• Turkhane Logo

İstanbul'daki IŞİD hücrelerinde Horasan Grubu bağlantıları

Uzun süredir Türkiye içinde veya Türkiye'ye yönelik sınır dışında eylem gerçekleştirmeyen IŞİD, sessizliğini Sarıyer'deki kilise eylemi ile bozdu.

10:40 02 Şubat 2024 Cuma
İstanbul'daki IŞİD hücrelerinde Horasan Grubu bağlantıları
Uzun süredir Türkiye içinde veya Türkiye'ye yönelik sınır dışında eylem gerçekleştirmeyen IŞİD, sessizliğini Sarıyer'deki kilise eylemi ile bozdu.

T24 yazarı Tolga Şardan gugünkü yazısında İstanbuldaki son IŞİD operasyonlarında, Balat ve çevresindeki farklı dinlere ait ibadethanelerin hedef alındığı anlaşıldı. Söz konusu ibadethanelere yönelik yoğun güvenlik önlemleri alındığı yine güvenlik kaynaklarından edindiğim bilgilerden dedi.
İşte Tolga Şardanın bugünkü yazısı:
Uzun süredir Türkiye içinde veya Türkiyeye yönelik sınır dışında eylem gerçekleştirmeyen IŞİD, sessizliğini Sarıyerdeki kilise eylemi ile bozdu.

İtalyan Santa Maria Kilisesine yönelik silahlı eylem gerçekleştiren iki IŞİDli, saldırıda kullandıkları silahlarla birlikte yakalandı.

Eylemin ardından polis ve istihbarat birimlerinin kent genelindeki operasyonlarında 51 kişi gözaltına alındı. Bunlardan bir bölümü sınır dışı edildi. İstanbul Emniyetinde devam eden soruşturmayla ilgili epeyce önemli bilgiler kamuoyuna yansıdı.

Yansımayan önemli bölümleri var.

Fakat bunları açıklamadan önce yılbaşının hemen öncesinde dönmek gerekecek.

İstanbulda IŞİDe yönelik son dönemde arka arkaya üç önemli operasyon gerçekleştirildi. Gerek MİT gerekse polisin yaptığı çalışmalarda, kasım sonunda 15 ilçedeki operasyonlarda 13 şüpheli gözaltına alındı. Aralık ayındaki iki ayrı operasyonda ise toplamda 34 IŞİD şüphelisi yakalandı.

Son dönemde gözaltına alınan 50ye yakın IŞİDlinin tek bir ortak yönü var: Horasan Grubu ile bağlantıları.

Horasan Grubunun geçmişi
IŞİDlilerin ülkeye giriş tarihleri, yöntemleri, bağlı oldukları yerel üniteler farklı olmakla birlikte, IŞİDin yeni eylem grubu olarak tanımlanan IŞİD-H yani Horasan Grubuyla bağlantıları, üzerinde durulması gereken bir gelişme kanımca.
Yeri gelmişken IŞİDin Horasan Grubu kolu hakkında kısa bilgi vermekte fayda var.

Kimi açık kaynak bilgilerine bakıldığında IŞİD-Hnin ortaya çıkışı 2014e kadar gidiyor.

Her ne kadar Türkiyede de aynı isimli ilçe bulunsa da örgütün ismini aldığı yer, Erzurumun Horasan ilçesi değil elbette.

Bugün, Afganistan, İranın doğusu, Tacikistan, Türkmenistan, Özbekistan ve Pakistanın bir bölümünden oluşan ve tarihte Persler döneminde imparatorluğun doğusuna verilen isimdi Horasan. Farsçada güneşin yükseldiği yer anlamında.

El Kaidenin devamı olarak biliniyor. Bir dönem, El Nusra içinde de faaliyeti vardı. Hatta ABD güvenlik birimleri, özellikle yeni kurulduğu dönemde Horasan Grubu içinde Afganistan, Pakistan ile Kuzey Afrika ve Çeçenistandan gelen 50ye yakın kıdemli El Kaidecinin görev aldığı bilgisini paylaştı.

Talibanın, Afganistan yönetimini 2021de ele geçirmesiyle Horasan Grubu, silahlı eylemlerine hız verdi. Talibanın IŞİD-Hye yönelik operasyonlarını genişletmesi, 2022de grubun yeni eylem stratejisine yönelmesine yol açtı.

Büyük intihar saldırılarına başlayan grup, yabancı uyruklu siviller, diplomatlar, Taliban komutanlarının yanı sıra lider konumundaki dini isimler ile başkent Kabildeki önemli ve değerli tesisleri hedef haline getirdi.

Horasan Grubu, yakın zamanda IŞİD içindeki en etkin ve güçlü eylem grubuna dönüştü.

İstanbulda Horasan Grubu izleri
Horasan Grubu, faaliyet alanlarına Türkiyeyi de ekledi bir süredir.

Gazeteci Hale Gönültaş, Horasan Grubunun Türkiyedeki faaliyetleri hakkında önemli bilgiler içeren yazıları kaleme aldı geçtiğimiz günlerde.

İstanbul Cumhuriyet Başsavcılığınca hazırlanan IŞİD soruşturmasını içeren bir iddianamedeki bilgilerden yola çıkan Gönültaş, örgütün Türkiye ve çevresindeki bölgelerde nasıl örgütlendiğini ve faaliyet yürüttüğünü resmi belgelerle ortaya koydu.

Sarıyerdeki kiliseye yönelik IŞİD eylemine bakıldığında, Horasan Grubunun izlerini görmek mümkün.

Gözaltına alınan iki şüphelinin, Horasan Grubu ile bağlantılı olduğu belirlendi. Tıpkı, İstanbul yapılan son üç operasyonda gözaltına alınan şüphelilerdeki gibi.

Şüphelilerden birisi bilindiği üzere Tacik uyruklu. Diğer eylemci, Rus pasaportu taşımasına rağmen Tacik.

Her iki eylemcinin de yasal yollardan Türkiyeye giriş yaptığı yaklaşık dört yıldır ülkede bulunduğu anlaşıldı.

12 IŞİD eylemi önlendi
Eylem konusunda değerlendirmesini aldığım güvenlik bürokrasisinde üst düzey bir isim, özellikle yılbaşından önce İstanbulda yapılan operasyonlarla 12 terör eyleminin önlendiğini anlattı.

Kentteki yabancı uyrukluları takip edebilmenin zorluğuna dikkat çeken yetkili, operasyonların arı kovanına çomak sokulduğunu ve birbiriyle bağlantısı olmayan IŞİD hücrelerinin tespit edildiğini söyledi.

Bu arada, son olayın üzerinde araştırma yaparken, kritik bir bilgiye daha ulaştım.

Şöyle ki, yine İstanbuldaki son IŞİD operasyonlarında, Balat ve çevresindeki farklı dinlere ait ibadethanelerin hedef alındığı anlaşıldı. Söz konusu ibadethanelere yönelik yoğun güvenlik önlemleri alındığı yine güvenlik kaynaklarından edindiğim bilgilerden.

Polis müdürünün aldırdığı erişim yasağı
Bu arada bir küçük bilgilendirme yapayım.

Büyüteçte geçen cuma yayımlanan Emniyeti karıştıran terfiler: Personel Başkanına FETÖcü suçlaması başlıklı yazıya erişim yasağı getirildi.

Erişim yasağı kararını aldıran isim ise, aynı yazıda kamuoyuna aktardığım, emniyet teşkilatındaki terfi süreci içinde adı geçen Faruk Ufuk Solmaz.

Yeniden erişim yasağı almasını önlemek amacıyla yazıda konu ettiğim bilgileri tekrardan aktarmak istemiyorum.

Ancak, Solmaz, kendisinin terfi sürecinde yaşananları, hem de hakkındaki belgelere dayanan bilgileri aktarmamdan rahatsız olmuş olacak ki, halen görev yaptığı Adıyamandaki 1. Sulh Ceza Hakimliğinden erişim yasağı kararı alarak T24e gönderdi.

Dolayısıyla T24, yazıyı yayından kaldırmak zorunda kaldı.

Bu yazının ardından yaşanan bir gelişme oldukça dikkat çekiciydi ayrıca.

Yazının ana konusu, emniyet teşkilatında kısa süre önce gerçekleştirilen birinci sınıf emniyet müdürleriydi.

Aynı yazıda, hakkında sanık sıfatıyla yargılanan ve yargı süreci devam etmesine karşın bir emniyet müdürünün adı da yer aldı.

Terfileri onaylayan son makam olan İçişleri Bakanı Ali Yerlikaya, yazının yayımlanmasından iki gün sonra beraber çalıştığı bakan yardımcılarının görev dağılımını değiştirdi. Emniyet Genel Müdürlüğünden sorumlu Bakan Yardımcısı Mehmet Aktaştan bu görevi aldı, diğer yardımcısı Münir Karaloğluna verdi.

Bakanlık kaynakları, 127 polis müdürünün birinci sınıfa terfisi konusunda ortaya çıkan yeni gelişmelerden dolayı Yerlikayanın söz konusu değişikliği yaptığını aktardı.

Tabii bu arada sanık konumundaki bir polis müdürünün terfi etmesinin önünü açan bürokratik işlemleri göz ardı etmemek gerekir. Emniyet Genel Müdürlüğündeki Hukuk Müşavirliği ile Personel Başkanlığı, böylesi süreçlerin yönetilmesinden sorumludur.

Terfi edecek isimlerin özlük dosyaları, haklarında herhangi bir yargı süreci olup olmadığı her iki birimin görev alanında. Dolayısıyla yukarıdan aşağıya doğru sorumlu aranacaksa bu birimelerin sorumlularını es geçmemek gerekir.

Son güncelleme: 10:40 02.02.2024
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı