• Turkhane Logo

Kahramanmaraş'taki depremler dünya haritasını nasıl değiştirdi?

Uydular Türkiye'de meydana gelen depremlerin coğrafi etkisini modellemeye yardımcı oluyor, ancak gelecekteki depremleri tahmin edebilecekler mi?

10:11 20 Şubat 2023 Pazartesi
Kahramanmaraş'taki depremler dünya haritasını nasıl değiştirdi?
Uydular Türkiye'de meydana gelen depremlerin coğrafi etkisini modellemeye yardımcı oluyor, ancak gelecekteki depremleri tahmin edebilecekler mi?

Bilim insanları Türkiye ve Suriyeyi vuran Kahramanmaraş merkezli depremlerin Doğu Anadolu Fay hattını çevreleyen bölgede araziyi ne ölçüde yeniden şekillendirdiğini tespit etmeye çalışıyor.

6 Şubatta meydana gelen on binlerce kişinin ölümüne ve yüzbinlerce kişinin yerinden olmasına neden olan depremlerin yol açtığı toprak kaymaları, tüm yamaçları yeniden şekillendirerek, arazinin yüksek miktarda kil içerdiği istikrarsız bölgelerde yolları ve dağ geçitlerini kapattı.

Alman Yerbilimleri Araştırma Merkezinden sismolog Patricia Martinez-Garzon DWye yaptığı açıklamada, Depremler aynı zamanda yeraltındaki su rezervlerinin kaybolmasına neden olabilir ki bu da üstteki araziyi etkileyebilir. Bunlar kuyuların ve su altyapısının içine girdiği rezervlerdir diyor ve ekliyor, Türkiye ve Suriyede bunun olup olmadığını henüz bilmiyoruz, ancak bu olası bir etki.

Depremlerin anatomisi
Martinez-Garzon, depremin Anadolu ve Arap tektonik yer kabuğu plakaları arasında onlarca yıl süren yavaş yanal hareketin (yılda yaklaşık 1,5 santimetre) bir sonucu olduğunu ve fay boyunca gerilimin artmasına yol açtığını söylüyor. Sonunda sürtünme o kadar arttı ki plakalardan biri diğerinin yanından kayarak 6 Şubattaki depreme neden oldu.

Alman yer bilimleri uzmanı, depremi Zamanla - yıllar, on yıllar veya yüzyıllar - sürtünme artık gerilimi sürdüremedi ve iki plaka birbirinin yanından geçti sözleriyle açıklıyor.

Bu, aslında olayın basit bir açıklaması. Yanal hareket zeminde 7,7 büyüklüğünde muazzam bir deprem olarak yaşandı ve bunu 7,6 büyüklüğünde ikinci bir deprem izledi. Her ikisi de yaklaşık 250 kilometre uzunluğunda olan depremler yer kabuğunu yaklaşık 20 kilometre derinliğe kadar kırdı. Çatlakların toprağı birkaç metre kaydırdığı demiryolları ve yolların fotoğrafları bu etkiyi açıkça gösteriyor.

Uydu görüntüleri deprem bölgesini haritalandırıyor
Uydu görüntüleri, coğrafi değişimi uzaydan gözlemlemenin bir yolunu sunarak Nuno Miranda gibi araştırmacılara depremlerin yol açtığı topografik hasarı kuş bakışı görme imkânı sağlıyor.
Miranda, Avrupa Komisyonunun Dünya Gözlem ve İzleme Programı Copernicusun bir parçası olarak işletilen bir uydu takımı olan Sentinel-1in misyon yöneticisi.

DWye konuşan Miranda, Bölgenin ayrıntılı haritasını çıkarıyoruz, yani her üç günde bir bölgenin yüksek çözünürlüklü (bir santimetreye kadar) haritasını çıkarıyoruz diyor. Miranda ekibinin bu haritaları oluşturmak için radar ve optik görüntüler gibi çeşitli teknikler kullandığını anlatıyor.

Uydu görüntülerinin iki ana kullanımı var. Birincisi ve en önemlisi, kurtarma operasyonları ve sahadaki lojistik için son derece ayrıntılı ve güncel bilgiler sağlıyor. İkincisi, bilim insanlarının yaşananların fiziğini anlamalarına yardımcı oluyor.

Arazi bazı yerlerde altı metre yer değiştirdi
Mirandanın uyduları felaketin çarpıcı görüntülerini yakalıyor. Ancak bu görüntülerde insanların çektiği acılara dair en ufak bir iz bile yok. Bunun yerine zarif bir şekilde yer değiştiren bir manzarayı gösteriyorlar.

İlk olarak 6 Şubatta meydana gelen deprem, Doğu Anadolu Fay Hattı boyunca sol-yanal bir kayma hareketi yaratarak zemini kabaca doğudan batıya doğru kaydırdı.



Yukarıdaki görüntüde kırmızı bölgeler, karanın bazı bölgelerde doğuya doğru üç metreye kadar kaydığı yerleri gösteriyor. Mavi bölgeler batıya doğru üç metreye kadar kaydı ki, bu da zeminin bazı bölgelerde altı metre kaydığı anlamına geliyor.
Bu gerçekten çok büyük, muazzam diyen Miranda, bilim insanlarının şimdi bu bilgileri fayların modellerini oluşturmak ve yeryüzünün derinliklerinde neler olduğunu daha iyi anlamak için kullandıklarını sözlerine ekliyor.

Miranda, Bu hem krizi yönetmek hem de genel olarak depremleri daha iyi anlamak için önemli. Ancak bu zaman alacak şeklinde konuşuyor.

Depremleri tahmin etmek imkansız
Bazı ülkelerde deprem erken uyarı sistemleri mevcut. Bu sistemler bir depremin yaydığı birincil dalgaları tespit ederek insanları daha büyük bir sarsıntının yaklaşmakta olduğu konusunda uyarıyor.

Ancak bu sistemler size sadece saniyeler veriyor. Bu da bir treni durdurmak ya da elektriği kesmek için yeterli bir süre, o kadar. Peki uzun vadeli tahminlere gelince? Bu soruya İmkansız şeklinde yanıt veren Miranda, şöyle devam ediyor:

Son derece açık olan şey, depremleri tahmin etmek için hiçbir aracımız yok. Bu, birkaç gün içinde bir dereceye kadar tahmin edilebilen volkanlardan tamamen farklı.

Deprem Suriyenin kuzeyini de vurdu, bir barajın yıkılmasıyla İdlibde bir köy sular altında kaldıFotoğraf: Ghaith Alsayed/AP/picture alliance
Şu anda bile, artçı depremler bölgeyi sarsarken, bilim insanları bölgenin sismik yapısının istikrarsız olduğunu biliyor, ancak daha büyük bir sarsıntının nerede ve ne zaman meydana geleceğini tahmin etmenin bir yolu yok.

Deniz seviyesindeki değişikliklerin depremle bağlantısı
Martinez-Garzon deprem tahmininin imkansız olduğu konusunda o kadar kötümser değil. Geophysical Research Letters dergisinde 17 Ocakta yayınlanan son makalesi, yakınlardaki deniz seviyesi değişiklikleri ile deprem oranları arasında bir bağlantı olduğunu öne sürüyor.
Araştırmalarını Kuzey Anadolu Fay Hattı boyunca Türkiyenin kuzeybatısında yapan Martinez-Garzon, çalışmalarına dair şu bilgileri veriyor:

Çok detaylı sismisite katalogları oluşturduk. Deniz seviyesinin yükseldiği dönemlerde, özellikle de deniz seviyesi farklarının bir metreye kadar çıktığı kış ve yaz aylarında sismisitenin arttığını gördük.

Deniz seviyesindeki değişikliklerin belirli bir bölgedeki genel sismisitenin bir göstergesi olabileceği fikrinde olan Martinez-Garzona göre deniz seviyesi ne kadar yüksekse, büyük bir sismik olayın meydana gelme olasılığı da o kadar yüksek.

Martinez-Garzonun bulgularının, farklı bir bölgede farklı bir fay boyunca meydana gelen Türkiye-Suriye sınırındaki son depreme uygulanıp uygulanamayacağı belli değil. Ancak gelecekteki depremlerin potansiyel erken tespiti açısından ilginç olabilirler.

Son güncelleme: 10:11 20.02.2023
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı