• Turkhane Logo

IŞİD'e o kadar hızlı silah sevkiyatı yapıldı ki uzmanlar izini tam süremiyor

Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları'nın (CAR) IŞİD ile ilgili raporu geçtiğimiz Aralık 2017'de yayınlanmıştı. CAR'ın Suriye ve Irak'taki Faaliyet Sorumlusu Damien Spleeters, sevkiyatın çok hızlı gelişmesinin kendisini şaşırttığını söyleid.

12:20 03 Mart 2018 Cumartesi
IŞİD'e o kadar hızlı silah sevkiyatı yapıldı ki uzmanlar izini tam süremiyor
Çatışma ve Silahlanma Araştırmaları'nın (CAR) IŞİD ile ilgili raporu geçtiğimiz Aralık 2017'de yayınlanmıştı. CAR'ın Suriye ve Irak'taki Faaliyet Sorumlusu Damien Spleeters, sevkiyatın çok hızlı gelişmesinin kendisini şaşırttığını söyleid.

IŞİD, yaklaşık 60tan fazla ülkenin bir araya gelmesi ve 3 yıldan fazla mücadeleyle temizlenebildiği kayıtlara geçti. Akıllarda kalan esas soru ise IŞİDe hızlı bir şekilde silah sevkiyatının nasıl yapıldığı?. 

 Özellikle de IŞİDin elindeki bölgelerde yaşayan sivil halk yüksek bedel ödedi, on binlerce sivil yaşamını yitirdi. Bir zamanlar IŞİDin başkenti olarak görülen Rakka ile Irakın Musul, Ramadi, Tikrit gibi kentleri harabeye döndü.

IŞİDin bu kadar uzun süre direnebilmesinin tek nedeni taraftarlarının fanatikliği değil. Örgüte silah ve cephane akışının kesintisiz devam etmesi de önemli bir rol oynadı. IŞİDe giden silahların önemli bir bölümü NATO ve AB ülkeleri orijinliydi ve ABD ile Suudi Arabistan üzerinden çatışma bölgelerine gidiyordu.


AB ve Alman hükümetinin finansmanıyla çatışma bölgelerindeki silah hareketlerini takip eden örgüt Çatışma ve Silahlanma Araştırmalarının (CAR) üç yıllık çalışmaları sonucu ortaya çıkan rapor IŞİDe silahların nereden geldiğini belgeliyor.

Cephede belgeleme çalışması

CARdan uzman ekiplerin Temmuz 2014-Kasım 2017 döneminde cephede yaptıkları incelemelerde IŞİDle mücadele koalisyonunun eline geçen IŞİD silahları mercek altına alındı. Suriyenin Türkiye sınırındaki Kobani ile Irakın başkenti Bağdat arasında kalan bölgede yaklaşık iki bin silah ve 40 bin adedi aşkın cephane incelemeye alındı. CAR ekibi üretici verileri ve seri numaraları üzerinden sevkiyat rotalarını belirlemeye çalıştı. Ve oluşturdukları rapor Aralık ayında kamuoyuna sunuldu.

CARın Suriye ve Iraktaki faaliyetlerinden sorumlu yöneticisi Damien Spleeters kendisini en çok şaşırtan bulgunun sevkiyatın hızı olduğunu belirtiyor. DWye konuşan Spleeters, Silahların ihraç sonrasında ne kadar hızlı bir şekilde IŞİD envanterine girdiğini görmek şaşırtıcı diyor. Buna örnek olarak Bulgar üretimi tanksavar roketlerini gösteriyor. CAR araştırmasına göre 2015 yılı Aralık ayında ABDye satılan roketler, üzerinden daha iki ay geçmeden Ramadiyi IŞİDden geri alan Irak askerlerince IŞİDin terk ettiği bölgede ele geçirilmiş.

Son kullanıcı sözleşmesi ihlal edildi

IŞİD silahları çatışmalarda mı ele geçirdi, saflarına katılan savaşçılar aracılığıyla mı elde etti ya da rakip gruplardan mı satın aldı, bilinmiyor. Tanksavar roketlerin sevkiyat rotasını tamamen belirleyebilmek mümkün değil. Eldeki en somut veri, Bulgaristanın ABDye yapılan silah ihracatını CARa teyit etmiş olması. Tanksavar roketler Amerikan Kiesler Police Supply firmasına gönderilmiş ve ihracat lisans başvurusuna yasal prosedür gereği Amerikan ordusunun son kullanıcı beyannamesi eklenmişti. Bu beyannameyle Amerikan ordusunun silahları üçüncü taraflara sevk etmeyeceği garanti ediliyordu.

Ancak ABD bu beyana sadık kalmadı ve silahlar çok kısa süre içinde Ortadoğuda ortaya çıktı. CAR uzmanı Spleeters bu durumu, Avrupalı silah üreticilerinin çok önemli müşterilerinden olan ABD ve Suudi Arabistanın, Avrupa silah ihracatında temel rol oynayan son kullanıcı beyannamesini dikkate almadıklarının kanıtı olarak değerlendiriyor.

Ancak bu muhtemelen gerçeklerin sadece bir bölümü. Uluslararası Af Örgütünün silah kontrolleri alanındaki uzmanlarından Patrick Wilcken, belgelerdeki farklı taahhütlere rağmen satış sürecinde tüm tarafların, silahların sonuçta Suriye ve Iraktaki çatışma bölgelerine gideceğinin bilincinde olduklarını düşünüyor ve Taraf devletlerin silahların gideceği yeri bilmemesi çok garip olur diyor.

Milyarlarca dolarlık silah boru hattı

Bu durum Doğu Avrupadan Suudi Arabistana yapılan kapsamlı ihracat kalemleri ve teçhizatın Suriyedeki silahlı gruplara iletilmesinde de geçerli. Suriyede iç savaş patlak vermeden önce Suudi Arabistan hiçbir zaman Doğu Avrupa menşeli silahlara ilgi duymamıştı. Suudi ordusu askeri donanımını kendi envanteriyle uyumlu olmayan Doğu Avrupadan değil, ABD ve Batı Avrupadan sağlıyordu. CARın araştırmasında IŞİDin elindeki pek çok silah ve askeri teçhizatın Bulgaristandan Suudi Arabistana yapılan ihracat üzerinden elde edildiği saptandı.

Balkan Araştırmacı Muhabirler Ağı ile Örgütlü Suçlar ve Yolsuzluk Raporlama Projesinin 2016 yılında yaptığı araştırmalar da benzer sonuçlar ortaya koymuştu. Araştırmalarda güney ve doğu Avrupadan sekiz ülke ile Suudi Arabistan, Ürdün, Birleşik Arap Emirlikleri ve Türkiye arasında artan silah ticaretine dikkat çekiliyordu. Bir milyar 200 milyon euro değerinde kalaşnikof, makineli tüfek, roketatar ve hava savunma sistemlerinin çatışma bölgelerine nakledildiği rapor edilmişti.

Uluslararası Af Örgütü silah kontrol uzmanı Wilcken, CAR raporunun, ABD ve Doğu Avrupa ülkelerinin Suudi Arabistan üzerinden çatışma bölgelerine uzanan silah boru hattına aktif katılımını gösteren diğer raporları güçlendirdiğini kaydediyor.
Suriyeye tüm bölgeden güçlü bir silah transferi gerçekleştiğinin, savaşın erken aşamalarında da gözle görülür bir durum olduğuna dikkat çeken Wilcken, bölgeye giriş yapan silahların kimin eline geçtiğinin kontrol edilemediğini belirtiyor.
CAR silah uzmanı Damian Spleeters ise Araştırma sonuçları şunu gösteriyor: Üçüncü bir taraf Suriye ya da Iraktaki herhangi bir gruba silah dağıtıyorsa bu sonuçta IŞİDi besleyecektir diyor.

En büyük sorunumuz müttefiklerimiz

ABDnin eski başkan yardımcısı Joe Biden, 2 Ekim 2014 tarihinde Harvard Üniversitesinde yaptığı bir konuşmada müttefik ülkeler Türkiye, Suudi Arabistan ve Birleşik Arap Emirliklerinin Suriyedeki rolünü irdelerken benzer ifadeler kullanmış, ancak ABDnin rolüne hiç değinmemişti. Biden konferansta kendisine yöneltilen bir soruyu, Müttefiklerimiz bölgedeki en büyük sorunumuz oldu. Türkler, Suudiler, Emirlikler ne yaptı? Esadı devirmeye o kadar kararlılardı ki, Sünni-Şii vekalet savaşını tetiklediler. Esada karşı savaşmaya hazır olan herkese yüz milyonlarca dolar ve binlerce ton silah dağıttılar. Ama donatılanlar, dünyanın diğer bölgelerinden gelen El Nusra, El Kaide gibi aşırılık yanlısı cihatçılardı diye yanıtlamıştı.
Sonuç itibarıyla IŞİD olması gerekenden çok daha güçlüydü. IŞİDe karşı verilen savaş olması gerektiğinden çok daha uzun sürdü ve çok daha fazla can kaybına yol açtı. Bunun nedeni ise dış güçlerin kitlesel bir şekilde bölgeye silah sevk etmesi ve bu silahların IŞİDe gitmesiydi. Bir başka nedeniyse, Avrupada silah ihracatının temeli olan son kullanıcı beyanlarının kağıt üzerinde kalması, kağıt kadar bile değer verilmemesiydi.
(Deutsche Welle Türkçe)


 

Son güncelleme: 12:20 03.03.2018
SIRADAKİ HABER
Sayfa Başı