Bahçeli’ye cevap veren Ekrem İmamoğlu, “O zaman biz her iki ayda bir seçim yapalım. 5 senede 7 seçim yaptı. Ekonomisi yandı bitti kül oldu. İnsanlar partizanlaştı” dedi.
7 Haziran’da seçim akşamı devreye girerek ülkeyi yeniden seçime sürükleyen MHP lideri Devlet Bahçeli bu kez İstanbul seçimleri için devreye girdi. Bahçeli, her seçimde olduğu gibi itirazlar yapıldığını belirtti. “Bu itirazlar demokratik bir haktır, yapılması gerekir” ifadelerini kullandı.
BAHÇELİ’YE GÖRE ACELECİLİĞE GEREK YOK
Bahçeli, “Şu an için bazı yerlerde itirazlar cevap bulmakla beraber özellikle İstanbul’da bir kargaşa yaşanmaktadır. 29 bin oy farkı olduğu ortaya konmuştur. Bu farkı değiştirebilecek itirazlar üzerinde çalışma başlatılmıştır. Önemli değişiklikler kendini göstermiştir. Böyle bir sürecin içindeyken işi kargaşaya, aceleciliğe, seçim sonrasında mazbatayı kim alırsa İstanbul’u sarsacak zemine kimse sürüklememelidir” dedi.
YENİ BİR SEÇİM DÜŞÜNÜLEBİLİR
Bahçeli şunları dile getirdi: “Bütün bunlara rağmen hala seçimin üzerindeki akılcı yaklaşımlar Türkiye’yi kargaşaya sürüklüyorsa Türkiye’yi huzursuzluğa itebilecek hatalardan kurtulmanın yolu demokrasi içerisinde aranmalıdır. Toplum vicdanında huzur bulmayacak şekilde sonuçlanırsa yeni bir seçim düşünülebilir. Seçim yenileme demokrasinin bir gereğidir. Kargaşa yerine sandığa bir kez daha gidip Türkiye’yi huzurlu kılmak daha akılcıdır diye düşünüyorum.”
BAZI SÖZLERİ ANLAMAYA LİTERATÜRÜM YETMİYOR
Bahçeli’ye cevap Ekrem İmamoğlu’ndan geldi. İmamoğlu, “Bazı sözleri anlayamıyorum. Literatürüm yetmiyor. O zaman biz her iki ayda bir seçim yapalım. 5 senede 7 seçim yaptı. Ekonomisi yandı bitti kül oldu. İnsanlar partizanlaştı. Bıraksınlar da bu insanları eğitelim. Sokakla toplumla ilgilenin. Seçimin meşruiyetini beş yıl boyunca sayın Yavuz ve onun gibi kaybeden birkaç kişi tartışacak. 16 milyonun öyle bir derdi yok. Sözlerinin hiçbir anlamı yok” ifadelerini kullandı.
TEHDİT BENİM HAYATIMDA OLMAYAN BİR ŞEY
İmamoğlu medyayı tehdit ettiği yönündeki eleştirilere de cevap verdi: “Ben medyayı tehdit etmedim. Tehdit benim hayatımda, ruhumda olmayan bir şey. Ama şunu yaptım. Bazı kurumlara ne kadar itibarlı olduklarını hatırlattım. Soyadlarıyla anlattım. Bu ülkeye iş, istihdam ürettiklerini hatırlattım. Medya kurumlarına sahip olmakla sadece bize karşı değil ailelerine karşı da sorumlu olduklarını hatırlattım. Sahip oldukları kurumların da bu ülke tarihinde önemi var. Öyle bir medya kurumunun adil olmayan şekilde hizmet vermesine üzüldüm. Bunu söyledim o kadar. Onlar bunu nasıl algıladılar bilemem” dedi.
