bir birlikteliğin içinde olamayız. Millet İttifakında buna karşı çıkacak hiçbir partinin olmadığını da görüyorum.
Herkes kendi adı, amblemiyle seçime girerGeçen seçimde partinizin adayları CHP, Demokrat Parti adayları da İYİ Parti listesinden seçime girmişti. Önümüzdeki seçimde de böyle bir yöntem benimsenir mi?
Yok, herkes kendi adı, amblemiyle girer. İttifak dediğimiz bugünkü seçim kanununda tarif edilen şekil, ittifakın içinde olursanız, kendi ambleminizle giriyorsunuz. Belirlenen bir nispetin altında oy aldığınız zaman bile bir, iki ilden milletvekili çıkarabiliyorsunuz, baraja takılmıyorsunuz. Ama şu anda partiler kısmen bir araya gelip tek amblem altına gelip seçime girer mi? Bu da bir yoldur ama ben Millet İttifakının böyle bir şekilde bir araya gelip de, bir liste oluşturacaklarını şu anda tahmin etmiyorum.
28 Şubat zikredilince herkes bir an durduParlamenter sistem açıklamasının yapılacağı toplantının 28 Şubatta yapılması da çok tartışılıyor. İktidar kanadı, bu tarihi manidar buldu Hakikaten manidar bir tercih mi yapıldı?
Aslında tam bir tesadüf oldu. Hatta 28 Şubat tarihi zikredilince, ister istemez herkes şöyle bir durdu. Yani niye 28? Biz bunu 28inde değil de 7sinde (Mart) yapsak… Bu da düşünüldü. Ama sadece 28 olduğu için bunu 7sine tehir etmenin pek de önemli olmadığını, hatta bizim yönümüzden, 28 Şubat dayatmasına karşı bir tavır olduğunu söylemek bile mümkün. Biz onun bir tavır olarak algılanmasının daha doğru olduğunu düşündük, 28 Şubat olsun dedik.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 6 parti içinden birisiyle ittifak yapabilir misiniz? sorusuna Haşa. Tabanımız kabul etmez yanıtı verdi. Oysa geçmişte Oğuzhan Asiltürkle ittifak görüşmelerini yürüttüğünü biliyoruz… Artık umudu kesti mi sizden?
Sayın Erdoğanın böyle bir tavır sergilemesini mantıklı buluyorum. Yani biz zaten güçlüyüz, kimseye de itibar etmeyiz, Sayın Bahçeli ile seçime gireriz Bu havayı topluma yayacak ki toplumda kendisinin zayıfladığı kanaati doğmasın. Şu anda ben Tayyip Beyin yani Cumhur İttifakının kazanma ihtimalini görmüyorum diyebilirim, veya çok zayıf bir ihtimal olarak görüyorum. Zaten MHP oyları büyük ölçüde erimiş görünüyor. AK Partiden de kopanlar artık çok açık; başbakanlık, bakanlık yapan insanlar artık bu partiyi terk ettiler.
İnsanlar fikirlerini beyan ederken endişe ediyor. Onun için de kendi fikirlerini açıkça dile getirenler bile yüzde 30lara indiyse, seçimde çok daha büyük bir yenilgiyle AK Partinin çıkma ihtimali var.
Nereye gidiyor AKPnin kaybettiği seçmen, size geliyor mu?
Bu seçmen bize gelebilir, ama mütereddit. AK Partiden kopan arkadaşlara da bu seçmen şimdilik tam olarak güvenemiyor. Seçimde başarılı olup olamayacaklarından dolayı. O noktada da yine her şeye rağmen, en iddialı, en güçlü parti Saadet Partisidir. Biz onlardan ciddi bir destek gelir diye ümit ediyoruz. Elbette bir kısmı da gerek Gelecek, gerek DEVA Partisine temayül gösterebilirler.
Asiltürkün, partinizin büyüyemediğine dair eleştirileri vardı, hatta kongre resti de çekmişti ama ömrü vefa etmedi. Siz partinizin neden büyüyemediği konusunda özeleştiri yapıyor musunuz?
Saadet Partisinin bugüne kadar seçmen nezdinde fazla itibar görmemesinin temel sebebi, toplumda oluşturulan yanlış olgudur. AK Partiyi sanki, -her ne kadar milli görüş gömleğini çıkardım, dese de- Milli Görüşün devamı gibi algılamasıdır. Erbakan Hoca hayattayken ilk seçimlerde biz yüzde 2,5 aldık. Bizim seçmenimiz olduğu gibi AK Partiye gitti. Ondan sonraki seçimlerde de birtakım kazanımlar olunca, İmam Hatip okulları, başörtüsü gibi; o devam etti.
İktidara kim destek veriyor dersek, birincisi bankada 1 milyonu bulunanlar. Ben bunların 3-5 milyon arasında oyunun olduğu kanatindeyim. İkincisi sosyal yardım alanlar. Bu 2,5 milyon civarında aileydi, bu şimdi belki 4 milyona çıktı diyorlar. Tam olarak ölçememekle birlikte burada yaklaşık olarak 8-9 milyonla 13-14 milyon arasında oy var. Bu insanları bizim iktidara geldiğimizde yardımlarınız kesilmeyecek diye ikna etmemiz lazım. Üçüncüsü de belli bir kesim var, bunlar ağırlıklı olarak cami cemaati olarak görünebilir. Ama onlar da biz kazanımlarımızı kaybederiz endişesini taşıyan gruplar. Biz aradaki tereddütlü 15 milyon seçmeni ikna edebilirsek mesafe katederiz.
Yüzde kaç oy bekliyorsunuz önümüzdeki seçimde?
Bizim muhatabımız seçmenin yüzde 100üdür. Onlardan ne kadar çıkar bir tahminde bulunmayı doğru bulmuyorum. Ama biz ciddi bir patlama yapacağımız ümidini taşıyoruz.
Ekonomik krize karşı iktidar yeni birtakım enstümanları devreye soktu ve beş, altı ay sonra sonucunu alırız diyor. Siz bir erken seçim bekliyor musunuz?
Ben pek erken bir seçim beklemiyorum. Olağanüstü bir durum meydana gelir de Tayyip Bey, Bu iş gidiyor, onun için bir an önce mevcudu koruyalım diye bir havaya girerse ayrı. Ancak kendileri seçim kanununda da birtakım değişiklik yapmak istiyor. Bu değişiklikleri Mart ayı içinde bitirmek istiyorlar. O değişikliklerin seçimde uygulanabilmesi için 12 ay geçmesi lazım. O da 2023 demektir.

İsraille ilişkiler: Tavır koyarızİktidarın İsrail ile ilişkilerine en sert tepkiyi siz koyuyorsunuz. İttifak ortaklarınızla iktidara gelirseniz, İsrail ile ilişki kurmayacak mısınız veya kurulursa tutumunuz ne olacak?
Biz bir tavır koyarız. İsrail ile olan münasebetlere biz yumuşak yaklaşamayız. Yaptıkları zulüm arşa çıktı. Biz zulmün karşısındayız. Bunu terennüm ederiz, dile getiririz, ayağını denk alacaksın, deriz. Dış politikada da, bir ülkenin menfaati benim menfaatimle çelişiyorsa, hukuka bakarız, yine uluslararası hukukta da varsa bir hakkı, tamam oturup konuşalım. Yoksa biz onun zulmüne rıza gösteremeyiz. Bizim burada hiç şakamız yok.
Türkiye itidalli davranmalıRusya-Ukrayna savaşı Türkiyeyi nasıl etkileyebilir, sizce Türkiye nasıl bir politika izlemeli?
Rusyanın Ukraynanın toprak bütünlüğüne müdahalesini doğru bulmuyoruz. Biz buna rıza gösteremeyiz. Rusya ile de aramızın bozulmasını arzu etmeyiz, ama buralarda çatışma ortamının doğmasını da arzu etmeyiz. Bu noktalarda bizim çok itidalli davranmamız icap eder, çünkü zor bir iş.

Son güncelleme: 12:34 25.02.2022
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı