• Turkhane Logo

İstanbul kazılarına göre Vikingler o kadar güçlü değilmiş

İstanbul'da yürütülen kazı çalışmalarına göre Vikinglerin sanıldığı kadar güçlü olmadığının anlaşıldığı belirtiliyor. İngiliz Sunday Times, gazetesi pazar günü yayımlanan makalesinde İstanbul'da Vikingler dönemine ait olan bir alanda yapılan kazı çalışmalarına yer verdi.

11:12 12 Ekim 2020 Pazartesi
İstanbul kazılarına göre Vikingler o kadar güçlü değilmiş
İstanbul'da yürütülen kazı çalışmalarına göre Vikinglerin sanıldığı kadar güçlü olmadığının anlaşıldığı belirtiliyor. İngiliz Sunday Times, gazetesi pazar günü yayımlanan makalesinde İstanbul'da Vikingler dönemine ait olan bir alanda yapılan kazı çalışmalarına yer verdi.

İngilterenin önde gelen gazetelerinden Sunday Times, pazar günü yayımlanan makalesinde İstanbulda Vikingler dönemine ait olan bir alanda yapılan kazı çalışmalarına yer verdi.
BBC Türkçenin haberine göre makalede İngilterenin popüler bakış açısına göre Vikinglerin öfke dolu, düşmanlarını korkutan, yağma ve tecavüzle ünlü bir toplum olduğu algısının olduğunu, ancak son yapılan arkeolojik çalışmaların bu düşünceyi sarstığı belirtildi.
İstanbulun Küçükçekmece ilçesinde yapılan arkeolojik kazılara göre bu bölgede yaşayan Vikingler, yetersiz beslenen ve güçsüz bir topluluktu; genel olarak savaş yüzünden değil doğal sebeplerle hayatlarını kaybettiler.
İstanbulun Küçükçekmece gölünün Bathonea antik kentinde yapılan kazılarda 10uncu yüzyılda hayatını kaybeden 20 yaşındaki, 1,60 boyundaki bir Vikingin İstanbulda ölmesine rağmen Baltık Denizi bölgesine ait göğsünde sarı bir haç taşıdığı ve Viking olduğu keşfedildi.
Ancak Viking olmasına rağmen kaslı bir yapısının bulunmadığı belirtildi.
Gazeteye konuşan İstanbul Medeniyet Üniversitesi Adli Tıp Anabilim Dalı öğretim üyesi ve kazı alanında sekiz yıldır çalışan Dr. Ömer Turan, Açlık çektiğine, dişlerinin kötü bir durumda olduğuna ve çok sert şeyler yediğine dair işaretler var. Bu alanda daha çok fazla iskelet var. Yapacağımız araştırmalarla bu insanların gerçekte nerede doğduğunu bulmak istiyoruz dedi.
Bizans kültürü ve dinini kabul ettilerSavaşçı, paralı asker, tüccar ve zanaatkar olarak çalışan bu kişilerin kimilerinin İstanbuldaki hayatlarında zenginleştiği kimilerinin açlık çektiği, ancak hepsinin şehrin tarihine katkıda bulunduğu aktarıldı.
Bu alanda yaşayan Vikinglerin Bizans İmparatorluğu döneminde bölgeye göçtüğü biliniyor.
İstanbula ilk göçen Vikingler Rus olarak adlandırılıyordu; bunlar Bizans İmparatorluğuna varmadan Doğu Avrupaya göç eden ve Slav topluluklarını etkisi altına alanlardı.
Kazı alanında çalışan Polonyalı uzman Blazej Stanislawski, Bizans kültürünü ve dinini kabul etmeye karar verdiler. Yazları burada kaldılar, kışları ise kuzeye gittiler. dedi.
İstanbullu kimi veterinerlere göre Vikingler Norveç orman kedilerini beraberinde getirdi, bu kedilerin yerel kedilerle çiftleşmeleri sonucunda ise şehrin bugünkü sahibi kediler ortaya çıktı.
İsveç mutfağının İstanbuldan gelen malzemeleriGeri dönerken de beraberlerinde kakule, safran ve köfte taşıdılar; bütün bu yiyecekler bugün İsveç mutfağının önemli malzemeleri.
10. yüzyılda Bizans İmparatorluğu tarafından verilen kararlar gereği belli sayıdan fazla Vikingin şehre girmesi ve şehir duvarları içinde silah taşımaları yasaklandı.
Kimi İskandinavyalı göçmenlerin ipek alıp sattığı, bir statü simgesi olarak ipek giydiği ve İpek Yolu üzerinde yolculuk ile ticaret yaptıkları ifade ediliyor.
Kimilerinin sofistike zevkine rağmen bir Vikingin Ayasofyanın bir duvarına, Halfdan buradaydı yazdığı görülebiliyor.
Beşiktaş mı Küçükçekmece mi?Vikinglerin İstanbulda tam olarak nerede yaşadığı ise uzun yıllardır tartışılan bir konu.
Kimileri tarihi belgelerde Vikinglerin yaşadığı bölge olarak göresterilen Aya Mamas adlı yerleşim yerlerinin bugünün Beşiktaşı olduğunu söylüyor.
Ancak Bathonea kazı alanında çalışan arkeologlar, Aya Mamasın Küçükçekmece gölü etrafında olabileceği görüşünde.
Polonyalı uzman Stanislawski, Denizci oldukları için ancak gemilerle gelebilirlerdi. Burada da yaklaşık 5 km. uzunluğunda bir liman var diyor.
Vikinglerin şiddetle özdeşleştirilmesine rağmen en azından Bathoneadakilerin barış içinde yaşadığı görülüyor.
Yapılan kazılarda hiçbirinin travmatik yaralar yüzünden hayatını kaybetmediği bulundu.
Kazı alanın başında bulunan Kocaeli Üniversitesinden Doç. Dr. Şengül Aydıngün, Bu kazı alanı bir kütüphane gibi. Her sayfayı çevirdiğinizde kendinizi yeni bir zaman diliminde buluyorsunuz diyor

Son güncelleme: 11:12 12.10.2020
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı