15 Temmuz’dan sonra 130 bine yakın insan, Tayyip Erdoğan imzalı KHK’lar ile savunmaları bile alınmadan görevlerinden ihraç edildi. KHK’lılar arasında yargılanıp beraat edenler olsa da on binlercesi görevine iade edilmedi.
Sosyal ölüme terk edilen KHK’lılardan 100’ü intihar ederek yaşamına son verdi.
KHK’lılar Türkiye’de iş sahibi olamama, tedavi için bil e olsa yurtdışı seyahati yapamama, devlet dairesinde çalışamama, devletle bir şekilde ilişkisi olan özel şirketlerde çalışamama, keyfi bir şekilde emeklilik engellemesi, özel fonlarda biriken parayı çekmeme, kredi kullanmama, banka hesabı açamama gibi engellemelerle karşı karşıya.
ÜLKELERİNİ TERK ETTİLER
Bu yüzden on binlerce KHK’lı, daha insani bir yaşam umuduyla yasa dışı yollardan yurtdışına çıkarak doğduğu topraklardan koparıldı.
Ülke içerisinde kalanlara ise baskı devam ediyor. Bu baskılardan sadece KHK’lılar değil aileleri de nasibi alıyor. Mağdurların sayısı milyonlarla ifade edilirken, KHK’lı ailelerin çocukların intiharı da yürekleri burktu.
Yaklaşık 6 yıldır süren zulüm, mağdurları devlete küsme noktasına getirdi.
Cezaevinde yakalandığı kanser hastalığı nedeniyle hayatını kaybeden Prof. Dr. Haluk Savaş’ın eşi Doç. Dr. Esen Savaş, sosyal medyadan yaptığı paylaşımla kırgınlığını anlattı.
İÇİMDEN GELMİYOR
Devletin kanser ilaçlarının parasını dahi ödemediğini söyleye Savaş, “Bugün iade olsam aynı gün istifa ederim. Ahde vefası olmayan, ben haksız yere atıldığım gün sesi çıkmayan hiç kimseye şifa dağıtmak içimden gelmiyor… Yapan kadar susan da suçludur…” dedi.
Bugün iade olsam aynı gün istifa ederim. Ahde vefası olmayan, ben haksız yere atıldığım gün sesi çıkmayan hiç kimseye şifa dağıtmak içimden gelmiyor…
Yapan kadar susan da suçludur…
— Doç. Dr. Esen Savaş (@DoktorEsenSavas) March 28, 2022
