MHP’nin kurucusu Alparslan Türkeşin oğlu ve AKP Milletvekili Tuğrul Türkeş Osman Kavalanın durumu, laboratuvar gibidir. Altını kırmızıyla çizmek gerekir. Osman Kavala, casusluktan hüküm giymedi. Bu suçlamada delil bulunamadı, adam beraat etti. Gezi Parkıyla ilgili davadan yargılandı. Ama 7 yıl süren bir yargılama mı olur? diyerek Gezi davası tutsağı Kavala’yı ziyaret edeceğini açıklamıştı.
Gerçek Gündemde yer alan habere göre Türkeş ayrıca, Bana öğretilen milliyetçilik bu. Ben hayatının 7 yılını, ömrünün 10da 1ini cezaevinde geçirmiş bir babanın çocuğuyum ifadelerini kullanmıştı. İYİ Partili Ayyüce Türkeş, ağabeyinin bu sözlerini hedef aldı. Ayyüce Türkeş, Herkes haddini ve yerini bilecek” dedi.
Kardeş Türkeş’in sözleri şöyle:
“Başbuğ Alparslan Türkeş, ömrünü Türk Milleti’ne Türk Devleti’ne adamış; ameli ile adını altın harflerle tarihe yazdırmış büyük bir devlet adamıdır. Vefatının üzerinden 27 yıl geçmiş olmasına rağmen sırf O’nun bıraktığı miras ile ama maalesef. O’nu anlamadan; temsil edemeden Türk siyasetinde yer edinenler artık BAŞBUĞ’un ruhunu rahat bırakın… Her türlü siyasetinizi, pazarlığınızı kendi adınıza yapın… Başbuğ Türkeş, eline kan bulaşanların/ruhunda hainlik ve bölücülük olanların ağzının sakızı değildir. BAŞBUĞ TÜRKEŞ’ten öğrenilen ‘Milliyetçilik’ de ne oturduğun koltuğun gücü ile sağa sola X hesabından saldırarak yapılır ne de siyasi pazarlıkların piyonu olarak yapılır.
‘TÜRKEŞ İLE KAVALA’YI AYNI KEFEYE KOYMAK KİMSENİN HADDİNE DEĞİLDİR’
Hele hele ömrünün bir saniyesi bile hapishane de geçmemesi gereken Başbuğ Türkeş ile Osman Kavala’yı aynı kefeye koymak kimsenin haddine değildir. Herkes haddini ve yerini bilecek…Ayrıca, Başbuğ Türkeş’in hatırlarını merak edenler; Başbuğ’un kendi anlatıp yazdırdığı Şahinler’in Dansı’nı okuyabilir. Başbuğ TÜRKEŞ, oğlunun düğününü hapiste olduğu için değil; oğlu babası hapisteyken düğün yaptığı için görememiştir. Şunu da vurgulamak isterim ki Başbuğ Türkeş kendi evladı dahil hiç kimseye bedel ödetmemiştir; her türlü bedeli kendi ödemiş ve arkasında çok büyük gurur verici bir manevi miras bırakmıştır. Bedel ödediği olarak söylediğiniz şeylere de kendi hiçbir zaman bedel ödemek olarak bakmamış ve bir gün bile şikayet etmemiştir. Yaşadığı her şeyi büyük Türk Milleti’ne hizmet olarak gördü o yüzden hiç yılmadı/yıkılmadı. Büyük Türk Milleti’nin gönlüne girerek ölümsüzlüğü kazandı. Ruhu şad mekanı cennet olsun…”