İddianamede sanık Ahmed Süleyman İbni Muhammed’in ‘resmi belgede sahtecilik’ ve ‘silahlı terör örgütü yöneticiliği’ suçlarından 17 yıldan 27,5 yıla kadar hapsi isteniyordu.
İstanbul 24’üncü Ağır Ceza Mahkemesi’ndeki duruşmaya, tutuklu sanık Ahmed Süleyman İbni Muhammed ve avukat ile Arapça tercüman katıldı.
Son savunması sorulan sanık Muhammed, ‘Türkiye’ye zarar verecek hiçbir eylemde yer almadığını’ iddia ederek, şunları söyledi: “Dokuz çocuğum var. Sekiz aydan fazladır cezaevindeyim. Ailemden kimseyle görüşemiyorum, Afganistan’a gitmiş olabilirler. Tahliye olmak istiyorum. Doktorum, burada kalmak çalışmak, hem kendime hem de insanlara faydalı olmak istiyorum.”
Davayı karara bağlayan mahkeme heyeti, sanığı ‘terör örgütü kurmak ve yönetmek’ suçundan cezalandırılmasına karar verdi. Sanığın etkin pişmanlık hükümleri kapsamındaki beyanlarını dikkate alan heyet, bu nedenle indirim maddelerini uygulayarak sanığın sekiz yıl dört ay hapisle cezalandırılmasına hükmetti.
AA’nın aktardığına göre mahkeme, ‘resmi belgede sahtecilik’ suçundan beraatine karar verdiği sanığın tutukluluk halinin devamını kararlaştırdı.
İstanbul başsavcılığınca hazırlanan iddianamede, IŞİD’in kuruluşu ve Türkiye’ye yönelik eylemleri anlatılmıştı. Suriye’de IŞİD saflarında girdiği çatışmalarda sağ gözünü ve sağ bacağını kaybeden sanık Ahmed Süleyman İbni Muhammed’in, bu nedenle protez kullandığı aktarılan iddianamede, sanığın, örgütün ‘karar organı’ Lecne içerisinde bulunan pek çok ‘üst düzey’ emirle Suriye’de kaldığı dönemde ortak hareket ettiği vurgulanmıştı.
İddianamede, IŞİD’in yayınladığı şiddet içerikli propaganda videolarında görüntüleri yer alan sanığın, örgütün eski lideri Bağdadi’nin 2017’de Deyrizor ve Hama arasındaki güvenli bir yerden Hama’ya geçişinde rol aldığı anlatılmıştı. Bağdadi, 2019’da ABD’nin İdlib’de düzenlediği operasyonda öldürülmüştü.
Daha sonra aynı yıl Türkiye’ye geçiş yapan sanığın Suriye’nin İdlib, Hama, Deyrizor ve Bab şehirlerindeki aktif IŞİD mensuplarıyla irtibatlı olarak hareket ettiği şeklinde istihbari bilgilerin elde edildiği belirtilen iddianamede, sanığın çatışma bölgelerinde çekildiği tespit edilen fotoğraflarına yer verilmişti.
İddianamede, sanığa ait dijital materyaller üzerinde yapılan incelemede, çok sayıda infaz görüntülerine rastlandığı, canlı bomba yeleğinin bulunduğu fotoğraf ile terör örgütüne ait flama altında konuşma yapan örgüt mensubu kişilere ait görüntü ve fotoğrafların bulunduğu belirtilmişti.
Sanığın 2014 yılında sahte pasaportla Türkiye üzerinden Suriye’ye geçerek IŞİD’e katıldığı kaydedilen iddianamede, pek çok ‘üst düzey’ emirle 2017’de Suriye’de ortak hareket ettiği, Irak ve Suriye’nin çeşitli bölgelerinde askeri emir olarak birçok pozisyonda görev aldığı, 60 kişilik örgüt militanlarından sorumlu ‘komutan’ olduğu anlatılmıştı.
